• westworld'de, 1880'lerin vahşi batısı, 13 yy. ortaçağ avrupası ve roma imparatorluğu alt bölümlerinden oluşmuş dev eğlence parkı.
  • ay itibariyle gidi$ donu$ bileti rehbersiz tur icin 12.5 eurodur. delos'a giden botlar limanin ordaki kilisenin yan kismindan kalkar. adaya giri$ ucreti 5 euro. gitmeden yaniniza icecek bir$eyler alin. delos muzesinin yanindaki kafeterya mykonos'tan bile kazik. (bkz: smiley)
    veya rehberli tur her sabah 10'da yola cikiyor. bunun icin de bilet alinabilir. 3 saat suruyor.

    gunumuze kadar ayakta kalmi$ 2-3 tane kopek, iki de direk var. arazideki kopek heykelleri replika, muzedekiler gercek.
  • bir grup gencin dünyayı gezdikleri teknenin adı. cenovaları ve amblemleri çok güzeldir. güncel videolarını takip etmek için buyrun

    https://www.youtube.com/user/briantrautman
  • efsaneye göre, delos ilk başta küçük çorak bir adaymış. gece tanrıçası leto, ikizleri apollon ile artemis'i doğurmak için bir yer ararken, bütün adalar, hera'nın tehdidinden korkup onun ayak basmasını reddetmiş. delos ise benim kaybedecek neyim var? deyip, leto'yu kabul etmiş. ikizler doğduktan sonra adada kocaman parlak mermerden bir tapınak kompleksi oluşmuş,adaya yeşillik ve bolluk bereket gelmiş.
  • tamamı tarihi kalıntılardan oluşan, özel izinli arkeologlar hariç gece kalmanın yasak olduğu, mykanos adasından 6 euro karşılığında rehberli günlük tur yapılabilen ada.
  • kiklad adalari'nin cevreledigi (cycle) kutsal ada. kiklad (cyclades, kiklades) ismi de buna atfetmektedir.
  • bozcaada'da, sahibi cok seker; kahvaltisi, ozellikle recelleri super uber; her gidisimde banko kaldigim guzide pansyon.
  • bu başlığa okadar entry girilip knight online hakkında bişey yazılmaması gerçekten ilginç.
    knight online'da kale olarak da nitelendirilen bir oyun haritası. buranın hakimiyeti için klanlar belli aralıklarla savaş yapar ve hakim olana çeşitli hediyeler ve sadece orada bulunan varlıkları kesme kolaylığı sağlar.
  • efsaneye göre, poseidon günün birinde yabasıyla denize vuracak olmuş, vurduğu yerden bir parça toprak, bir ada çıkıvermiş. ama yalın kayalıkmış bu ada, üstünde bir ot bile bitmezmiş, üstelik de denizlerde yüzer, dalgalarla oradan oraya sürünürmüş.

    gel zaman, git zaman tanrıça leto doğuracak bir yer aramış. zeus'tan gebe kaldığı için, hera'nın hışmına uğramış, bu yüzden de hiçbir yer onu barındırmak istememiş. trakya'da athos, anadolu'da ida dağlarına, imbros, lesbos, samos adalarına, miletos ve knidos şehirlerine başvurmuş, ama ne dağ, ne ada, ne şehir, hiçbiri almamış leto'yu hera korkusundan. derken leto gitmiş, karşısına bir yüzen ada çıkmış, ona seslenmiş, demiş ki ada doğumuna izin verirse, oraya öyle bir tapınak yaptıracak ki, bütün geçimini dünyanın dört bucağından bu tapınağa gelecek olan gezginlerden, yakarışlardan çıkarabilecek.

    ve adada doğuyor apollon'la artemis. ne var ki dokuz gün, dokuz gece sancı çekiyor leto, bütün tanrıçalar başında bulunduğu halde doğuramıyor bir türlü, ta ki hera'nın olympos'ta alıkoyduğu kızı ebe tanrıça eileithyia yardıma gelsin.

    o gelince, onuncu günü dünyaya geliyor ikiz tanrılar. ondan sonra da delos'a "parlak" anlamına gelen adı verilir ve zeus onu toprağın dibine mıhlar, kyklad takımadalarından biri oluverir. ve hymnos dört yılda bir delos'ta kutlanan apollon törenlerini şöyie anlatır:

    --- spoiler ---

    nice tapınakların oldu, nice kutsal koruların oldu; yüce dağ başları senin oldu, ovalara bakan dağ başları, senin oldu denize dökülen nice ırmaklar; ama gönlünü sevindiren yer, ey tanrı delos'tu asıl. orada toplanırlar uzun etekli iyonya’lıların senin, kadınlarını ve çocuklarını getirirler yanlarında. sonra başlanır oyunlara, sana bağlı olanlar gelirler ziyaretine, yumruk, ezgi, dans yarışmaları sunarlar. onları oyunlarda gören sanır ölümsüzdürler. sanki onlar için zaman denen şey yok, yaş yok. kim görse bu erkekleri, bu güzel kuşaklı kadınları, hızlı gemilerini ve bütün varlıklarını kim görse onların, sevinç ve coşkuyla dolar yüreği.

    --- spoiler ---
  • yürüyerek ortalama 5 saatte her yeri gezilebilen yunan adası.

    buranın bünyemde doğurduğu hisler daha önce hiç tatmadığım cinsten. şöyle bir düşünün ki müze, galeri...vs. gezerken bir binanın içinde tüm tarihi koklamaya çalışıyorsunuz. ama bu adada, adanın kendisi tarih arkadaş. yani üzerinden basarak geçtiğiniz çalı çırpının altında bile zeus için kurban edilmek üzere sürüklenen insanların elbiselerine ait parçalar olabilir.

    en efsane noktası zeus sanctuary'sidir. tepenin en uç noktasına kadar ölümü göze alarak -abartmıyorum, koruma bariyeri yok ölümü göze almanız gerekiyor- çıkarsanız, cyclades'deki tüm adaları görmeniz mümkün. fakat öyle bir rüzgar esiyor ki o tepeden, ben açıkçası elime taş alıp ağırlığımı arttırmak gibi bir kocakarı yöntemine başvurdum uçmamak adına.

    o tepede turist arkadaşlarla hissettiğimiz, deyim yerindeyse mitolojinin dibine vurmak hissi anlatılmaz yaşanır.
hesabın var mı? giriş yap