• guzellik hastasi bir kadin rolundeki meryl streepin kafasini sole dondurup merdivenlerden dustugu ve oldugu sahnede bu filmdeydi sanirim.
  • filmin son karesinde gülmekten yerimden düşmüştüm..ayrıca bir bıyık insanı* bu kadar mı deiştirir be kardeşim dedirten,süper eğlenceli komik ötesi film..
  • madeleine'in helene'a "hel" ve helene'in de "mad" diye seslenmesi gibi süper bir detayi barindiran, çok başarılı robert zemeckis filmi...marlyn monroe, james dean, elvis presley, jim morisson bu filmde gördüğümüz bazi "ölü" ünlüler...
  • tgrtnin bir çok kısmını makaslamasından dolayı adamı deli eden film. ayrıca türkçe ismi çevirisiyle tutmadığı halde cuk diye oturan film...
  • bu gece trt1 de tekrar yayınlanan ve bu kez izlerken bruce willisin ölümsüzlük iksiri icin mücadele verdigi $atodan kacarken caldıgı porsche 550a spyder in sahibinin james dean oldugunu farkettigim film.
  • erkek karakterin bruce wills olduğunu şimdi burdan öğrendiğim, dün gecenin 3 ünde ders çalışma ateşiyle yanıp sönerken denk gelen süper ötesi film, merly streepin merdivenlerden yuvarlandıktan sonra vucudunun aldığı şekiller gerçekten son derece komikti
  • baş rollerinde goldie hawn, meryl streep ve bruce willis in oynadığı, insanların yaşlanma ve ölümle ilgili korkularını, tutkularını, saplantılarını ele alan harika komedi filmi. bruce willis bu filmde, alışılanın aksine çok mazbur bir rolde yer almaktadır.
  • başrollerinden birini de goldie hawn'ın oynadığı film.
  • acil serviste meryl streep'i muayene eden doktor rolünde, rahmetli ünlü yönetmen sydney pollack'ı görürüz. filmin en komik sahnelerinden biridir.
    sydney pollack'ın bulunduğu sahne için:

    http://www.youtube.com/watch?v=qacfz4sferc

    filmin yönetmeni ise robert zemeckis'dir.
    film 1993 yılında görsel efekt dalında oscar kazanmıştır.
  • senaryosunu martin donovan ve david koepp'in yazdığı yönetmenliğini ise who framed roger rabbit'i yönetmiş olan robert zemeckis'in yapmış olduğu 992 yapımı matrak filmdir. bruce willis her zaman olduğu gibi matrak filmlerde olduğu gibi döktürmüş dünyayı kurtaracağına bu tip rollere ağırlık verse daha iyi olacağı hakkındaki kanaatimi pekiştirmiştir.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere. film ana fikir olarak esasında çok çekici olan ama biraz kurcalayınca çekiciliği kalmayıp düpedüz bir eziyete dönüşen sonsuza dek yaşamayı ele almaktadır.

    ölene kadar yaşamak zorken sonsuza kadar yaşamak son derece kasvetlidir. bunu ruhani boyutta birçok eser irdelemiş olmakla beraber bu film bunu -biraz kör göze parmak yaparak- fiziki boyutta işlemektedir. garip olan bu filmde cenaze levazımatçısı başına gelen olaylar neticesinde çok yaşamanın mühim olmadığını iyi yaşamanın mühim olduğu arz etmektedir.

    hoş bir seyirlik olan bu film nedense hep gıcık gittiğim merly streep'e olan antipatimi katlamıştır. eh o da bir sıkıntı değil..
hesabın var mı? giriş yap