• son zamanlarda toplumda gözlediğim bir olgu.
    ramazan yaklaşıyor fakat o eski tatlı heyecanlar yok sanki artık.sanki bize bir şeyler oldu ve içlerimiz karardı içmizden din adına allah adına bir şey yapmak gelmiyor yapsakta zorunluluk olarak görüyoruz nedense.eskiden daha bir huşu içinde yapılan ibadetler daha rutine döndü sanki.elektroniğin yaşamımıza etkisiyle dinin gereklerinin ve kurallarının yaşamımızdan yavaş yavaş çıktığını düşünüyorum.eskisi gibi dine dayalı yaşamıyoruz ve giderek kötüye gidiyoruz.her an ölebileceğimiz hiç aklımıza gelmiyor değil mi? dua etmeyi,sadaka vermeyi,besmele çekmeyi,zekatı,namazı,gıybet yapmamayı unuttuk mu yoksa ?
    edit:imla
  • gayet güzel bir girizgah yapıp, şuku ve favori almaya hazırlandığı metni sonlara doğru hurafelere boğarak, eksiyi haketmiş yazarın, dinin toplum sahnesinden çekilmesine dair serzenişleridir.

    halbuki, din denilen olgunun istismar edildikçe, siyasallaştırıldıkça samimiyetinin kaybolduğuna, inanç gereği yapılan ibadetlerin, birileri beğensin diye yapıldığını gördükçe toplumun soğumaya başlamasına vurgu yapsaydın, olurdu bu iş.
  • kıyamet alametlerinden sadece bir tanesi
  • çevremdeki dini bütün insanların söyleyip durdukları şey. öyle bişey yoktur benim gözümde.
    ister kişi medyayı takip etsin, ister etmesin, bir şekilde dini şeyleri hergün duymaktadır. kafam kadar kandil mesajları(dişçi bile kandil mesajı atıyor amk.), meydanlara çıkıp bağıran siyasetçilerin konuşmasında geçen dini içerikli şeyler (sağ-sol-çapraz-diagonal bütün partilerin.), yerli yersiz haberlerde gösterilen daeş katliamları, islam adına yapılan terör saldırıları, habire bahsedilen suriyedeki savaş, öldürülen müslümanlar, sürekli televizyonlarda tartışma programı adı altında kavga eden insanlar vs. vs. islam dininde yasak olan herşeyi yaşadığımız şu günlerde, bir anda bu kadar olayın beynimize yüklenmesi karşısında sanki başka bir dine mensupmuşuz da herşeyin tadı tuzu kaçmış gibi geliyor.
    artık, ramazanların bile tadı yok diyo herkes ama ramazan hala aynı ramazan. değişen şey sensin sen. senin beynin değişti. değiştirdiler. önceden de allah aşkı ile yanıp tutuştuğun için oruç tutmuyordun. önceden çevrende sevdiğin insanlar oruç tutardı. sen de onlarla beraber tutardın kalabalık olurdunuz. hoşuna giderdi. bayram geleceği zaman insanın içinde bir heycan olurdu. şimdi herkes ipini koparmış gibi tatile çıkıyor. kaçıyorlar. kim tatil günü saçma sapan televizyona çıkıp bağıran insanları dinlemek isterki? ben istemem. kimse istemez. birbirimizi dinlemeyi unuttuk. birbirimizle konuşmayı unuttuk. bırak dinin giderek hayatımızdan çıkmasını, daha önemli bir insani ihtiyaç olan iletişim hayatımızdan çıkıyor.
    soruyorum size; en son ne zaman birinin “ne dediğini” dinleniz?
  • bazıları için, papaza kızıp oruç bozma etkisiyle de açıklanabilecek durum.
  • insanların medyayla beraber artık duymaktan çok görmeye ihtiyaç duymasından da kaynaklı durum..
    dinlemek yetmiyor, insanlar ikna olmak için görmek de istiyor, görülmeyen şey gerçek değildir çünkü..
    din de kulaktan dolma fantaziler ile ilerlediği için insanlar artık daha ikna edici olan bilime yöneliyor.
    kaldı ki "iyi insan olmak için yol gösterilmesine ihtiyacım yok, aklım var benim ve kullanıyorum" mantığı da bu yükselişe eşlik etmekte..
    akıl ve bilim çağındayız..
    bunu kullanıyoruz...
  • giderek muhafazakarlaşan bir ülkede nasıl bir gözlemdir bu ben bilemedim. dinin hayatımızdan çıkmasına örnek olarak eski ramazan coşkusunun kalmamasından öte örnek verememiş başlığı açan arkadaş.

    o aradığınız ramazan coşkusunu bulamama sebebiniz; dinciliğin artık maneviyatla değil modayla ilgili olması. insanlar için din artık inanma ihtiyacı değil "-gibi görünme" aracı oldu.

    başlıkta ve entride savunulanın aksine dinin hayatımızdan giderek çıkması diye bir durum yok. tam tersine ne kadar hayatımızın içinde olduğuna dair pek çok örnek verilebilir. mesela; dolmuşta yanımda oturan bir erkek ayakta durmakta zorlanan yaşlı bir erkeğe yer vermek istediğinde sırf kadın olduğum için "sakıncalı" gördü ve yanıma oturmadı geçenlerde. dinen hoş olmazmış.. daha bugün yolda yürürken iki tane başörtülü kız bana uzaylıymışım gibi baktı ve şöyle bir diyalog geçti aralarında; kızlardan biri yanındakine dehşete düşmüş bir ifadeyle "kızın göbeği açııkkk" dedi ve yanındakinin cevabı "allah ıslah etsin yaa". dönüp "çok mu rahatsız oldun?" dedim, cevap bile vermeden geçti gittiler. onlar gibi giyinmediğim için allah tarafından ıslah edilmesi gereken biriyim yani..

    dinciliğin ve dinin toplumun her alanında bu denli prim yaptığı bir başka dönem olmuş mudur acaba? çalışma hayatında dahi malum partinin çizgisinde olmak, inançlı olmak ilk tercih sebebi. olmayanlar da kendini öyleymiş gibi görünmeye mecbur ediyor. bunu pek çok arkadaşımdan duyuyorum.

    yahu ramazan ayında açık olan dükkanların taciz edildiği, yemek yiyenlerin dayak yediği bir ülke burası. bu gibi olaylar günbegün artarken dinin giderek hayatımızdan çıktığını söylemek, bariz safdillik.

    şort giyenler şiddete maruz kalıyor, dekolte giyen tecavüze uğrar deniyor, buna -haklı olarak- tepki gösterenlere akıl almaz yaftalar yapıştırılıyor, toplumun ekserisinin bunlara dur demesi gerekirken "ama o da öyle giymeseymiş, o saatte dışarda olmasaymış" gibi argümanlarla savunmaya geçiliyor ve sebebini allah'ın ve dinin emrettiğinin dışında bir hayat yaşamakla bağdaştırıyorlar. ne kadar da hayatımızdan giderek uzaklaşan bir din değil mi? bodrum'daki deprem için de benzer yorumlar yapıldı hatırlarsınız.

    biraz daha düşünsem örnek bulmakta zorlanacağımı hiç sanmıyorum. birçok arkadaşımla ülkenin giderek muhafazakarlaştığını, istemsiz bir baskıya maruz kaldığımızı, yaşam tarzımızı ve düşüncelerimizi birçok alanda kendimize saklamak zorunda kaldığımızı tartışırken vardığımız kaçınılmaz sonuç, dinin giderek toplumda daha görünür olmasına bağlanıyor doğal olarak. sözün özü; türkiye giderek muhafazakarlaşan, dinden ve dincilikten prim sağlanan bir ülkeyken dinin hayatımızdan giderek çıkması gibi bir durum yoktur.
hesabın var mı? giriş yap