137 entry daha
  • son zamanlarda hastasi oldugum, uyesi odugum torrent sitesinden cok yakinda kota dolumu nedeniyle atilmama sebep olacak, sahane dizi. hicbir sey gorundugu gibi degildir diyor ve karakterleri taniyoruz :

    peter petrelli: sacini lise sondan beri kestirmemis bir arkadasdir peter. sag taraftaki sac obegini sol eliyle duzeltme, havali havali arkaya atip, yeni aldigi saati gostermek gibi garip artislikleri vardir. kafayi onceleri kus gibi ucmakla bozmusken, bir ara resme de ilgi duymustur. en az bir adet pon pon kiz kurtarsam kardir, belki dunyayi da kurtaririm gibi bir fikre kendini adayabilmis, son derece naïf de bir insandir. tanistigi kisilere kendini “ pitirr pitreaaallliiiy” seklinde tanitir, guclu bir etki yaratmaya calisir ama beceremez. cabuk gaza gelen, sirin, sukela bir cocuktur.

    nathan petrelli: peter in cakal mi cakal abisidir. kicina jet motoru takilmis gibi ucabilmesine ragmen, 3-5 oyun pesine dusmus, mafyanin raki sofrasina kaset skandaliyla meze olmus, fevri, asabi, guvenilmez bir adamdir. peter ne kadar safsa bu o kadar cindir. araba surerken bile “soyle bir ucayim temiz hava alayim, sefami sureyim” demis, gul gibi karisini koturum etmis, son derece genis bir insandir.

    niki sanders: alkolik, karaktersiz, krizli, makyaj guzeli, ayna delisi bi hatundur. bi donem kendini web cam e vermis, gonul hirsizligi yapmis, “daha daha” diye inleyen masum erkekleri “ 36 dolar daha ver bak neler olacak” seklinde istismar etmistir. zenci kocasini, kiytirik tabanca ile degil, sniper tufegi alip vuracak kadar da ince ruhlu bir insandir. bazen , sahne ismi jessica yi kullanir, ortamlarda gorulur.

    d.l. hawkins: adi bile kisaltma olan, etkisiz, silik, kari parasi yiyen, sahtekarin tekidir. subyanini, karisini dusunmeyen, duvar-paravan buldu mu icinden gecip, milletin emekli maasini, birikimini falan calan, poker masalarinda ocagini sonduren bi tiptir. tepesi atinca deli oglunu alip uzaklara falan kacar, karidan sopa yiyen, kilibik, afro-amerikali bi arkadasdir.

    micah sanders: nikki denilen ariza hatunun ogludur. misafirlige gelip de, en sevdiginiz oyuncagi saak diye ikiye ayiran cocuk, bu micahdir iste. problemli aile cocugu oldugu isminden bile bellidir. ne michael dir ne mikkadir . iki arada bi derede kalmistir. huzuru , hediye gelen tren, radio, laptoplari yildiz tornavidayla bozmakta bulmus, kiymet bilmez bir velettir.

    claire bennet : tabiri caizsse domuz gibi kizdir claire. dogustan serbetlidir ; alev yutar, boynunu exorcist kiz gibi dondurur, otopsiye maruz kalir yine de bi sey olmaz. bi deli japonun lafiyla, milleti isinden gucunden etmis, akin akin odessa,texas denilen koye gelmelerine, bilmeden sebep olmustur. otomatik arabada ehliyet alip, duz viteste duvara toslar, elalemin civa gibi oglunu sakat birakir. bos vakitlerinde itfaiyecilerle bilardo oynar, alkolsuz bira icer.

    gozluklu bennet : evlatlik aldigi kizina, sokaktan 10 milyona buldugu insanlari “ aha! anan baban bu dumbukler iste” diye yediren, paravan sirket kurup, ne idugu belirsiz haitilileri gocmen burosuna ihbar etmekle tehdit eden, sevimsiz mi sevimsiz bi adamdir. evli barkli insanlari bayiltip bayiltip kacirir, ofisinda agirlar. kici iki dakka ayni yeri gormez, surekli ver elini delhi, hop new york, hanim ben vegasdayim gecikicem diyen, lanet bir adamdir. safilo, armani cerceve takip, gozlukleriyle hava atar, kizinin sinif arkadaslarina is koyar. kopeklerle konusan karisindan gina geldigi icin, butun enerjisini bu tur islere vermis, maceraya duskun, gizemli bir abidir.

    eden: ismi cennet, kendi sirret bi hatundur. dedigim dedik tiplerdendir. lukse, hayrata karsi ilgisi vadir. haitili bir arap arkadasin yaninda sut dokmus kediye donmus, kendi soyleyip kendi dinlemis, kimse kale almayinca akli basina gelmistir. once sacini 2 numara kestirmis, sonra hayir islerine adamistir.

    matt parkman: laf dinleyen, milletin sohbetine, muhabbetine kulak kabartan arsiz, sisko bi polistir kendisi. okudugunu anlamadigi icin, tum dedektiflik sinavlarindan cakmis, bi turlu terfi edememis, tam 11 yil boyunca trafik lambalarindaki kirmizi/yesil isik tusuna basma gorevini basariyla ifa etmistir. butun gun donut yiyip yiyip eve gelen, evcimen karisinin yaptigi yemekleri yemeyip, cikardigi coraplari yatagin yanina birakip hor hor uyuyan hayirsiz, gamsiz bir kocadir ayrica.

    isaac mendez: ismine bakip adam sanacaginiz bu arkadas, koskoca tuale, seker kiz candy tadinda cocuk surati cizip, sosyeteye kakalayan, kazandigi parayi ota, eroine yatiran huysuz, ugursuz, kuduruk biridir.
    new york daki tek yesil gozlu zenci hatunu buldugu halde, kizin kiymetini bilmez, otu cekip cekip yanan otubus, pon pon kizlarin bacaklarini falan cizer. yesil gozlu, kofte dudakli simone a car car bagirir, “ mal bul lan bana allahsiz” diyerek, gun asiri eziyet eder.

    simone: babasi jamaicali, annesi belcikali, yesil gozlu cukulata renkli bi kizdir simone. tek derdi, is cikisi sicak cikolata icebilecegi, 14 subat, 29 ekim, yilbasi gibi onemli gunlerde buna hediye alacak bi erkek arkadasdir fakat maalesef bahtsizdir. peter efendi ucmayi ogrenicem derken, yatalak babasini ihmal etmis, oksuz kalmistir. sevgilisi isaac torbacilarla takilmaktan, kendisini unutmustur. iyi gun yuzu gormemis, peter a karsi hos ama bos duygular besleyen kendi halinde bir insandir.

    hiro nakamura : matrix bullet time teknolojisine gonul vermis, kagit katlama sanatini yemis bitirmis, yeni hedefi uzay-zaman katlamak, paketlemek olan, guzel bir japon arkadasdir. cok da delikanli cocuktur. basiretsiz kankasinin enteresan bi olayi olmamasina ragmen, hayirsizi her zaman sirtinda tasir, otel-otobus paralarini ceker, gerektiginde dayak bile yer. teksasli bir kiza, japonca kitap hediye edebilecek kadar kazma olsa da, buyuyunce saci basi uzatip, katanayla gezecek, yakuza olacaktir. kendisi en asil duygunun insani, bir sevgi olayi dir.

    ando : hironun etinden, sutunden sahane yararlanan, yedigini, ictigini hep bu saf nakamuraya kakalayan, elini cebine attigi daha gorulmemis, firsatci bir japondur. mesai saatlerinde dakika calismaz, hironun kredi kartiyla butun gun web kizlarini seyreder, web cam de para yapistirdigi favorisi nikinin evine gidip, " ulan hesap ettim, sana 1 senedir 1800 dolar para bayilmisim... 3 gun oda kahvalti kalicam ben burda" diyecek kadar utanmaz, arlanmaz biridir. rulet masalarinda en asil duygunun insani hironun bile kanina girmis, ustune bi araba sopa yedirtmistir. sabahtan aksama kadar sade kahve icen, hesabi da hiroya kitlemek icin mekandan ayrilmayan, hayirsizin tekidir.

    radyoaktif genc: gayger sayacsiz yaklasilmasi tavsiye edilmeyen, soguk fuzyonu kendi icinde yasatacak kadar hisli, radyasyonlu, cernobil dogumlu bir arkadastir. 1985 mahsulu rize caylarini icirip icirip karisini kanser ettigi yetmezmis gibi, kemoterapi seansini basip doktorunu da radyasyon kavurma yapmis, essekler cennetine yollamistir. patlamaya hazir , adeta bomba gibi bi insandir kendisi.

    mohinder suresh: hamamboceklerine allah diye tapan, anasina babasina tavir yapan, hocalik yaptigi siniftan hatun kaldiracagina, gendi, karafatmaydi derken kendinden iyice nefret ettirmis, 40 yas ortalamali ogrencilerin eksik donem kredisi icin tercih ettigi bir insan evladidir. bilim insani babasini bile evden kacirtmis, yillarca ne bi kandil ne bi bayram gunu arayip sormamis, en sonunda o guzel adami bi kavanozda eline almis haytanin tekidir. bilgisayardan hic anlamayan, hayatin sirrini cozucem ayaklarina yatip, calisma masasinda pinekleyen, aldigi musterilere gevezelik yapan denyo bi taksicidir ayni zamanda. kendini bulamamistir, iyi niyetli ama urkek bir arkadasdir.

    chandra suresh : oglunun kaprislerine dayanamayip ver elini new york demis, tum akademik kazancini pipe-show larda bitirip taksicilige baslamis, 40 indan sonra azmis bir bilim insanidir. milletin huyuna suyuna kafayi takmis, “ bak sende bi acaiplik var, supersiin” seklinde gazlar vermis, sonunda tepesi atan bi musteri tarafindan, alninin serbeti akitilarak mefta olmustur. ogluna bir kavanozun icinde servis edilerek kavusmus, ganj nehrinde sefasini surmustur.

    sylar: 5 milyona saat pili degistirirken bir anda gaza gelip, tuysuz subyanlara musallat olmus, serefsiz, dengesiz, kiskanc herifin tekidir. once bardaklari kaldirip kaldirip duvarlara vurmaya baslamis, artislik olsun diye kendine cakma bir saat ismindan lakap yapmistir. kocaman burnu sebebiyle cocuklugunda hep itilip kakilmis, burnunu her ise sokmasiyla rezil rusva olmus, acinasi bi tiptir bu sylar. cocukken annesi “oglum akilli olursun, hadi ye yavrum” zorlamalarina ragmen beyin salatasina agzini surmemis bu mendebur, “aaa kiriksin lan sen” diyip, milletin 3 kurusluk aklini, kan revan icinde adeta soke soke almistir. insanlarin dis guzelligine degil beyin guzelligine onem veren bir deli oglandir. yakinda soyle 10-15 kisiden saglam bir dayak yemesi soz konusudur.

    haitian: haitili olmasi disinda bi numarasini goremedigimiz, voodoo child. kacak isci calistirmasiyla unlu gozluklu abinin yaninda, ssk, bagkur gibi sosyal guvencelerden uzak, yol-yemek e talip, it gibi calisan garip, ketum bir karayiplidir. gece feneri gibi siyahtir bu arkadas, kelime konusmaz, firinci kuregi gibi eliyle milletin agzini yuzunu kapatir, tabiri caizsse skip bayiltir. ozgur iradeden nasibini alamamis, gozluklu abinin “ iki cay kap gel, kasarli-salamli yarim cek, bos durma iki adam bayilt getir “ gibi emirleri eksiksiz yerine getirmistir.

    hintli cocuk : yeni delhi ganj ganj futbol takiminin yildizlarinda oynadigi halde, bi turlu kadroya girememis, mahalle arasinda top benim oynatmiyorum diyen, gelen topu taca, kornere vuran, guzel yuzlu bir cocuktur. sonunda ruya arsizi olup cikmis, takim arkadaslarinin ayagini kaydirmak icin ruyalarina tecavuz etmis, " hemmen tasi taragi topluyorsun, kuzey kutbunda seni bir supriz bekliyor" veya " emrah kos anani" seklinde gazlar vermis, fakat sonuc alamamistir. yanlislikla piyango bir garip oglan mohinder e patlamis, bu yanlis hareketi, gazi alan mohinder in 3 aylik nema maasini, yeni delhi- new york ucak biletine yatirmasiyla sonuclanmis, dertsiz basini derde sokmustur.
1754 entry daha
hesabın var mı? giriş yap