• yeni cikmi$ bir izometrik 2d crpg oyunu. kritiklere gore hic fena da degil.
  • inanılmaz geniş alan, daha iyi atmosfer ve daha fazla serbestlik sahibi bir diablo diyebiliriz aslında bu oyuna.

    hikayesi o kadar sağlam olmasa da fallout tarzı dalga geçebilmeyi de başarabilmiş, yıllar sonra bir darksun* tadı sağlayabilmiştir.
  • diablo 3 ü beklerken vakit gecirilebilen oyun.
  • baldurs gate ve diablo melezi gibi duran, oynamasi zevkli oyun...
  • (bkz: divinity)
    (bkz: amorphis)
  • onemsiz gorunen diyaloglari okumaya usendigimden "elean" diye kusum aydin'in yandan yemisi bir elf'e ilan-i ask etmis bulundugum oyun. sonradan "conversations"a gidip okudum, terbiyesiz arada bana "cocuk dogurursan yari elf olur hos karsilanmaz" filan demis, ben de - af buyrun - ibnenin evladina (babasi tehdit etti de yanasma oglumun yanina diye sonradan) "nolur ama nolur, bak bana varirsan koyunu dwarflardan kurtaricam" diye yalvarmisim.
    aarin gend bundan iyiydi, vallahi iyiydi.
    yani neymis, oyle diyaloglari kicimizla okuyup seceneklere bakmadan cabuk gecsinler diye tiklamamak lazimmis.
    ha bir de save early save often.
  • görevlerin birinde kerhaneye gidilen oyun. başta kadın karakter de seçebildiğiniz için kerhanede erkek çalışan da bulunmaktadır. sizin karakteriniz erkekse ve bu adamlarla gidip konuşursanız sizinle yatmak istediklerini fakat bunun bir ücreti olduğunu söylemektedirler. kaslı ve yağız görünen bu adamlardan bu tip laflar duymak da insanın bir hayli komiğine gitmektedir.
  • tadı daima damağımda kalacak bu oyunla ilgili bir anı durup dururken kafama dank etmiştir.

    belki iki sene evvel avc'ye oyunu anlatırken ana menüsündeki muhteşem müzikten ve ıssız kulubeden söz etmiştim...
    sonra bir gün oyunu tekrar install edip avc ile oynarken bir de baktık ki ana menüde kulube mulube yok...

    o kulubenin nereden geldiği ise işte bilgisayar oyunlarının, rpg oyunlarının gizli havasında yatıyor ve beni çok ama çok memnun ediyor.

    oyunu ilk oynadığım günlerde, yani seneler evvel, oyunun muhteşem ana menü müziğine ve ağaçlar içindeki, fantastik bir evrene açılan patikanın atmosferine kapılıp, bunların eşliğinde bilgisayarın karşısındaki yatakta uyumuştum. uyumadan evvel son düşlediklerim o patikanın açıldığı ıssız bir kulubeydi.

    ve oyunu birkaç yıl sonra avc'ye anlatırken bu düşü gerçekmiş gibi hatırlamışım, olay budur :)...
  • diablo 2'den sonra rpg tarzında beni memnun edebilen yegane oyun. başlarında oyun oldukça sıkıcı gelmş olmasına rağmen oyunda bulunan otto denilen densizle tanışmamın akabinde oyuna sırf o hergeleyi benzetmek için devam etmiş ancak sonrasında oyunun o mistik müzikleri ve devasa haritasında oyuna giderek bağlanmışımdır. oyun oldukça farklı enstantaneler ile doludur, bitkilerden ilaç yapmak ise buna en güzel örnektir yeteri kadar kimya bilginiz olduğunuzda yapmanız gerekn tek şey boş bir şişe bulup kırmızı, mavi ve beyaz çiçeklerden şurup yapmaktır. oyuncuya kolaylık olsun diye pekçok işlevsel itemler bulunur oyununiçinde şarap içebilir, ekmek yiyebilirsiniz ama scorpion trap diye bişey vardı yamulmuyorsan bir iki tane attığınız zaman, etrafda ne kadar düşman varsa haşamat ediyordu üstelik experience puanlarıda sizin hanenize işliyordu, oyunun ilerleyen bölümlerinde steel scorpion seviyesine geline bu tuzak olayı beni benden almıştı. oyun içersinde bulunan bulmaca tarzı questler ile uğraşmak ayrı bir zevk veriyordu bünyeye. oyunun bir diğer farklı tarafı ise karakterinizin hareketlerine ve davranışlarına endeksli reputation olayıdır ki oldukça dikkat edilmesi gereken bir hususdur, yolunuzu kesen sarhoşlara kılıcınızı çekip daldığınızda inventory'e bikaç şey ekleyebilirsiniz ama reputation anında yerelere düşüyordu ki zira oyunu bırakmama neden olmuş özelliktir bu reputation düşdükçe kasabalardaki insanlarda size düşman kesilmeye başlar, adım başı adam kesmeye başlarsınız bir noktada kesemiyeceğiniz levelda biri gelir kesiverir sizi. bunun dışında yamulmuyorsam birde sahtekar satıcılar vardı bazı barlarda aman diyim benim gibi saflık yapıpda elemanın biri size uçan halı satmaya çalışırsa sakın almayın anlayacağınız üzre o halı uçmuyor. oha dedirten bir özelliğide karakterin inventory'sine sandık alabilmesiydi evet evet koskoca sandığı inventorynin içine atabiliyordu ve kamp kurduğunuz güvenli bir yerde çıkartıp içindeki kitap yada bilimum itemlara ulaşabiliyordunuz, ama karaktere epey ağırlık yapıyordu, direk koşu ve yürüme hızını etkiliyordu karakterin bu konudada oyunu ve oyunu yapanları takdir etmemek yiğidin hakkını yemek olur. yanlış hatırlamıyorsam bu oyunun devamındada firma beyond divinity adlı oyunu piyasaya sürmüştür. birde oyunun save dosyaları diğer oyunlara göre epey bir yer kaplıyordu.
hesabın var mı? giriş yap