• güzel birşey
  • kitap başlıkları orjinal ismiyle başlıklandırılmalıdır der hz. sedat.

    suç ve ceza -->> (bkz: prestupleniye i nakazaniye)
    fareler ve insanlar -->> (bkz: of mice and men)
    delilik nedir? -->> (bkz: what is madness)
  • delilik, sahip olduklarını bırakıp yeniden başlamaktır hayatı, unutmamalı ki delilikle velilik arasında ince bir çizgi vardır
  • darian leader'in encore yayınları'ndan çıkan müthiş kitabı. ben okurken çok etkilenmiştim, ilgililere tavsiye olunur.
  • delilik nedir?
    her defasında iyi düşünüp veya davranıp insanlardan kötülük görmek; bir olay üzerine çok kafa yorup çıkış yolu bulamamak sonucu intihar edememek; gibi nedenlerle kaybedecek bir şeyinin olmadığına inanıp kimseyi ciddiye almama hali.
  • delilik çoğu zaman gerçeklikten kopuş olarak tanımlanır, ama aslında, psikiyatrist eugène minkowski'nin gözlemlediği gibi, gerçekliğe fazla yaklaşmakla ilgilidir.

    sy. 82
  • darian leader’in okuduğum ikinci kitabı.

    2016 yılında çıkan kitap 12 bölümden oluşmakta ve ben de bazı önemli yerleri diğer okuduğum kitabında olduğu gibi yorumlayarak aktarmak isterim.

    1.suskun delilik

    • “kendi dünyamda her şeye kadirim, sizinkinde ise diplomasi uyguluyorum.” – bir deli (okumuş adam öyle yazmıyor tabi)

    • nitekim elektroşokun gelişimindeki “evreka anı”, mezbahanın birinde hayvanların tüm vücutlarından akım geçirmekle meşgul olan ugo cerletti’nin, sadece kafadan geçen akımın hayvanları sersemlettiğini görmesiyle ortaya çıkmıştı. beynin körelmesi yan etki değil, amaçtı! ve bu şok tedavisi, “isviçre yapımı bir saati tekmelemekten” farksızdı.

    • gerard pommier’nin dikkat çektiği gibi, günümüzde ilaç etiketlerinde “antipsikoz” değil de “anti-psikotik” yazıyor olması tesadüf müdür acaba- sanki psikotik kişinin bizzat kendisi ortadan kaldırılmalıymış gibi?

    • tuhaftır, ilk kuşak antipsikotik ilaçların hiçbiri hedefe yönelik araştırmalar sonucu ortaya çıkmamıştır. hepsi tesadüf eseri, amiyane tabirle kaza kurşunu ile insan beynini sonradan hedeflemiştir. örneğin ilk seferlerinde; klorpromazin anestezi esnasında sakinleştirici olarak, rezarpin yüksek tansiyon tedavisinde, iproniazid tüberküloz tedavisinde öfori yaratmak amacıyla, lityum ise deney hayvanlarını yatıştırmak için kullanılıyordu.

    2.temeller (nevrotik vs psikotik)

    • bastırma savunma mekanizması arkasında daima semptomlar bırakır ki bu da ruh sağlığı uzmanları için bir nevi ekmek kırıntılarıdır. oysa freud’a göre psikozda çok daha köklü bir kullanım süreci vardır. rahatsız edici fikirler veya deneyimler sadece unutulmakla kalmaz ayrıca duygusal yüklerini kaybedip tamamiyle imha edilir ki analiste ekmek çıkması daha zor olur.

    • dili sürçen bir nevrotik mahcup olur ve sorumluluk hisseder çünkü sürçmenin kendi içinden gelip onu yansıttığının farkındadır. oysa psikotik birey halüsinasyonlarında rahatsız edici unsur dışarıdan kaynaklanmaktadır. yani iç değil dış ve biz değil öteki şeklinde psikotik kodlama vardır.

    • çizgi filmlerde uçurumun kenarını geçtikten sonra dahi bir süre daha koşmaya devam eden karakterler görünür. yahut tavuğun kesildikten sonra ömer seyfettin tarzı gezinmeye devam ederler. işte psikotik bireylerin bazıları işte bu şekilde hayatına devam eder: çoktan ölmüştür ama bedene haber henüz ulaşmamıştır. toplumsal işlevler yerine getirilir ama kendisinden fersah fersah uzaktadır. beden imgesi, bilinçli bir sahiplik veya denetimden uzaklaşmıştır. not: bedeni olmadığından yakınan hastalar gün boyu var olduklarına ikna olmak için diliyle ağzının içine dokunma zorunluluğu hissederler. not2: bunun daha nevrotikleşmiş hali de bazı bağımlılıklar olabilir. örneğin; mastürbasyon ile hem bir şeyler hissetmek hem de erkek/kadın birey olduğunu kendine kanıtlama çabası gibi.

    3.psikoz

    • hayatımıza nasıl anlam katacağımız sorunsalı ile hepimiz karşılaşsak da bu sorunsal ile ciddi anlamda mesai harcayanlar genellikle sadece psikotik öznelerdir. bunun nedeni sistem kurmanın yahut hayatının kullanım kılavuzunu oluşturma gerekliliğini yalnızca hayatı ile çok ciddi sorunlar yaşayanlar fark eder ve üzerine eğilir.

    • herkes hayatının belli döneminde paranoid olup yaşanılan durumlar sebebiyle paranoid düşünceler doğurabilir ama bu paranoyanın kendisinden oldukça farklıdır çünkü paranoyada kişi bir şeyler inşa ederek yaşadığı çöküntüden kurtulmaya çalışır, düşünce sistemi oluşturur. (önceki maddeye benzer evet)

    • bu arada kişinin kendi günahlarına takılıp kaldığı her psikoz vakası melankoli değildir. karl abraham’ın da dikkat çektiği gibi kişinin kendini sürekli suçlayıp durması aslında bir tür megalomanik paranoya biçimidir. bu ilanın altında kendisinin “en büyük günahkar” olduğu inancı vardır. yani bir şekilde insanların ve özellikle de tanrısının dikkatini çekmek için zihnini yapay bir çile haneye dönüştürür. kısaca büyüklük hezeyanı veya narsisizmi de denebilir.

    4.dil ve mantık

    • paranoyağın beden ve düşünce sınırları vardır fakat şizofren kendisini kontrol altında tutan ve her an gözden çıkarabilecek bir dış güce tabi olduğu hissedebilir (tanrı harici tabi. o kişiler sağlıklı dincilerdir). dolayısıyla kişi kuvvetli bir öteki tarafından kullanılan bir nesne konumundadır.

    5.tanı koymak

    • yazar bu paragrafı günümüz türkiye’sine adamış olabilir: “şüpheye teşne olan nevrotik kişiler kendinden ve inançların emin görünen biriyle karşılaştıklarında genelde etkilenirler. mezhepler, tarikatlar ve dini hareketlerin hayattaki amacından emin görünen karizmatik bireyler etrafında ortaya çıkıp durmasının sebebi budur. bu kişilerde bulunan misyon anlayışı, ne yapacağını pek bilmeyen, kariyerinden veya mesleğinden asla emin olmayan nevrotik için pekala cezbedici olabilir (ve badelenebilir).

    • kabahatin hep benliğin dışına atfedilmesi, psikoz emaresidir. buna yani benliği dışarıdan etkileyen bir kuvvet bulunduğu anlayışına çoğu zaman “zihinsel otomatizm” denir.

    6.psikozun nedenleri

    • tam nedeni elbette belli değil ama ilk birkaç yılda tohumu atılan bir durum olan psikoz illa ki çiçek(!) verecek değil elbette. bir örnekle ailenin önemini aktarayım: “bakım veren kişi yani anne çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamayıp mahrum bırakmışsa yani ona nesne gibi davranıp bağımsızlığını ve varoluşunu ona yansıtmadıysa çocuk da bu şekilde büyüyüp kendisine inanarak büyümesi çok zordur (kendine inanmaktan kastım siktiriboktan kişisel gelişim değil tabi). aynı zamanda kendine ve anneye güven oluşmayacağı için bu da paranoyayı besler.

    7.tetikleme

    • iyi haberle entariyi kapatayım: psikotik olan çoğu insanda psikoz hiçbir zaman tetiklenmeyecek. hayat devam edecek, çöküş veya çözülme anı gelmeyecektir.
hesabın var mı? giriş yap