diyaliz

• bobreklerin yeterli çalışmamasından dolayı idrarla atılması gereken toksik maddelerin vücuttan alet yardımıyla temizlemesi işlemidir
• (bkz: bobrek yetmezligi)
• (bkz: hemodiyaliz)
  (bkz: periton diyalizi)
  (bkz: nefroloji)
  (bkz: böbrek)
  (bkz: böbrek yetmezliği)
• kan dolasimi prensibine uygun baglanmis iki kablo arasında olup biten
• insanın görünce bile tüylerini diken diken eden böbrek yetmezliğinin çarelerinden biri (diğeri böbrek naklidir). cidden en sevmediğim insnaın bile muhtaç olmasını istemem... haftada bir kaç kez gitmek gerekir karına kollara vs borular sokulur off...
• ing. dialysis
• şu şekilde yapılabilir : belirli miktarda istenmeyen maddeli kan içeren paket, temizlenmek istenen maddenin olmadığı başka bir kan paketinin içine konur. uygun ortamda kandaki istenmeyen madde(misal üre) öbür ortama diffüze olur. diyaliz makinaları da temelde bu prensiple çalışsa da günümüzde daha komplike hale gelmişlerdir.
• işlevini yitirmiş böbreklerin görevini üstlerek vücuttan atılamayan sıvıların tarafından atıldığı cihazdır.
  
  ortalama bir böbrek hastası haftada 4'er saatten oluşmak üzere 3 seans diyalize girer ve diyaliz makinesi tarafından 2,5 ile 4 arası fazlalık kilosu alınır (ayda ortalama 40 kilo alıp verdiğinizi düşünün,vücudunuzun ve sağlığınızın nasıl olabileceğini artık siz tahmin edin). bu sebeple genellikle seans sonraları hastalarda yüksek tansiyon görülür.
  
  (bkz: organ bağışı)
  (bkz: böbrek nakli)
• atık su arıtımında kullanılan, büyük organik parçacıkları küçüklerden ayırma yöntemi.
• şu canım ülkemin böyle bir tedaviye ihtiyacı var..hem de acilen..
  
  takıcan meclisi bu cihaza, ne pislik varsa toplayıp atacak .aynı anda merhametli-cesur-helal süt emmiş ne kadar vatansever-hatta-dünyasever aydın varsa zerk edecek başımıza..biz bu rüyayı görmekten bıkmadık onlar bizi güdüklemekten...