• eski bir kızılderili inanışına göre kabus görmeyi engelleyen bir tür muskadır.

    kızılderililer düş kapanlarını daha ziyade bebeklerinin beşiğine asar, bu yolla onların kabuslardan korunmasını sağlarlarmış. bende de bir tane var ama yatağımın başucuna koymadığımdan mıdır nedir, kabus geçiren halde çalışmaktadır. ya da onu oraya dekor maksatlı koyduğumun farkındadır kendisi.

    ingilizce'de dreamcatcher olarak geçmektedir.
  • bi boka yaramayan kizildereli icadidir.

    kiz arkadasim istedi diye aldik. yatagin basucuna astigimizdan beri kabus gormedigim gece olmadi. gecenin bi yarisinda uyanip sabaha kadar uyuyamadim kac kere. evdeki kopekler cildirip ulumaya basladi yok yere. gecen kaldirdim attim. yeminlen bebekler gibi uyudum. kopekler sakinlesti huzur doldu ev...
  • hippielerin olmazsa olmazıdır,türkiye'de de bazı camper volkswagenlerde görebilirsiniz.ayrıca yapımı basit ve eğlencelidir.
  • rüyalara etkisini bilemem de ruhuma etkisi oldukça büyük. benim için ruh kapanı haline geldi. her boy, her renk örmeyi alışkanlık haline getirdim. sürekli yüncü gezip kasnak ve renk renk yün alıp örüyorum. 65 cm çapında hula hoop denemesine başladım. her deliye örmesini tavsiye ederim.
  • güya kötü rüyalardan koruyan bir nesneymiş eski bir inanışa göre. nazar boncuğuna bile inanmayan ben son dönemler sık sık kabus gördükçe bir arkadaşım al bir dene diye aldırdı bana. nasıl bir çaresizsem artık.
    neyse psikolojik herhalde ama ben bu nesneyi odama astım asalı sık sık dediğim kabuslar her geceye döndü. uykuya geçerken de zorlanıyorum, böyle uykuyla uyanıklık arası saçmaladığım bir hal, akabinde çarpıntıyla sıçrama falan. yok arkadaş ben bu akşam bunu atıcam evden. saçma saçma işler.
  • eski kızılderili inanışına göre düş kapanının çemberindeki ağ kötü rüyayı yakalar, tüylerinden def eder.

    etkisine inanmıyorum ama görseli bana hitap ettiği için birkaç tane düş kapanım var.
  • özge budak’ın yeni kitabı. ilk kitabı girit’in perileri’nde olduğu gibi sade ve akıcı bir dille yazılmış. kitabı elinize alıp okumaya başladığınız an hikayenin atmosferine çabucak dahil oluyorsunuz ve olayları kahramanın gözünden görüp onunla aynı korkuları, sevinçleri yaşıyorsunuz. okuması hem kolay hem çok zevkli. sürekli değişen gündemden, hayatın yüklerinden bir an olsun sıyrılmak isteyenleri kısa ama derin öykülerle bambaşka yerlere götürüyor. bir solukta 5 öyküde 5 kahramanla farklı zaman ve mekanda gezinirken zamanı unutturan bir kitap olmuş.
  • 8. sınıfta okuyan kızıma teknoloji tasarım dersinde dayatılan bir uygulama!

    arkadaş olay güzel de öğretmen öğretememiş, bir de üstüne üstlük "sadece benim öğrettiğim (!) iki düğümü kullanın." demiş!

    aksi takdirde youtube desen kaynıyor... bırakmıyorlar ki.

    dedim kızıma " bitirince sınıfın kapısına as, öğretmenin bir daha sınıfa giremesin."
  • kızılderili inanışına göre kötü rüyaları yakalayan bir rüya avcısı...
    özellikle yeni doğan bebeklerin baş ucuna asılır ki kötü ruhlar onları rahatsız etmesin, huzurlu uykularını bölmesin.

    hayatın çemberi olarak da bilinir ve söğüt ağacından yapılır.

    (bkz: dreamcatcher)
  • kötü ruhları uzak tuttuğuna inanılan hede. gerçekten görsel olarak müthiş olanları vardır.

    ne zaman o ahşap rengi üstüne ip sarılmış ve tüy kuyrukları olanlardan görsem aklıma sonbaharın son deminde verandası tozlanmış, boyası dökülmeye başlamış beyaz ahşap bir ev gelir. o evde çok güzel günler yaşanmıştır ve doğanın kanunu, sona ermiştir. geriye kalan hiç bir şey güzel günleri geri getirmeyecektir ve düş kapanı sadece onu hatırlayanların düşlerinde uyuya kalacaktır.

    hayat herşeye rağmen devam edecektir.
hesabın var mı? giriş yap