• gün geçmiyor ki şu ülke insanının bir pisliğini daha görmeyelim. yemin ediyorum artık ne duysak, ne görsek şaşırmayacak hale geldik. bir ülke insanı bu kadar mı pislik olur. yemin ederim kafayı yiyeceğim. bir yolunu bulsam 1 dk durmayacağım siktir olup gideceğim amk yerinden!

    edit: anne depresyondaymış, yok zor durumdaymış. sikimde değil anlıyor musunuz sikimde değil. evvela şunu söyleyelim doğum öncesi ve sonrası kontrol yaptıramayacaksan çocuk yapmayacaksın. ondan sonra da "ama anne depresyonda" demeyeceksiniz. eğer böyle bir depresyon durumu varsa gidip psikolojik destek alsın. alamayacak durumdaysa da "nasılsa allah rızkını verir" zihniyetiyle çocuk yapmasın. can ulan can. ne kadar downlu olsa da can amına koyum. sinir krizi geçirmiş ama tedavi görüyormuş. peki tedavi gördüğü halde psikolojik sorunları olduğu halde neden bu bebek devlet korumasına alınmıyor. çünkü tedavi dedikleri şey devlet hastanesinde ya da aile hekimliğinde depresyon hapından başka bir şey değildir. bu annenin çıkıp psikoterapi aldığını, klinik yardımı aldığını söyleyemezsiniz.

    siktiğimin ülkesinde ne bir canın değeri var. tutup cehalet her geçen gün savunuluyor. annenin depresyonuna sokayım, şu cehaleti savunup olaya kılıf hazırlayanlara ayrı sokayım!

    edit 2: bildim, hissettim ve empati yaptım. yine sokayım yine sokayım! şu dünyanın adaletine şu ülkenin cehaletine sokayım!
  • yargılamadan önce down sedromu bir kromozom anomalisi olup, beslenme ve yaşam şekli ile alakası yoktur bunu bilelim.

    günümüzde yapılan tarama testleri hatalı sonuçlar verebilmekte ve sağlıklı olması beklenen bebek down sendromlu olarak doğabilmekte. ne yazik ki bir tanıdığım bunu yaşadı ve senelerce depresyondan çıkamadı. çoçuğu istemedi, hayattan tüm bağını kopardı, onu dünyaya geri döndürebilmek için ailesi senelerce çabaladı, çoçuk şuan 10 yaşında ve anne hala iyi değil.

    yani konu anne bebeğini öldürmüş. neee vay caniiiii!! değil. anne belli ki çıkamadığı depresyonda, bilinçsizce bunu yapmış. çok ama çok üzücü.

    lütfen bilmeden hissetmeden, anlamadan, empati kurmadan yazmayalım.
  • bunu yapan insan olamaz. anne olmaz. kabul. (bu arada insanların insanlara ne yaptığına bakmak için haberlere bakmak yeterli.) kadın psikolojik tedavi görüyormuş. yani sağlık durumu normal değilmiş. bu kadının çocuk bakmasına izin veren otoritenin, kadını tedavi eden doktorların hiç mi suçu yok. üç çocuk yapın demekle olabiliyor mu bu işler.
  • annelik sadece çocuğu dünyaya getirmekle olmuyor.onu kendinden bile koruman gerekiyor.
  • annelik sadece çocuğu dünyaya getirmekle olmuyormuş.
  • yürek burkan, çok üzücü bir olayın failidir.

    down sendromuyla ilgili hiç bir bilgisi olmayan, fizyolojik olarak anne olamayacak, hormon nedir bilmez, psikolojiden anlamaz, yaşamamış, görmemiş, hissetmemiş, hayata sadece kendi algısıyla bakabilen kişilerin birazdan klavyesiyle kafasına kafasına vuracağı annedir.

    hiç samimi değilsiniz lan. olsaydınız aşağıdaki başlığı açardınız. ama işinize gelmez, siz vurmayı bilirsiniz.

    (bkz: annesinin boğarak öldürdüğü down sendromlu bebek)

    linç başlasın.
  • lince gelmedim.
    bu, doğum sonrası kadın depresyonları, muhtemelen pedofilinin aşırı normal olduğu toplayıcı avcı zamanlardan beri kurtulmaya çalışıp başaramadığımız bir evrimsel defo. belki kurtulmamız da gerekmiyor bu bozuk ruh halinden. kanunun nizamın yerleşmediği ilk zamanlarımızda, epey eskilerde, kaç "defolu" bebeği son defalığına uyuttuk ya da ölüme terk ettik bilinmez.
    daha fazla analık güzellemesi okuyabilesiniz diye sözlerimi burada noktalıyorum.
  • belki linç gelecek ama suç anneden çok çocuğun ve annenin durumunu bile bile onları yalnız bırakan diğer aile bireylerinde.. babada, babaannede, anneannede, dedelerde, teyzelerde, halalarda, amcalarda, dayılarda.. kimi var kimi yok bilmediğimden bu kadını bu depresyonda down sendromlu bir çocukla başbaşa bırakacak kadar rahat davrananlarda hata.. eğer baba "onları yalnız bırakmamalıydım" veya "bıraktırmamalıydım" diye vicdan azabı çekmiyorsa babalığı batsın derim.. akrabalar sadece acıyan bakışlarıyla kadına samimiyetsiz teselliler verdiyse bir tek, onlar da batsın yerin dibine.. yok ben günahlarına girdiysem şu an, yalnız bırakmadılar da kadın bir fırsatını bulup öldürdüyse bunu öngöremeyen psikolojik destek veren uzmanların diplomalaları yansın gitsin.. anne mi? annenin hayatı bitti zaten.. o kendi ipini kendi çekti..
    bebek canından oldu artık, gitti gelmeyecek.. ama bundan ibret almayan insanlar oldukça bebekler son nefeslerini hep kendilerini en çok sevmesi gerekenler yüzünden verecek..
    tanım: keşke çocuğunu bana verseydi dediğim anne..
    ekleme: marathondancingdoumdlouuuunickli yazar arkadaşımız sağolsun bir düzeltme yaptı.. kadının yaşadığı durum depresyon değil doğum sonrası psikoz imiş.. dileyenler mevzuyu daha detaylı araştırabilirler..
    2. ekleme: bir tanıdığım olayın tv haberlerine yansıdığını ve söylenene göre haberde bebeğin down sendromlu olmadığı bilgisi geçildiğini söyledi.. bu bilgiyi teyit edemedim ama ne olursa olsun öyle ya da böyle evladına kıymak gözünün nurunu söndürmek demektir.. allah böyle faciaları bir daha yaşatmasın..
  • bu sendrom bir test ile hamilelik sirasinda tespit edilebiliyor. testin yapilis bicimi geregi bazi komplikasyonlar rapor edilmis fakar bu gercegi degistirmiyor. bazi asiri dindar ve bu hislerden oturu sirf korkudan bu hamileligi surduren (turkiye icin konusuyorum) anneler gelecek 30 yil dunyaya faha faydali isler yapabileceklerken engelli bir cocuga hayatlarini adiyorlar. bu durumun etik acidan da incelenmesi gerekir. bir deluzyon mu var yoksa gercek, samimi bir yaklasim mi var sorusu cevaplanmaya calisilmasi gerekir.

    fakat hepsinin otesinde bilinmesi gereken bir husus var ki; bu hamileligin psikolojik yukunu kaldiramayacak kadar zayif (karakter olarak) annelerin tespit edilmesi gorevi sosyal bir devlet oldugunu iddia eden ulkenindir.

    bu olumlere engel olunabilir. ve kurtajin yerinde kullanildiginda insan yasaminin kalitesini artiran bir uygulama oldugu ogretilmesi gerekir.
hesabın var mı? giriş yap