• davranış psikolojisi (tepki psikolojisi, veya nesnel psikoloji) iç gözlemi bir yana bırakarak, insan veya hayvanın belli şartlar altında nasıl davranacağını nesnel olarak inceleyen bir metotur. bu metot xix.yüzyılın sonu ile yirminci yüzyılın ilk çeğreği arasında davranışın tamamen doğuştan programlanmış ve öğrenilemez olduğu fikrine karşı çıkan thomdike, watson ve becterev'in çalışmaları sonunda ortaya çıktı.

    davranışçılık başlangıçta, bilinç, yani insanların iç yaşamlarının pozitif bir bilimin konusu olamayacağını iddia etmekteydi. psikolojide metafizik görüşü ve psikolojinin fizyolojiden ayrılmasını kesinlikle reddetti . insan ve hayvan davranışlarını bir ayrım gözetmeden, deneyler yoluyla incelemeye çalıştı. buna göre psikolojinin bir bilim haline girebilmesi için ancak herkes tarafından gözlenebilir ve ölçülebilir fenomenlerin, ancak doğa bilimlerinde kullanılan objektif ve bilimsel metodlarla incelenmesi gerekmekteydi. onlara göre, freud ve mc dougall gibi davranışların içgüdüsel olduğunu söyleyen bilim adamlarının teorilerini ispatlama şansları yoktu zira teorileri deney ve gözlemlere uygun değildi. bu kuramlar objektif ve bilimsel metodlarla incelenemezlerdi . oysa psikolojinin pozitif bir bilim olabilmesi “bilinç” kavramı bir yere bırakılıp dikkat, gözlenebilir ve ölçülebilir, bilim metodlarla incelenebilir davranışlara çevrilebilirdi. zihin, gözlenebilir davranışın ta kendisiydi; içgüdü teorisyenlerinin gözlemle değil, masa başında düşünerek analizle ortaya çıkardıklarını ileri sürdükleri ve zihnin içsel mekanizmaları diye ilan ettikleri şeyler, gözlemlenemediklerinden deneysel olarak da ispatlanamazlardı. davranışçılar, bir yaklaşıma gerçekten bilimsel denilebilmesi için davranışın gözlenebilir ve deneysel olarak müdahale edilebilir olması gerektiğini söylüyorlardı.

    davranışçılar , alt sınıf hayvanlarda programlanmış ve öğrenilemez küçük, tekrarlayıcı davranışların olduğunu ancak gelişkin türlerde davranışın içgüdüsel olmadığını ve hemen her davranışın öğrenilmiş olduğunu savundular. bu bilimciler, iyi kontrol edilen çevresel koşulların olduğu ortamlarda bile beklenmedik, küçük bir çevresel uyarının bazı öğrenilmiş davranış kalıplarına yol açtığını deneyleriyle göstermeye çalıştılar. bunlar arasından daha da ileri giden bazıları ise, bırakın davranışları, bazı temel reflekslerin bile öğrenme ve deneyim sonucu ortaya çıktığını öne sürdüler.

    tüm normal ve normal dışı insan davranışlarının temel içgüdünün etkisiyle çıktığını savunan içgüdüsel davranış teorisi'ne tepki olarak doğmuş olan davraniş psikolojisi, bu duruşuyla salt deneyselliği savunduğundan günümüzde de pratik metodlar açısından salt iç gözleme dayanan benlik psikolojisi ekolünün karşısında yer alır. insanı davranışını bir böceğinki kadar refleks tepkilere bağlı görme eğilimi yüzünden eleştirilmiştir. zamanla daha karma yöntemlerle karşıt görüşlerle uzlaşan çağdaş bir anlayışa evrilmiştir. (http://www.baskent.edu.tr/~zuyen/akad/tolman.htm)

    1920 ve 1950'li yıllarda, özelikle abd'nde, insan davranışının biçimlenmesinde sonradan kazanılan, öğrenilen yanına dikkat çekerlerken konrad lorenz ve nikoloas tinbergen gibi avrupa'lı zoolojistlerin , doğal koşullarda ortaya çıkan hayvan davranışlarının mekanizmaları üzerinde çeşitli hayvan türleri üzerine yaptıkları araştırmalar, içgüdü teorisi ve davranışcı teori arasında kısmi bir uzlaşma sağladı. sonuç olarak birçok hayvan davranışının ne çevreden hiç etkilenmeden, öğrenilmemiş içgüdüsel davranışlar olduğunu ne de tamamıyla çevreden etkilenmeye açık öğrenilmiş davranışlar olduğunu ortaya konuldu. bu yeni ekole "etholojist ekol" adı verildi

    davranışçı yaklaşım; uyarıcı-davranış (u-d) veya uyarı tepki (u-t) psikolojisi olarak da bilinir. uyarıcının türü, şiddeti ve tekrarı ile davranışın türü, şiddeti ve sıklığı arasındaki ilişkiyi inceler. ayrıca ödüllendirme ve cezalandırmanın davranış üzerindeki etkilerini ele alır (skinner). öğrenme sürecini çevredeki ödüllendirme koşullarıyla açıklar.

    a. davranışın oluşmasında koşullu refleksin rolü
    b. öğrenilmiş davranış; içgüdülerin varlığını yadsır
    c. hayvan davranışlarının incelenmesi

    davranışçı tepki davranışa yönelir, temeldeki sorunların ne olduğuyla ilgilenmez. davranıştaki bozuklukları öğrenme, kavram ve süreçleriyle ortadan kaldırabilirse, davranışçı terapist sorunun çözümlenmiş olduğunu kabul eder.

    davranışçılar hastada varolan anormal davranışlar örüntülerini ilk önce ölçmeye sonra değiştirmeye yönelen tedaviler geliştirmişlerdir. bütünüyle bu yöntemlere davranışın değiştirilmesi denmektedir. hastanın davranışının sürekli değerlendirilmesi ve izlenmesi gerektiğinde, tedavinin gelişmesi hastanın ilerlemesiyle saptanır.

    bu nedenle diğer terapi yaklaşımlarıyla karşılaştırıldığında, davranışçı, psikologlar sınırlı ve gayet belirlenmiş davranış sorunlarını terapi amacı olarak seçerler, genel kişilik sorunlarına hiç ilgi göstermezler.

    http://kitap.antoloji.com/kitap.asp?kitap=11076
    http://lokman.cu.edu.tr/…try/dersnot/1/1psikgir.htm
    http://www.yagmurcocuklar.com/html/davranis.htm
    http://www.genetikbilimi.com/genbilim/gendav.htm
  • psikolojide davranışçı ekolün egemen olduğu yıllar, pek çok bilim adamı tarafından psikolojinin karanlık çağı olarak adlandırılmıştır. sebebi ise öğrenme sürecinin kısırlaştırılıp yalnızca uyarı ve tepki formuna indirgenmiş olmasıdır, uyarı ve tepki arasında gerçekleşen tüm bilişsel süreçler kara kutu olarak adledilip görmezden gelinmiştir. bu ekole göre tepki, ödüllendirme veya cezalandırma olmadan öğrenme olmamaktadır, tartışmaya açık kuramlarının dışında organizmaların koşullandırılabileceğine yönelik kapsamlı deneyler yapılmış ve bulgular çocuk gelişimi gibi alanlara uyarlanmıştır.
    (bkz: baby albert)
    http://www.youtube.com/watch?v=0fkzayt77zm

    ancak bilişsel devrimin ardından davranışsal psikoloji baskınlığını yitirmiş ve bu ekolde savunulanlar tamamen olmasa da çürütülmeye başlanmıştır.
    en belirgin zedelenme tolman'ın cognitive map ve ödül olmaksızın öğrenme üzerine kurulu deneyleriyle gerçekleşmiştir. bu çalışmalar genelde aşina olacağımız fare, labirent ve yiyecek gibi bileşenler üzerine kuruludur. ilk çalışmada labirentin şekli değiştirilip bazı yollar bloke edilse de az sayıda denemenin ardından fareler kolaylıkla yiyeceği bulabilmişlerdir, deneylerin sonuçlarına göre davranışsal ekolde reddedilen bilişsel süreçlerin bir sonucu olarak fare kafasında labirentin bilişsel haritasını çıkarmıştır. ikinci deneyde ise yine aynı bileşenler kullanılmıştır, bu deneyde fare sübje, labirent uyarıcı, labirenti görünce farenin koşması tepki ve yiyecek ise ödül olarak sınıflandırılabilir. fareler iki gruba ayrılmıştır ilk grup için 14 gün boyunca labirente yiyecek konulmuştur, 14 günün sonunda fareler ilk güne nazaran daha az sürede yiyeceğe ulaşmayı başarmışlardır, ikinci grup için ise ilk 10 gün boyunca labirente yiyecek -ödül- konulmamış ancak son 4 günde labirente yiyecek eklenmiştir. şaşırtıcı sonuç ise şudur; ikinci gruptaki fareler 14. günde ilk gruptaki farelere göre yiyeceği daha kısa sürede bulmayı başarmıştır. yani ilk 10 gün boyunca ikinci gruptaki fareler ödüllendirme olmaksızın labirenti öğrenmiştir.

    bir diğer tartışma konusu ise; davranışçı ekol çocukların dil kazanımını da -öğrenmesini- ödüllendirmeyle açıklamışlardır. yani çocuğun konuşması ebeveynlerce takdir edilmiş, desteklenmiş bir nevi ödüllendirilmiştir. ancak bu konu da chomsky tarafından eleştirilmiştir bu kuram, çocukların kendi kendilerine ya da oyun sırasında kendilerine cevap vermeyen ve takdir etmeyen oyuncak bebeklerle konuşmalarını açıklama konusunda yetersiz kalmıştır.

    eksik yanları oldukça fazla olsa da davranışçı ekol günümüzde halen kabul edilmekte ve ve terapilere uyarlanmaktadır.
  • insan davranışını yöneten iki şey vardır:

    1) mutluluk veren amaca yönelik girişimsel davranışlar

    2) mutluluk veren amaca yönelik mutsuzluk veren parazitli kısımları yok saymak ve mantığa bürümek.
  • @wrb yazar arkadaşın tespitleri mükemmel.
  • bir diğer ismi rs (response stimuli) psychology'dir. insan davranışlarını yorumlarken, kişinin hissiyatlarından tutun bilgilerine, her türlü içsel süreci işin dışında bırakır.

    skinner'ın fare deneyleri, pavlov'un köpeği gibi deneyler, bu görüşün ürünüdür.
hesabın var mı? giriş yap