• 10 gün boyunca en katısını uyguladığım diyet. öyle katı ki baklagil ve meyve dahi yemiyordum.
    günlük besin alımının çok büyük çoğunluğu karbonhidrat olan bendeniz için uygulaması gerçekten çok zor oldu. ilk 3 gün halsiz ve hasta gibiydim. sonra acıkmadığımı farkettim, bayağı bildiğin acıkmıyorum fakat beynim yokluk psikolojisinde. sürekli başım ağrıyor, kafam çalışmıyor, iş yerinde basit mantık gerektiren işleri yapmak benim için oldukça uzun sürüyor ya da o mantığı hiç kuramıyorum. 10. günün akşamı yine basit bir sorunda tıkanınca bu süreci kontrol etmem gerektiğine karar verdim ve araştırmaya başladım. aşağıdaki yazıyı okuyunca bu diyetin de tek tip beslenmeye döndüğünü ve beynimi karbonhidratsız bırakmamam gerektiğini anladım.
    link

    yine de diyet listemi revize edip yapmaya devam edeceğim. size önerim ilk 3 gün detoks gibi düşünüp tamamen karbonhidratsız bir liste yapın. bu 3 günde karbonhidrat kaynaklı ödemi bir güzel atarsınız o da size moral olur. sonra kaliteli karbonhidratları (meyve ve tahıllar) diyete ekleyin ve haftada 1 ödül günü yapın. 21 gün sonunda ödül gününü haftada 2 güne çıkartıp bu işi bi hayat tarzına çevirin.
  • eritrositler ve beyin hücreleri şekere muhtaçtır bu yüzden diyabet hastaları bile günde 130 gramdan az karbonhidratlı diyetle beslenmez. sağlık en büyük zenginliktir dikkatli olmak gerekir
  • çok zor bir diyet türü olduğunu, süt ve süt ürünleri ile çikolatanın bağımlılık yapan maddeler olduğunu anlamama sebep olmuştur. yağsız yaşamak hiç de zor değil, ama şekersiz karbonhidratsız yaşamak gerçekten zor bir deneyimmiş.

    edit: düşük karbonhidrat diyetini 2 hafta boyunca denedim. kalp çarpıntısı, mide ağrısı, yorgunluk, bitkinlik gibi bir sonuçla karşılaştım ki gündelik hayatımda da şeker ve şekerli gıdalar, içecekler, yapay tatlandırıcılı hiçbirşey kullanmayan, kola gazoz vb ağzına sürmeyen, ekmek hiç yemeyen, 49 kilo bir insanım ama bu diyet bana bile fazla geldi.

    ayrıca bu diyetin sağlıksız olduğunu pek çok doktor yazmış. bence uzun süre yapılmamalı. bunun yerine tam tahıllı ekmekler, tam tahıllı makarnalar, kepekli pirinç vb. içeren, karbonhidrat içeriği bakımından zengin ama glisemik endeksi düşük bir diyet yapmak daha mantıklı görünüyor.

    ayrıca her türlü sebze, meyve ve kırmızı ve beyaz eti çok seven bir insan olarak, bu 3’lünün karın doyurmadığını, yağ içeriği yüksek olsa bile asla tok tutmadığını, doymak ve enerjil olmak için muhakkak bol miktarda karbonhidrata ihtiyacımız olduğunu deneme yanılma yoluyla anlamış oldum.

    mö 5000 yılında antilop avlayıp bir oturuşta 10-20 kilo et yemiyorsanız etle doyamazsınız arkadaşlar. sebze mebze salata da hikayeeeeee.
  • 1 ocak itibari ile uygulayacagima dair sözlüge söz verdigim süper olay.
    31 aralik itibari ile kilo 90-92
    hedef 2 ayda 80-82 bandina gelmek

    haftada 1-2 günü altın vuruş adini verdigim her türlü tatliyi vs yemek, ama kalan 5 gün full disiplin irade şeklinde yapacağım.
  • uzun süre yapılırsa komaya girebileceğiniz diyet türü.

    yeterli karbonhidrat alınmaması sonucunda enerji yağlardan karşılanmaya başlar. yağlar yıkıldıkça kan phsı düşer ve kanınız asidik olmaya başlar. keton cisimleri oluşur.
    ayrıca bu kadar yüksek proteinle beslenmek böbreklere yük oluşturur. su tüketimini arttırmanız gerekir. hem de et ve et ürünlerinden aldığınız doymuş yağlar kardiyovasküler hastalık riskini arttırır.
    (bkz: ketojenik diyet)
    daha geniş bilgi için ketojenik diyet olarak araştırılabilir.
  • bel çevresi yağını azaltmada etkilidir..
  • netflix‘te yayınlanan sağlık komplosu isimli belgesele göre karbonhidratı düşürüp hayvansal proteine yüklenmek, bir insanın kendi bedenine yapacağı en büyük kötülüklerden biridir.

    geçen yıl protein ağırlıklı beslenerek 20 kilo verdim ama kan değerlerim tepetaklak oldu. kiloluyken bütün kan değerlerim referans aralığındaydı. karbonhidratı düşürüp protein ağırlıklı beslenince kilo verdim ama kolesterolüm arttı, demirim düştü. 10 yıldır düzenli kan bağışı yaparım. son bağış başvurumda, hemoglobin değerim 12’den düşük çıktı diye kızılay geri gönderdi beni, kan almadılar.

    rafine şekeri tabi ki bırakın. hiçbir faydası yok ve çok zararlı. ama meyve, tahıl, kuruyemiş vs çıkarmayın hayatınızdan. şeker ve ambalajlı işlenmiş gıdalar haricinde her türlü besini kararında ve dengeli bir şekilde tüketin. piyasada tonla bilgi dolaşıyor. her söyleneni dikkate alsan, sebze haricinde neredeyse hiçbir şey tüketmemen gerekiyor.

    tecrübe etmeden bilemezsin. suyu dahi kararında tüketmezsen zarar vermeye başlar. ilaç gibi her besinin yan etkisi vardır. kendi bedeninin özel durumunu düşünüp kar zarar hesabı yaparak işlenmiş gıdalar haricinde her türlü besini dengeli ve yeterli oranda tüketmek gerek. tek bir besin türünün tüketimine dayalı beslenme şekilleri felaket getirir.
  • (bkz: low carb diet)

    (bkz: lcd)
  • basit şekeri tabi ki bırakın , o zaten tescilli bir zehir...ama kompleks karbonhidratları bırakmayın, daha yavaş kilo verirsiniz belki ama sağlığınızdan olmazsınız...yulaf, ceviz, fasulye, nohut mutlaka olmalı diyetinizde...
hesabın var mı? giriş yap