• lokantaya gidildiğinde iskender söyleyecek bilgisayar mühendisinin "yanında kola mı yoksa ayran mı söylesem?" sorusunu "kola iç hacı çünkü iskenderin yanında zaten yoğurt var böylece ekstra gıda almış olursun." diye yanıtlayan kişi endüstri mühendisidir. ben ise leon hayranı bir makine mühendisi olarak "ne kadar fazla süt ürünü o kadar iyi." diyerek ayrandan yana fikir beyan etmişimdir ama çok da önemli değil.
  • dibindeki muhtemel bir delikten, içindeki suyu sızdıran bir şişe vardır. suyun sahibi bilgisayarcı arkadaş "şişedeki suyu bitirsem mi, yoksa birazını şu arkadaşınkine boşaltıp geri kalanını atsam mı" diye düşünürken, dönüp olanca sakinliğiyle "götüne sok!" diyen, bilin ki ya endüstri mühendisidir, ya da değildir. bu önemli değil, adam böyle sikko problemlerle uğraşmayı sevmiyordur. onu seviniz.
  • bir bilgisayar mühendisi yarım ekmek sandviç yerken üzerine ketçap döker. mühendis üzerimi silsem mi yoksa direk çıkarıp yeni bir şey mi giysem derken bu endüstri mühendisi zvjezdan misimovic'in kadro dışı bırakılmasına tepki gösterir. onu seviniz, çünkü türkiye'deki herkes birer teknik direktördür.
  • - bir cok muhendis gibi okudugu bolumle ilgisiz is yapanlar bu munedislik dali icin de cogunluktadir.
    - isletme ile ayni oldugunu dusunmek hem isletmeden hem de endustri muhendisliginden anlamamak demektir. bir isletmeci degillerdir. endustri muhendisligi bolumlerinin cogunlugunda isletmenin en temel calisma alanlarindan 2'si olan finans ya da pazarlama konularindaki dersler secmeli derslerden ibarettir. adam gibi pazarlama yapan sirketlerin pazarlama departmanlari iyi isletmecilerle doludur. (bkz: unilever)
    - eger her endustri muhendisligi mezunu kendi okudugu disipline uygun bir is yapiyor olsaydi su an turkiye'deki kadar mezun vermesi gerekli olmazdi.
    - optimizasyon bu bolumde anahtar kelimedir. karmasik sistemlerin optimizasyonunu yaparlar.
    - en guzel ornegi bir hava yolunun tarifeli ucuslari uzerinden verebiliriz. belli bir hat uzerine gereginden cok ucak koyarsan, ucaklarin bos gider ve para kaybedersin. ayni hat uzerine az ucak koyarsan musterin yer bulamaz gider baska hava yoluna, yine para kaybedersin. buradaki optimumu belirleyebilecek akademik alt yapi yalnizca endustri muhendislerinde vardir.
    - metodolojik optimizasyona yalnizca karmasik sistemlerde yatirim yapmak anlamlidir. az degiskenli sistemlerin cok daha ucuz empirik yontemlerle de optimizasyonu yapilabilir. ornegin bir donerci kac kilo doner pisirirsem bu gunu cope bir sey atmadan ve kapanis saatime kadar musterilerime "doner kalmadi" demeden bitiririm diye dusunur. bir gun dener biraz doner artar. ertesi gun miktari azaltir/arttirir. ve bu sekilde sistemini tune eder. zamanla deneysel bilgi birikimini de olusturur hangi mevsimde, hangi gun ne kadar doner pisirmesi gerektigi ile ilgili. en kral endustri muhendisini de cebinden cikarir. fakat 200 destinasyona ucus yapan ve elinde sinirli sayida ucak ve personel bulunan bir hava yolu bu sekilde deneme yanilma metodlariyla bu isi yapmaya kalkarsa batar.
    - bir ornek de stadlarin, konser alanlarinin cikis kapilarindan verelim. nerelerde olmali, ne kapasitede olmali bu kararlari icgudusel yontemlerle verirsen turkiye'deki gibi rezaletler ortaya cikar. turkiye'de istanbul'un toplu tasimasi bile "la bu hattin otobusleri bombos gidiyor azaltalim" seklinde donerci yaklasimiyla cozumlenmeye calisildigi icin insanlar optimizasyondan da endustri muhendisi ne is yapar konusundan da bihaberdir.
    - muhendislik; bilim ve matematikten faydalanarak, teknik ve ticari problemlere cozum gelistirme disiplinidir. bu anlamda endustri muhendisleri, bir insaat muhendisi kadar bu unvani hakkeder. fakat bana kalsa adini optimizasyon muhendisligi koyardim. http://en.wikipedia.org/wiki/engineer
    - formal tanimlardan sonra gundelik hayattaki endustri muhendisine gelirsek genellikle kafalari basan, universite boyunca ne is yapacagim panigiyle kendilerini gelistirmis (ingilizce, bilgisayar, staj vb.), optimizasyon yaklasimi kafalarina oturtuldugundan verimlilik odakli, puani yuksek bir bolum oldugundan da caliskan ve akilli olma olasiligi yuksek mezunlar verir. cok farkli disiplinlerden cok sayida farkli ders aldiklarindan dolayi da mulakatlarda anlatacaklari seyler genellikle cok olur. ise alimlarda "kafasi calisan adamdir herhalde, nasil olsa is iste ogrenilir" yaklasimi yaygin oldugundan pazarlama, muhasebe, denetim, finans vb. gibi kendileriyle hic bir ilgisi olmayan alanlarda da rahat rahat is bulurlar. bu durum da bu bolum mezunlari uzerine ciddi bir talep olusturur. universiteyi "iyi bir is bulma" araci olarak goren cogunluk da bu talep nedeniyle bu bolumu secer. puani da bu yuzden yuksektir. bu yazidaki en gercekci, ayaklari yere basan paragraf da budur. diger maddeler endustri muhendislerinin %1'lik kismi icindir.
  • madem kafalar bu kadar karışık 10 yıllık bir endüstri mühendisi olarak açıklayalım.

    endüstri mühendisi; "herkesin ayrı telden çaldığı, birleşmiş milletlerdeki, her dili konuşabilen, ülkelerin kültürlerini ve hassasiyetlerini bilen, dünyanın tamamı için neyin iyi olduğunu bilen bir ara bulucu" gibidir.

    üretim artık o kadar karmaşık ve uzmanlık isteyen süreçlerden oluşmaya başlamıştır ki mühendislikler de gittikçe alt dallara ve farklı uzmanlıklara bölünmek zorunda kalmıştır. ve mühendis kavramı geçmişteki gibi her şeye hakim olan bir yapıdan diğer alanlarda uzmanlaşmanın mümkün olmadığı bir hale gelmiştir.

    "endüstri" yani sistemin bütünü, gelişimini sürdürebilmek için, temel mühendislik bilgilerinin üzerine bütün mühendislik türlerinin ana alanları hakkında yeterli düzeyde bilgiye sahip, karar, yönetim, analiz, iletişim gibi unsurlarla birlikte bütün bileşenlerin uyumlu ve sistemin yararına çalışmasını sağlayacak bir ek mühendisliğe ihtiyaç duymuştur.

    işte endüstri mühendisi,
    elektrik mühendisi, inşaat mühendisi, makina mühendisi, bilgisayar mühendisi, insan kaynakları, finans, muhasebe gibi konularında uzmanlaşmış onlarca birimle konuşabilen ve sistemin uyumlu, verimli çalışmasını sağlayan sistemleri inşa eden, sistemin çıkabilecek arızalarını gören ve "tamir" eden farklı yapıda bir mühendistir.

    yani "her şeyden biraz bilen" konusu doğrudur. fakat o "biraz" bilgiler türkiye'de yapılmaya çalışıldığı gibi doğrudan o işi yapmak için değil, asıl büyük "problem" üzerinde çalışabilmek içindir.
  • bir arkadaşım endüstri mühendisliğini şöyle tanımlamıştı; aynen katılıyorum. ''3 makine mühendisinin yaptığı işi 2 makine mühendisinin üzerine nasıl yıkarım şeklinde hesaplar yapan meslektir.''
  • birine laf sokmuştuk o kaçmış.

    onun yerine şunları tekrarlayalım.

    türkiye'de mühendislik eğitimi: (bkz: #39100892)
    endüstri mühendisliği: (bkz: #53031364)
    endüstri mühendisliği: (bkz: #54955247)
  • bugün dogacak endüstri mühendisi çocuklarına isimler:
    erkek: optimum
    kız: yöneylem
  • yav endustri muhendisini felan anlamayan yok. sadece turkiye gibi temel disiplinlerin bile oturmadigi bir ulkede cok luks bir meslek.
  • öncelikle yeni mezun bir kimya mühendisi olduğumu belirtmek istiyorum. endüstri mühendisi ne okudu ne etti tam olarak ne öğrendi ne yapıyor gibi soruların karşılığını ıncık cıncık bilmiyorum fakat bölümle alakalı genel olarak bildiğim şeyler var çünkü yakın arkadaşlarımdan bir kaçı endüstri mühendisi. bu önemsiz detayı verdikten sonra belirtmek istediğim çok önemli şey şudur ki, türkiye standartlarında ki gibi bir ülke de istediğiniz mühendislik bölümünü bitirin evet bir şekilde iş bulursunuz ama işi bulmanız için geçen süre ortalama olarak 6 aydan fazladır. sadece yeni mezun olduğum ve piyasayı ve kendi okulumun mezunlarının (bkz: koç üniversitesi) sonucunu değerlendiriyorum şu anda. bizim bölümden, makina, bilgisayar ve elektrik elektronikten işe giren sayısı çok az, girmişlerse de torpilleri vardır eminim çünkü dediğim gibi 5 aydır adam gibi bir iş bulmak için bir taraflarımı yırttığımdan torpilin ne derece önemli olduğunu bu hususta biliyorum elbet. fakat endüstri mühendisliğini bitiren arkadaşlar şu anda türkiye'nin gerçekten en önde gelen firmalarında; efendim p&g olur, unilever olur, accenture olur, yapı ve kredi bankası olur, bosch olur, vodafone olur, turkcell olur, pfizer olur, novartis olur daha mezun olmadan işe girdiler ve çalışıyorlar. bu markaların hiçbirini de sallayarak yazmadım buraya. farkındaysanız eğer sektörlerin birbirinden farklılığı göze çarpıyor bu noktada. diyeceğim odur ki bu arkadaşlar bu firmalarda üretim departmanında, satış departmanında veyahutta finans departmanında yeni mezun olur olmaz çalışabiliyorlar. ve üstüne üstlük yeni mezun maaşları da brüt 3000-4000 tl arasında değişiyor. 4 sene boyunca okudukları bu bölüm hakkında öğrendikleri neyi kullanıyorlar bilmiyorum fakat bildiğim bir şey varsa şu dönemde ki yeni mezunlar arasında en rahat iş bulan bölümdür endüstri mühendisliği. yukarıda bahsi geçen firmalar da türkiye'nin en adam akıllı insan kaynaklarına sahip, prosedürleri en iyi ilerleyen, ne olursa olsun bir şekilde iş başvurularına olumlu ya da olumsuz değerlendiren ve de torpili en az kullanan firmalardır. hani abdullah gül kızını unilever'e işe sokmak istemişti de almamışlardı ya! demek ki endüstri mühendisi bir yerlerde gerçekten iyi bir şey yapabiliyor ki yeni mezun olunca cebine üç buçuk milyar para koyabiliyor.
hesabın var mı? giriş yap