• askeriye de mevcut olan bir koğuştur.hafif disiplin suçu işleyen askerler buraya gönderilir ve komutanın o suç için belirlediği süre kadar orada yatarlar.bu süre içersinde dişarıya hiç çıkamazlar.aslında burada yatmak kebap iştir.çünkü burada yattığı süre içinde o askere spor,eğitim,görev,nöbet yoktur.yiyip içip geyik yapar ve yatarsınız.ama burada yattığınız süre askerliğinize eklenir ki arkadaşlarınız teskere alıp giderken arkasından bakarsınız işte adama bu çok koyar.burasının askeri jargondaki adı "disko" dur.disiplin in "dis" i koğuş un "ko"su. (bkz: disko)
  • askeri mapusane. askerliginizi uzattigi gibi resmen hapissinizdir. burda yatmayi kebap olarak nitelendiren cok cok az insan evladi cikmi$tir $imdiye kadar (7).
  • askerliğimi yaptığım yerde "tümen" olarak adlandırılan askeri cezaevi. anlatılanlara göre kesinlikle rezalet bir yer. üstünüze ve altınıza yıllardır yıkanmamış siyah bir elbise giydirip siyah bir şapka takıyorlar. botlarınızın bağlarını alıyorlar. dolaştığınız süre boyunca eller esas duruş vaziyetinde vücuda yapışık, kafa ise öne eğik vaziyette dolaşıyorsunuz. kafayı kaldırdığınız anda yanınızdaki inzibattan copu yiyorsunuz. iki kişi iseniz kol kola geziyorsunuz. boştaki eller yine esas duruş vaziyetinde vücuda yapışık. girdiğiniz anda hoşgeldin partisi adı altında dayak yiyorsunuz. 21 güne kadar alınan cezalar askerliğe süresine eklenmiyor. 21 günden fazlası ise ekleniyor.

    anlatan: sim kart yakalatıp 3 gün ceza alan üst devre bir çavuş.
  • 7 gün boyunca yattığım ne yatması cezamı çektiğim bir daha bırakın görmeyi hatırlamak bile isteme istemediğim yer. burda bulunmak kebap iş falan değildir, eğitimse eğitim, sporsa spor, nöbetse kralı burdadır. kendinizi bir pislikten farksız hissetmeniz için ellerinden geleni yaparar. siz de en nihayetinde öyle hissedersiniz. ama en güzel tarafı burda günde çtiğiniz 3 adet sigaranın zevkini hiç bir şey vermez ve "bırakılır mı bu melet" deyip sigaraya aşık olarak çıkarsınız içerden. bir daha da boynunuzu asla eğmezsiniz. eğer kebap olduğunu düşünen varsa buyursun yesin o kebapları...
  • bu koğuşa düşen er ve ya erbaşların üzerlerinde kendilerine zarar verecek herşey çıkartılır. yüzük, künye, bot bağı gibi... bu da demek oluyor ki intahara kalkışan askerler olmuş. nasıl bir yer olduğunu hesap etmek zor olmasa gerek.
  • disiplin cezası alan askerlerin; diğer mahkumları(mahkeme kararı ile hüküm giyip bayağı uzun yatarı olanlar, hücrelerde cezasını çekenler) görmesinin yasak olduğu askeri cezaevlerinin bir koğuşu/bölümü. bu mahkumlar dışarı koridorlara çıkarıldığında disiplin cezası almış askerler uyarılıp, yüzleri duvara dönük beklerler.*

    gelelim anımıza.* güvenlik ve götümüze girebilir gerekçesiyle zaman ve mekan vermeyeceğim.

    efendim; çok da öyle ağır bir suç işlememiş olmamıza rağmen (daha 4 aylık asker olan ben ve bir üst devre çavuş arkadaşım) birer hafta, komutan kararı ile disiplin cezası almıştık. ha bugün ha yarın cezamızı yatacağımız günü bekliyor, stres yapıyorduk.
    derken o gün geldi çattı ve ertesi sabah garnizon komutanlığına erzak almaya gidecek kamyonlarla ceza evine gideceğimiz haberini aldık. zamanımız azdı. bir an önce saç traşı olmamız ve içebildiğimiz kadar sigara içmemiz gerekiyordu.*
    ertesi sabah içtimadan sonra alay revirinde son muayenemizi olup, alay mutfağının önünde tektiplerimizi giymiş bizi götürecek kamyonları beklemeye, kara kara düşünmeye başlamıştık. *
    cezaevinin kapısında uzman çavuşumuz tarafından görevli gardiyanlara teslim edildiğimiz andan başlayan süreci yazma konusunda kararsızım aslında.(orada yaşananlar orada kaldı, üzerinden bayağı bir zaman geçti ve de en önemlisi az önce de söylediğim gibi götümüze girebilme ihtimali.)
    sadece şunu söyleyebilirim ki; girişte jiletiniz, bot bağcıklarınız, vesairenin yanında sigara paketinizde alınıyor ve akşamdan akşama yatmadan önce oradaki görevli gardiyanın (bildiğin çavuş, onbaşı ve bazen da bildiğin er) sikinin keyfi gelirse sadece bir tek dal içmenize izin veriliyor. en çokta bu koyuyor zaten.
    kötü yanlarının yanında iyi yanları da yok değil aslında. disiplin neymiş, itaat neymiş orada allahını görüyorsun ve dönüşte abartmıyorum bir üst devrenin karşısında bile esas duruşa geçmeye çabalarken buluyorsun kendini. orada ki günler bir ay gibi geçtiği için normalde saydığın günler daha çabuk geçiyor.
    en güzel yanı ise* ; döndüğünüzde 'cezamı çektim komutanım emirlerinizi bekliyorum' diye tekmil verip, bir kaç gün istirahat almak oluyor.
    (bkz: allah düşürmesin)

    not: az daha unutuyordum; içeri girdiğinizde diğer kader mahkumları allah kurtarsın kardeş diyorlarya orada kopuyorsunuz resmen. bütün sıkıntı stres gidiyor. sanki metriste yatıyoruz.*
  • türkiye'nin utancı. gerçi şu ana kadar yazılanlara bakılırsa içeri girenlerin en çok eziyet çektikleri konu sigara içememek olmuş. madde bağımlısı olmanın zor yanlarından biri tabi. ama es geçilmemesi gereken çok önemli detaylar verilmiş. hatırlamaya cesaret ettikleri için yazarlara teşekkür etmeliyiz.

    disiplin koğuşu örneğinden çıkarılan en önemli noktalar bence şöyle:

    1-türkiye'de hala askeri disiplin adı altında insan hakları hiçe sayılıyor
    2-ortaçağ kölelik düzeni hala bir yerlerde devam ediyor
    3-kendi türünden, kendi milletinden, kendi dininden, kendi devrenden, kendi mahallenden olmasına rağmen insana pislik muamelesi yapılıyor, yapılması teşvik ediliyor
    4-askerden çıkarken yaşadıklarını açıklamayacağın konusunda imza attırılarak yaşananlar örtbas edilmeye çalışılıyor (gg noktası)
    5-bütün bunlar her ortamda askerlik ve ceza başlıkları altında normal, olağan, hatta gerekli gösterilmeye çalışılıyor
    6-düzeltmek için herhangi bir çalışma yapmaktan itinayla kaçınılıyor (aman asker kızmasın)

    zorunlu askerlik ya da profesyonel ordu, farketmez. insanoğlu hiçbir sebeple böyle bir muameleye reva görülemez. asker değilken reva görülmediğin muamelenin sırf askersin diye normal kabul edilmesi kabul edilemez. genelkurmaya da hükmeden hükümetlerin bunu anlayacağı günü görecek miyiz, emin değilim. avrupa insan hakları mahkemesine mi başvurmalı, ne yapmalı? onlarda iç hukuk deyip karışmıyorlar gerçi. asker deyince akan sular duruyor, dokunulmaz olunuyor nedense.

    ondan sonra diyorlar neden bazıları vicdani retçi. halbuki mevcut durumu kabullenip tartışılması gereken konu bu: askerlik sistemini düzeltmek için ne yapmalı?

    (bkz: her türk asker doğar)
    (bkz: yersen)

    peşin not: askerlik yaptım
  • das experiment filminden farksızdır. verilen cezalar 20 günü geçmez ama cezaların kısa olduğu görüşünüz das experiment filmini izleyince tamamiyle değişir. *
  • 7 günümü çalan, sinirlerimi harap eden dünyanın en lanet yeri. dayak var, hem de ne dayak. karşılık bile veremiyorsun. verirsen bittin. bu dayak olayı, çok çok şanslı bir insan olmayım ki bana denk gelmedi.

    buranın gardiyan mı, görevli mi denen orospu çocukları yüzünden sinirlerim harap oldu. bu orospu çocuklarının komutanları daha bi orospu çocuğu.
    içindekiler hariç, bütün ilgilileri orospu çocuğu olduğu yerdir.

    benim için dünyanın en pahalı kahvaltısının bedelidir. yarım saat bile sürmeyen kahvaltının bedeli 168 saat disko cezası. silahlığınızı, egonuzu ve rütbelerinizi bir tarafınıza sokun.
hesabın var mı? giriş yap