• gerçekten her şeyin bir an önce normale dönmesine çok ihtiyacım var. hayatımı yaşamayı özledim. dışarı çıkıp öylesine bile hava almayı özledim. hastalığı bu kadar fazla düşünmeden yaşama lüksünü özledim. yaptığım planlara göre hareket edip o güzel zamanlara bir an önce kavuşabilmek için kendimi motive ettiğim günleri özledim.
  • bundan 11 ay önce bugünlerde artık hiçbir şey için üzülmeyeceğime karar vermiştim.
    öyle olmuyormuş sözlük. işte köpek gibi üzüldüm, aşkta da ama bunlar benim sorunum.
    annem hep derdi, daha çok üzüleceğin günler olacak, boş şeyler için kendini üzme.
    olmuyor be anne. insan yüreğindekiler için üzülüyor.
  • şu virüs süreci tüm hayatımı, planlarımı değiştirdi.

    üniversite 3.sınıf öğrencisiyim, okulum ne olacak hiç bilmiyorum. okul açılacak mı, finaller yapılacak mı, yapılmazsa tüm yılı baştan mı okuyacağım? erkek arkadaşım son sınıfta, mezuniyeti aksayacak mı, adli yargı sınavları ne olacak ve ne ara hazırlanıp girecek belli değil.

    bu gece saat 22.30'da yurttan mail geldi. kyk değil, okul yönetimine bağlı bir yurt. dezenfekte işlemi için tüm eşyalarımızı kolileyeceklermiş. izin dilekçesi atmışlar ama izin vermeme seçeneği yok. üstelik dilekçede "hiçbir şahsi ve değerli eşyam yoktur." yazdırıyorlar, var. benim okula dair birçok eşyam, kıyafetlerim, hatta arkadaşımın pcsi var.

    hepsinden öte, ikimizin de yoğun okul sürecinden dolayı bir türlü doyasıya görüşemediğim sevgilim var. özlemekten iflahım kurudu. geçen haftasonu son kez sarılıp, ağlayarak döndüm memlekete. bir daha ne zaman göreceğim onu bilmiyorum. aylar sürebilir ve onun hediyesi olan, çerçeveli fotoğrafımız da "kişisel ve değerli olmayan eşyalar" içinde.

    günlerdir sokağa çıkıp gezemiyorum. dört duvar arasında durmaktan ruhum daraldı ve risk grubunda olmadığım halde ben eve kapanıp sevdiklerimle görüşemezken laf anlamaz yaşlıların gerizekalı gibi gezmesine ayar oluyorum.

    bu kadar. rahatlamadım ama olsun.
  • hiçbir zaman tutkuyla bağlanılacak bir insan olamayacağımın farkındalığı içindeyim. averaj bi hayatta, averaj bi ilişkiyle yetinen bir adamla, averaj bir şekilde öleceğim. belki çocuklarım bile beni anneleri olmam dışında sevmeyecekler. belki de kimseye averajın üstü bi yaşam sunamayacağım. belki de ben biraz averajım.
  • bazı şeyleri olduğundan farklıymış gibi yaşamamak konusunda daha yeni kararlar almışken kendimi tekrar bu sürecin içinde bulmak kendime olan saygımı yavaş yavaş kaybetmeme sebep oluyor
    bazı ilişkilerin dinamiğinde olmayan ve rutininin gerektirmediği şeyleri ilişkiye eklemeye çabalamanın iyilik ve fedakarlıkla tanımlanmayacağından sadece salaklık veya cıvıklıktan ibaret olduğundan artık eminim
    karşı taraftan görmek istediğim değerin sınırlarını kendim belirlediğimde bu sınırlarla en ufak alakası olmayan bi dönüt aldığımda hayal kırıklığına uğramak ve buna şaşırmak gerçekten manasızca
    hatalı bulduğum eylemlerimi devam ettirmekte ısrarcı oluşuma da ayrıca içerliyorum
    belki her şeyin olmasını istediğim şekilde olduğu bi sabaha olmasa da olmak istediğim kendimin en iyi versiyonu olduğum bi sabaha uyanırım yarın
  • yapamam dediğim herşeyi yaptım. insanlar yaptırdı.
  • #evdekal sayesinde eski gitar etüdlerimi çalıyorum bir iki gündür. beni bu kadar rahatlatan başka bir aktivite daha yok. herşeyi unutturuyor, o an yalnızca ben varım birde içimden gelip gitarımda ses dönüşen duygularım. müzik ruhun gıdası net.
  • “o kadar sanmisim”
    3 kelimenin kalbime bi hancer gibi saplanacagindan habersiz, bir anda dokuverdim sozcukleri.
    “o kadar sanmisim”
    bunu aciklamam sozluk, aciklamak istemiyorum. derdimi de annemin fotograflarina anlatiyorum artik. ama o kadar sanmisim. simdi sozluk, o kadar olmadigini gordum. artik hicbir sey eskisi gibi olmayacak diye odum kopuyor.
  • doğum günüm geliyor. kim hatırlarsa onunla devam edeceğim. merak dahi etmeyenlerle değil.
  • kendimi bir kiraz agacininin altında hayal ediyorum. saçlarım azıcık uzamış, hatta dalgalanmis bile. gözümü kapamisim, rüzgar vücudumu okşuyor.

    küçük basit hayallerim var iste.
hesabın var mı? giriş yap