• üzerini örtüp arkanızı döner dönmez üzerindeki yorgan, battaniye ne varsa tekmeleyip atan, bu sırada uyumaya devam eden çocuktur. aynı olayı defalarca tekrarlayın siz bıkarsınız o bıkmaz.
  • bu tür çocukları yatağa sabitlemek için bizim zamanımızda kalın lastik bir kayış kullanılırdı. bu kayış bel hizasından yatağın iki kenarına bir kıskaç vasıtasıyla tutturulur, çocuğun yorganının üstünden sıkıca geçirilirdi. hiç sevmezdik.
  • ilkokul 4. sınıftayım. annem kendi ayaklarımın üzerinde durmamın ilk sınavlarını yaşatıyor bana ve beni izci kampına gönderiyor. stadyumun içinde bizi götürecek olan otobüsü bekliyoruz. bir hafta boyunca başımızda duracak olan liderlerimizle tanışıyor annem ve hayatımda ilk kez "deli yatar" deyimini duyuyorum:

    - hocam buyrun kızı, eti sizin kemiği bizim
    - teşekkürler efendim
    - yalnız bizim kız çok deli yatar, eğer ranzalarda korkuluk yoksa bi zahmet bizimki altta yatsın yoksa size dert olur.
    - tamam merak etmeyin
    - ha bi de telleri var geceleri takıyor dişlerine, görürseniz korkmayın
    - ha ha haaa

    velhasıl baştan damgayı yiyerek gidiyoruz kampa. harbiden ranzalar var, sonradan öğreniyorum ki benim iki tahtalı izci annem defalarca bu kampta kalmış. liderim beni ranzanın altına yatırıyor, diğer ranza da bitişik baş tarafından orda da bir arkadaş var, ki daha sonra yıllarca arkadaşlığımız sürüyor.

    ilk gece başlarımız birbirine bakacak şekilde yatıyoruz. ben tellerimi takıyorum. o zamanlar şimdiki gibi yok pratik tel kutuları filan yok. çantamdan çıkartıyorum, kocaman bir nivea krem kutusu, mavi metalden. bissürü açıklama yapıyorum odada kalan 6 kişiye. velhasıl gece neler oldu bilmiyorum ama sabah liderim bizi uyandırmaya geldiğinde, ayaklarımın, bitişik nizamda yattığım arkadaşımın yastığında olduğunu görüyor, yastığım ve yorganım da yerde elbette. "annesi haklıymış" bakışı atıp gülümsüyor.

    çoluk çocuğu deli yatanlara not: lise çağlarında geçtiği görülüyor.
  • kadınların rüyalarını süsleyen oğlan.
  • aynı yatakta ayak ayağa falan uyuma gerekliliği oluştuğu durumda bağırsaklarınızı söküp kafanızı delen çocuktur.
  • (bkz: deli yatmak)
  • yatağı duvara dayalıysa boş tarafına sandalye, hatta kanepe -çünkü sandalyeleri de gecenin bir vakti korkunç bir sesle devirebilme yeteneğine sahiptir bazıları` : misal ben`- konulan; duvar tarafına yastık koymanınsa kafasını çarpıp alnını morartmadıkça akıllara gelmediği çocuktur. ders alınır, yastık konur, sonra ne olur? o yastık çocuk tarafından yorganı gibi yere fırlatılır, duvara yine kafa atılır, o ayrı.
  • sevimliliğine kanarak koyun koyuna yatmayı seve seve kabul ettiğim yeğenimin geceleri canavara dönüştüğünü ertesi sabah anladım. göz altlarımdaki derin çizgiler, uykulu gözler her şeyi anlatıyordu. derin bir uykuyla çizgileri yok edebilirsiniz, ama bu tecrübe insana deliksiz uykunun önemini kafanıza kazırcasına öğretiyor...
  • dikey yatırdığım yatakta her zaman enlemesine yatarken bulduğum minnak kızım. bir de nasıl uyuyor anlamıyorum. birkaç kez yanımda yatırdım. devamlı kafasını kaldırıyor. sırt üstü uyumadığı için yüzüstü yatıyor. ama o kafa her 10 saniyede bir taraf değiştiriyor.

    elini boğazına kadar sokup yemeye çalışıyor. sonra öğürme sesleri geliyor. kalkıp koşuyorum elini çıkarıyorum ağzından. bir keresinde de parmağını burnunda yakaladım. sokmuş ama çıkaramamış. ağlıyordu.

    yan yattığı zaman büzüşen dudakları, o koca yanakları, akan salyası ile dünyanın en sevimli varlığı benim için. sarıla sarıla tekrar içime sokasım geliyor.
hesabın var mı? giriş yap