• yolcuları tekme tokat dövmekten, yolcuya sövmekten kaçınmayan şofördür. şöyle ki bir yolcu inmek için düğmeye basar ama şoför durmaz ve şu diyalog gelişir:

    ş: şoför
    y: yolcu

    y: kaptan inecek var niye durmuyorsun?
    ş: zamanında düğmeye basarsan dururuz.
    y: ben bastım öbür duraktan hareket edince sen durmadın.

    bu sırada şoför kapıyı açar ve yolcu inerken şoför kapıyı kapatır, yolcu kapıya sıkışır ama yolcu inmeyi başarır ve koşarak ön kapıya giderek şoföre saydırır. şoför kapıyı açar ve

    ş: ne diyon sen ya? zamanında düğmeye bassan indiririz, çok konuşma lan yürü git
    y: senin olmayan cinsel organınla münasebete gireyim bik bik bik....
    ş: senin annenle ilişkide bulunurum, bit yavrusu, kadınları satan erkek
    diyen şoför dışardaki yolcuya resmen aduket çeker ve otobüstekiler ile yoldan geçen vatandaş bunları ayırmaya çalışır.

    ş: şeref yoksununa bak ya bu kadar yolcunun içinde küfür ediyor, olmayan cinsel organıyla ilişkiye girdiğim. küfür edilir mi lan böyle orta yerde? çoluk çocuk kadınlar var. * *
    y: sen kimsin lan bana vuruyorsun, indirmiyorsun durakta?
    ş: gel lan saat ikide şu marketin oraya. tam ikide gel ya da buraya gel. ben hep buradayım. ben seni yakalarım. senin kafanı gözünü yarmazsam (aduket ile zaten yarma işlemi başlamış durumda) erkeklerle cinsel ilişkide bulunarak para kazanan kadının çocuğu seni!!!! biz burada yolculara yardımcı olmaya çalışıyoruz, bileti olmuyor alıyoruz vs... ben seni yakalarım ama.... hep buralardayım ben, sen gel bakayım, sen kimsin lan?
    nidaları eşliğinde şoförümüz attığı dayak ve ettiği küfürle bir sonraki maceraya doğru yelken açar.
  • bugün bana birisi ''eyvallah bağyan'' dedi, hala psikolojik bunalımını atlatamadım.

    paso sordu, kimliğimi gösterdim sadece. eyvallah bağyan ne lan? bok ettin bayan.
  • içlerinden birinin 8.30 bahçelievler beşevler ring otobüsüne her sabah 30 saniye geç kalan şahsımı her defasında beklemişliği vardır. vaktinde bindiğim günlerde beni tebrik etmeyi asla unutmayan bu amca ankarada hayrını gördüğüm nadir insanlardan biridir ve sayesinde ego şoförleri gözümde bir numaradır.
  • lise yıllarında bunlardan fantastik bi tanesine şahit olmuştum.. 90larda 100.yılda okumuş olanlar da bilebilir...

    adamın özelliği iki kolu ile direksiyonun üzerine "mahallenin camdan ortamı kesip karşı apartmana dedikodu yetiştiren ismet teyzesi" edasında yerleştirilmiş olup, bir elinde sigara diğerinde tesbih bulunmak sureti ile keskin virajlar haricinde otobüse kıvrak bel ve omuz hareketleriyle yön vermesi idi.. normal olarak özellikler bununla da bitmiyordu.. "elleri oradaysa vites?" sorusunun cevabı ise sağ ayak idi.. önce gazı verip otobüse devrini aldırır, ara gazdan sonra sol ayağı debriyaja sağ ayağı vitese giderdi.. vitesin alt tarafını sağ ayağının üstü ya da topuğuyla kavrar ve vitesi değiştirirdi.. bıyıklı normal bi adamdı.. ama onun otobüsüne her binişimizde dehşet içinde kendisini izlerdik sadece..
  • yıllarca bir hiç olmanın vermiş olduğu eziklikle yaşamış, oturduğu yerden öğrencilere ahkam kesen, "sürmüyom otobüsü argadaşım pason yosa bi daa basacaasın" diye zırlayan kişi.
  • ego şoförü sanıldığının aksine kendi benliğini direksiyona çevirip çeşitli uzvlarını vites kolu olarak kullanan kişi değildir. zira, ego, ankara'nın iett muadilidir, "elektrik gaz otobüs" üçlemesinin kısaltılmışıdır. dolayısıyla ego otobüs şöförleri de çoğu belediye otobüsü şöförü gibi mavi gömlek giyen, otobüs kapısından kafalarını uzatıp "x'ten geçer mi" diye soranlara kafasını kaldırarak hayır diyen ya da sadece başını aşağı indirerek elini vites koluna uzatan (bu, "geçer, hadi bin de gidelim" demektir) ankara'lı şöfördür. yağmurlu havalarda duraklara yavaş yanaşarak devlet memurlarını ıslatmaktan çekinen, paso soran, otobüs kartını sokmayı beceremeyenlere yardım eden, bazen de aksi ve gıcık olan, geç kalan şöför tipidir.
  • ego şoförleri 1991 yılının bahar ayında gayet başarılı bir eylem gerçekleştirmiştir. zam istemiyle girişilen bu eylemde ankara'nın bütün hatlarının belediye otobüsleri 30 km hızla hareket etmiş, tıklım tıklım otobüslerde pelte olan yolcuları canından bezdirerek, özel otobüs yolları olmayan bölgelerde (evet, eskiden böyle yollar vardı) trafiği sıkıştırarak isteklerine ulaşmayı denemişlerdir. yaklaşık bir hafta süren eylemin ardından, birinci viteste 50 km ile gitmeyi denedikleri anda da eylem sona erdirilmiştir.
  • bu şöförlerle ilgili en önemli ayrıntı da, kendilerine belediyece verilen kıyafetleridir. açık mavi gömlek , ve lacivert ceket arasına, karısının ördüğü sütlü kahve, lacivert veya kahverengi saç örgüsü süveterler giyerler. ayakkabılarının içinde ayakkabı sobası olduğundan da şüpheleniyorum.
  • birilerinin bu arkadaşlara iklimlendirme eğitimi vermesi lazım.
    yazın açık pencerelerle son sürat klima çalıştırırlar, kışın içerisi 60 derece olup insanlar havale geçirene kadar cehennem sıcağı üfletirler.
    hastayım, öksürüyorum ve son bindiğim otobüsün kel şoförüne mütemadiyen saydırıyorum.
  • millet otobüse ne kadar çok binerse binsin aldığı maaş 1 kuruş artmamasına rağmen halk otobüsleriyle kapışmayı kendilerine görev edinen, bu uğurda gerekirse duraklarda durmama, diğer arabaların önüne kırma gibi faaliyetlere girişen, birgün benim de dayanamayıp gireşeceğim adamlar
hesabın var mı? giriş yap