5 entry daha
  • geçen gün kızılay’da mis simit’in önünden geçerken tanıştım kendisi ile. arkadaşlardan ayrılmış eve doğru yürüyordum. bu yanıma yaklaştı. “merhaba ben dünyanın en iyi insanıyım. adım ceren. benimle tanışmak ister misin?” dedi. o an büyük bir hayalkırıklığına uğradım aslında. dünyanın en iyi insanının erkek olmasını istiyordu herhalde bilinçaltım. neyse bunun önemi yoktu, boş vaktim vardı, olur dedim. çok düşünceliydi, “başka işin yok ya?” “yolunu uzatmıyorsun ya?” diye sorup durdu. bu kibarlığı karşısında gülümseyerek negatif yanıtlar vermeye devam ettim. bir kafede oturduk. kendisi bir adet taze sıkılmış portakal suyu istedi, ben de bir nescafe. sigara paketimi masaya koyduğumda biraz bozuldu sanırım ama farkettirmedi. “zararlı olduğunu biliyorsun değil mi?” diye sordu. “evet” dedim. peki diyerek anlayışla gülümsedi. kendisinin yanında içmemin bir sakıncası olup olmadığını sordum. rahat ol dedi. ilginç bir insandı gerçekten, 1 saat boyunca sürekli konuştu. bana soru sormadığı sürece bir şey söylemedim. evinde beslediği hayvanlardan bahsetti. aktivist olduğunu, green peace, peta, unicef ve bir takım barış örgütleri için gece gündüz çalıştığını anlattı. aynı zamanda sürekli bilimsel çalışmalar yaptığını, projelerinin aldığı ödülleri ve dünyanın barışı için pek çok projesi olduğunu da ekledi. yaşlı teyzelerin market poşetlerini taşımak için günde 1 saatini harcadığını, sık sık kimsesiz çocukları ziyaret edip hediyeler götürdüğünü, kız çocuklarını okutmak için medyada yankı bulan büyük organizasyonlar düzenlediğini, bazen sokakta yardıma ihtiyacı olan insan olup olmadığını kontrol etmek için dolaştığını da söyledi. sonra sordu: “herhangi bir şeye ihtiyacın var mı?” dünyanın en iyi insanından tiksindiğimi farketmem uzun sürmemişti. sigaramı yakıp tüttürerek içmeye başladım. “hayır teşekkürler” dedim. biraz bozulmuş gibiydi. “dünyada her insanın ihtiyacı olan bir şeyler vardır. ne olur sana yardım etmeme izin ver.” dedi. sigaramdan derin bir nefes daha aldım, ardından “böyle nazik teklife kaba bir yanıt vermek istemem ama bence sen dünyanın en iyi insanı değilsin.” dedim. “nasıl olur, tabiki ben dünyanın en iyi insanıyım. çeşitli konularda yıllardır araştırma yapıyorum. küçükken müzik, edebiyat, tarih, coğrafta, matematik, fen bilimleri, astroloji, sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve pek çok dalda kendimi geliştirdim. hepsi de insanlığa faydalı olmak içindi. annem mükemmel bir kadındır, bana her zaman özgür bir ortam sağladı. babam ise hayran olunacak bir insandır, pek çok şeyi ona borçluyum. varolabilecek en ideal insan olduğumu düşünüyorum. nasıl böyle bir şey diyebilirsin ki?” dedi. “bilmem” dedim sigaramdan bir fırt daha alırken, “sadece içimden öylece geçti.” şaşkın gözlerle bana bakmaya devam etti. dünyanın en iyi insanının dünyanın en kötü insanı ile aynı kişi olduğunu öğrendiğimi belli etmek istemedim. içeceklerimiz bittikten sonra elini sıktım, kendisine iyi bakmasını dileyerek metroya doğru yola koyuldum.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap