• ergenligimden kalan guzel anilardan. acitiyordu be.
  • tam 10 sene önce, çok fazla dinlediğim için, 3 kere aynı kaseti almıştım. kaset hala vardı o zamanlar. albümün adı bury the hatchet idi. animal instinct, promises gibi efsaneleri barındıran.

    ilk kaseti yaz okulu için gittiğim ingiltere'de almıştım. temmuz ortaları falandı sanırım. ikinci kaseti türkiye'ye döndüğümde almıştım. o da ağustos ayının sonları falandı galiba. yine çok dinliyordum. özellikle az kişinin bildiği süper şarkıları dinlemek daha çok hoşuma gidiyordu. dying in the sun bunlardan biriydi. sorry son ile beraber. zaten albümde de son 2 şarkı idi bunlar. ki kasetten dinlediğimiz için öyle sürekli şarkılar arasında geçmek gibi bir şansım da yoktu. herneyse.. yine çok dinliyordum ve tabii ki bu kaset de bir zamandan sonra bozulmaya başladı. ekim ayının sonlarıydı tekrar bu kaseti aldığımda.

    yine ekim ayının sonlarında sol framede görünce bu yazdıklarım geldi aklıma. o zaman sizler için gelsin daha çok kişi bilsin. buyrun
  • az kişinin bildiği süper şarkılardan olması beni şaşırttı. demek tüm bilenler benim çevremde toplandı gibi bir sonuca ulaşacaktım ki vazgeçtim.

    hiç sanmıyorum bu kadar sade ve güzel bir şarkının az bilineceğini. hem de hiç.

    gece gece loop'a alınan şarkılardan, yağmurlu bir gündüz de olur, yazın günbatımında da olur. dying with the sun...
  • olmazı oldurmaya çalışırken varılan sondur. geri gelmezlerin her gün yeniden batmasıdır kalbine.
  • ak$am ak$am aklıma dü$mü$ $arkıdır.

    ne varsa eskilerde var.
  • insanı sarsan, durup dururken bir anda hüzünlere gark eden şarkı. sanki hep içinizde tutup kimseye söylemediğiniz veya unutmaya çalıştığınız şeyler şarkı haline getirilmiş gibi. böylece şarkının adı da gerçek bir anlama bürünüveriyor...
  • dolores o'riordan tarafından seslendirilen bir cranberries şaheseri.

    beni duygudan duyguya sürükleyen bu parça için teşekkürler dolores.

    rıp.
  • bana yunan mitolojisindeki ikarus'u hatırlatan şarkı.

    ikarus güneşe yaklaştıkça eridi kanatları, ege'nin sularında can verdi. kimi ikarus'u sınır tanımamakla, haddini bilmemekle, söz dinlememekle anıyor. kimisi de bu mitten tutkunun peşinden engel tanımadan koşmak, dünyadan çıkıp sanatın kendisi olmaya uçmak ana fikrine ulaşıyor.

    ben ikarus'u düşününce kanatları tamamen erimek üzereyken, güneş derisini yakarken, tutkusu aralanmış mıdır diye düşünüyorum. denize düşmeden önceki o yirmi saniyede "how could i let things get to me so bad? how did i let things get to me?" demiş midir şarkıdaki gibi diye merak ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap