• zorlama yoktur..
    zorlanıyorsan bu dinden değil zorlayandandır, demektir.
  • (bkz: farz)
  • lisedeki din kültürü hocamızın "dinde zorlama yoktur" lafını bizi zorlamaya başladığında kendisine hatırlattığımızda;
    - dine geçmesi için birini zorlayamazsınız. tercihan geçer ya da geçmez. ama islamı seçince zorlayabilirsiniz çünkü yapması gerekenler var. onları yaptırtırsın.
    - oldu
  • talamandan teyyare bir iddiadır. zira dinlerin "yaptırım"ları vardır.. ki, bu yaptırımlar da asla rica-minnet değildir. içinde türlü türlü sopalar, bol alevli korkular vardır.
    bazen de aşk gibidir bu ilişki.. teoride eşitliği kabul eder, başlarsınız ilişkiye..
    gün gelir değişim başlar..
    kimdi o,
    sana niye selâm verdi,
    sen mecbur muydun selam vermeye,
    ona bakma, şuna mesaj atma,
    onunla arkadaş olma,
    onu giyme,
    bunu takma,
    saçını boyatma'lara kadar gider bu iş.
    tanıdığınızı zannettiğiniz o melek gibi adam gider, yerine en öküzünden biri gelir.
    din de böyledir. sadece içinizde olanı dışarı sızdırmaz, bizatihi kendisi de zerk eder içinize zehri. kutuplaşma, linç kültürünü tetikleyen aidiyet hissi, sürü psikolojisi de bonus.
  • annelerin, izin vermedikleri durumlar karşısında ısrar edilince manalı bir bakışla "iyi peki sen bilirsin" demesi gibi bir şeydir bu.
  • annelerin, izin vermedikleri durumlar karşısında ısrar edilince manalı bir bakışla " baban eve gelsin görürsün sen" demesi gibi bir şeydir bu.
  • bir ülkenin yani bir nizamın sınırlarına varana kadar o ülkenin kanunların hiçbirisi sizi bağlamaz. ama o sınırdan içeri girdiğinizde, sonu idamla bile bitebilecek bir kanunlar topluluğuna imza atmışsınız demektir. her ortalama düzende mutlaka, yapılması gerekenleri yapmayanları cezalandıracak müeyyideler vardır ve düzenin bekası için bu müeyyideler olmak zorundadır. fıkhın en son branşını oluşturan "ukubat" yani "cezalar" kısmı da bu yüzdendir.

    islam dini, "zorlama" konusunda iki yol izlemektedir:
    1. dünyadaki cezalar, ya da fiziksel cezalar ya da ukubat* *.
    2. hayat süresince karşılaşılmayan, ölümden sonraki cezalar* *. ikinci kısım cezalar daha ağır olmakla birlikte, toplumsal nizamı gözetmek adına, birinci kısım cezalandırmalar, suç sabit olduktan sonra hemen ifa edilir.

    günümüzde islamiyetin, bir devlet düzeni olarak da görüldüğü bir ülke ve sistem yoktur. o yüzden birinci kısım cezalandırma veya zorlamaları* gerçekleştirecek bir kurum yoktur. dolayısıyla, hem müslümanlar için hem de gayri müslimler* için islamiyetin yasak ettiklerini yapanlar ya da emredilenleri yapmayanlar için bir cezalandırma* söz konusu değildir.

    lokal örgüt ya da yapılanmaların veya "islam devleti" adı altında varlığını sürdüren "fake" devletlerin yanlış uygulamaları ve "mahalle baskıları" ya da zorlamaları bu anlatılanların dışındadır.

    sonuç olarak "islam oldum" diyenler için zorlamalar mutlaka vardır. fakat bu zamanda, tamamen vicdanileşmiştir, kişinin kendi muhasebesidir. bu "zorlama"yı gerçekleştirecek maddi bir kuvvet yoktur.
  • (bkz: hehe)
    niye mi güldüm?

    yahuu eşyanın tabiatına ters bi kere. bırakın mahalle baskısını filan, daha işin başında tanrı zorluyor öncelikle. kutsal olarak addettiğiniz kitaplar demiyor mu yahuu, "şunları şunları yapmazsanız, cehennemde dev kazanlarda haşlanacak, ateşten gömlekler giyecek, et mangal filan yapılacaksınız". diye.
    madem zorlama yok, "cehennem ne iş" diye sormazlar mı adama yahuu?

    ha "zorlamadan" kastınız; "kıl şu namazını ananı skerim ha!" minvalinde bir şeyse, haklısınız.
hesabın var mı? giriş yap