• ulkemizde gesterime girecek ilk dogma filmi "yeni baslayanlar icin italyanca"!
  • günümüz teknolojisinin kameralarının dahi gerçek göz görüntüsüne ulaşamadığı* düşünülecek olursa, "daha gerçek" olana giden yolu ve yöntemleri düstur edinme iddiasıyla yola çıkan öncülerinin sağlam bir çelişkiye toslamasına sebep olmuş sinema akımıdır. örnek vermek gerekirse, akşam saatlerinde* odasına girip bir eşyasını arayan karakterin eylemini izlememiz mümkün olmaz. dogmaya göre, gerçek bir iç mekanda gerçek zaman ve ışıkla çekilmesi gereken bu görüntüler gerçekte olduğundan çok daha karanlık olarak bize ulaşır.

    yine de getirdiği sıkı kalıp ve yaklaşımlarla sinemacıları yaratıcı yöntemler geliştirmeye zorlaması bakımından kıymetlidir. sinemada gerçekçi bir dil yaratabilmenin önemi üzerinde duranlar ve perdenin hayata açılan bir pencere olması fikrinden haz duyanlar minimalist sinemanın sunduğu değerlere eğilebilirler. böylece evet belki film biter ama perdenin ardında hayat akmaya devam eder. sinemada minimalizmin öncüsü kabul edilen robert bressonun pickpocket filmi* meraklılarına epey fikir verecektir.

    türkiye sineması için konuşacak olursak, tam anlamıyla minimalist diyemezsek de yeşim ustaoğlu, sinemada gerçekçiliğin nasıl inşa edilebileceğine dair iyi örnekler sunmaktadır.

    yani neymiş? gerçeğe giden yolda, gerçeğin dahi kendisine alan bulmakta zorlanacağı dogmalar yerine "disiplinli özgürlük" mottosuyla**hareket etmekte her daim fayda vardır.
  • trier'in ilk dogma denemesi the idiots'un çekimleri sırasında stoffer karakterini oynayan jens albinus'un duş sahnesinde ereksiyon olması gerekir ancak albinus kamera önünde bunu başaramaz.bunun üzerine trier dublör kullanmayı düşünür.ama dublörün ten rengi albinusla tutmayabilir.bu durum kurgu aşamasında düzeltilebilir fakat dogmanın beşinci kuralı optik çalışmalar ve filtreleri yasaklamaktadır.trier kara kara düşünmeye başlar!dogma95 trier'in kendisinin bile uygulamadığı kurallar bütünüdür.
  • stüdyoların esiri olmuş, gelişen teknolojinin baskıcı araçlarını kullanmaya zorlanan yönetmenlerin özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamak amacıyla 1995'te öncü dört danimarkalı yönetmen (lars von trier, thomas vinterberg, kristian levring ve soren kragh jacobsen) tarafından ortaya atılmış avangart sinema akımıdır.

    dogme 95 collective veya the dogme brethren olarak da bilinen kuralları sert bu akımın, ülkemizde türev, dört sıvı kan ve femme olmak üzere üç örneği mevcuttur.

    iyi bir örneği için 1988 yapımı festen filmi tavsiyemizdir.
  • dogma 95, 1995'te danimarkalı yönetmenler lars von trier, thomas vinterberg, kristian levring ve søren kragh-jacobsen tarafından başlatırmış avangart film yapım akımıdır. bu akım bazen dogme 95 collective veya the dogme brethren olarak da bilinir.

    -dogma 95 tarafından belirlenen kurallar ise :

    *çekimler stüdyo dışında yapılmalıdır.

    * sahne donanımı ve setler içeri taşınmamalıdır, hikaye özel bir sahne donanımı gerektiriyorsa, stüdyo dışında bu donanıma uygun bir mekân seçilmelidir.

    *ses, kesinlikle görüntülerden ayrı olarak üretilmemelidir ya da tersi. (sahne içinde üretiliyor olmadığı sürece müzik kullanılmamalıdır.)

    *kamera, elde taşınıyor olmalıdır. elde taşınan kamera ile elde edilecek hareketlilik ya da hareketsizlikler serbesttir. (film, kameranın durduğu yerde çekilmemeli; kamera filmin olduğu yerde olmalıdır.)

    *film, renkli olmalıdır. özel ışıklandırma kullanılamaz. (eğer çekilecek olan sahnede filmin pozlandırılması için çok az bir ışık söz konusuysa, sahne kesilmeli ya da tek bir lamba kameraya iliştirilmelidir.)

    *optik numaralar ve filtreler kesinlikle yasaktır.

    *film, gelişigüzel aksiyon içermemelidir. (öldürme, silahlar, vs. bulunmamalıdır.)

    *zamansal ve coğrafi yabancılaştırmalar yasaktır. (kısaca film, şimdi ve burada
    geçmelidir.)

    *tür filmleri kabul edilemez.

    *film formatı 35 mm olmalıdır.

    *yönetmen, jenerikte belirtilmemelidir.

    *ayrıca yönetmen, kişisel adlardan sakınacağına, artık sanatçı olmadığına, anları bütünden daha önemli gördüğü gibi, bir 'iş' yaratmak- tan kaçınacağına, en büyük hedefim karakterlerinden ve ortamdan gerçeği açıkça çıkarmak olacağına ve bunu elinden geldiğince ve iyi tatlarla estetik faktörler pahasına yapacağını bilir.
  • yeni nesil telefonlar ile çok kolayca uygulanabilecek bir kurallar bütünü. böylece tüketim toplumuna tüketecek bir çok ürün sağlanabilir. ironik olarak yine aynı amaca hizmet edecektir böylece.
  • basit bir ifade ile danimarkalı meşhur 4'lünün****, çektikleri filmlerin orijinal halleri ile fazla oynamadan; çektikleri şekilde izleyiciye sundukları, daha ziyade aktörlerin performansını ve hikayeyi ön plana çıkarttıkları film akımıdır.
  • kalem kalem (bkz: dogma 95 manifestosu)
  • sinema dergisi aralık 2000 sayısında okuduğum bilgilere göre sırasıyla dogme filmleri
    1.şölen-thomas vintenberg
    2.idiots-lars von trier
    3.mifune-soren kragjacobsen
    4.the king is alive-kristian levring

    artı bu yönetmenlerin aynı başlıkta ne halt yediklerinde dair
    (bkz: d dag)
  • lars von trier ile thomas vinterberg'in biraz fazla bira ictikleri bir esnada kafalarina esmis bir fikirden ortaya cikan, hak ettiginden cok daha fazla tartisilmis 'akim'. gerci etkisi onemli olmamis midir? olmustur, orasi ayri.
hesabın var mı? giriş yap