641 entry daha
  • çok uzun bir yazıyla hakkındaki iddialara cevap vermiş. söylenecek çok şey var ama en çok üzerinde durduğu iki nokta var:

    1- boğaziçi mezunuyum, ya da boğaziçi'nde okudum asla demedim.
    2- klinik psikoloğum demedim.

    iki noktadaki iddiaları da çok doğru değil. aslında direkt doğru değil diyeceğim ama azra hanım hep esnek ifadeler kullanıyor, böylece sonrasında "ben onu demedim" deme şansı oluyor. ben de esnek konuşayım.

    birincisi, 2016 yılına gelinceye kadar kendisinin boğaziçi psikoloji bölümünde okuduğu, oradan mezun olduğu, bazı programlara katıldığı ya da doktora yaptığına dair sayısız biyografik bilgi internette mevcut. zamanla bunların şiddeti ve netliği azalmış. azra hanım "bunları ben söylemedim, yazanların sorunu" diyor. peki diyelim ki bu kadar hatalı bilgiyi düzeltme ihtiyacı ve imkanı olmadı, bu durumda kendisi ile hiç bağlantısı olmayan birisinin durup dururken "azra kohen bence boğaziçi üniversitesi'nde okudu" diye bir teori uydurduğunu kabul etmemiz lazım. ilginç.

    ancak boğaziçi bağlantısını kabullendiği tartışılmaz ve reddedemeyeceği iki örnek var:

    - ayşe arman ile 2015 yılındaki röportaj. bu röportajda ayşe arman girişte "...ottawa üniversitesi’nde 3. dünya ülkelerine yardım ekonomisi bölümünü bitirmiş. yetmemiş, boğaziçi üniversitesi’nde çeşitli programlara katılmış." diyor. herhalde ayşe arman, sarmaş dolaş resimleri ile süslediği röportajında azra hanım'ın eğitim bilgilerine google'dan bakıp yazmadı, bu konuyu bizzat kendisine sordu. tabi bahsettiğim "esneklik" burada da var, zira "boğaziçi mezunu" denmiyor, boğaziçi'nde çeşitli programlara katılmış" deniyor. ne programı? nasıl katılmış? dersler devam ederken dışarıdan pencereden mi bakmış? zaten bu yüzden boğaziçi üniversitesi psikoloji bölüm başkanı adil sarıbay "azra kohen'in bölümümüzde resmi hiçbir öğrenciliği olmamıştır" açıklaması anlamlı. mezun olmadı demiyor, hiç bir zaman öğrenci olmadı diyor.

    - asıl ve tartışılmaz kanıt 29 mayıs 2019 tarihli kendi tweet'i. bu tweet 7 ya da 8 nisan 2020'de, tartışmalar alevlendiğinde "ortadan kayboldu". biliyorum, çünkü gece baktığımda oradaydı, sabahsa gitmişti:

    https://eksiup.com/p/dk368460dujt

    bu tweet'de kendisini o zaman daha az da olsa gündemdeki eğitimi konusunda eleştiren bir kullanıcıya ne diyor: "boğaziçi'nde yüksek lisans yapmadım. konuyu doğru öğrenip gelseydiniz. bazı derslerimi oradan aldım". oysa boğaziçi psikoloji bölüm başkanı ne diyor: bizde hiç bir zaman resmi öğrenciliği olmadı.

    yani özetle azra hanım'ın "boğaziçi bağlantısı tamamen benim dışımda, ben hep yalanladım" iddiası pek gerçekçi değil.

    klinik psikoloğum demedim iddiası da enteresan. kimse zaten ona "klinik psikoloğum dedin" demiyor. "psikoloğum dedin" diyor. klinik psikolog olmak için dört senelik psikoloji bölümü mezunluğu üzerine, klinik psikoloji yüksek lisansı yapmanız lazım. bunun yerine "endüstriyel psikoloji" yüksek lisansı da yapabilirsiniz mesela. dolayısıyla eğer azra hanım geçerli (türkiye'de veya ingiltere'de konusuna geliriz) bir psikoloji lisans veya yüksek lisans diploması sunsaydı, kimse ona "ama sen klinik psikolog değilsin" demeyecekti.

    yani azra hanım'ın aktardığı gibi durumu psikolog vs. klinik psikilog arası bir yanlış anlaşılma değil. sorgulanan kendisinin geçerli bir psikoloji mezuniyet belgesi olup olmadığı. zaten dikkat ederseniz kendisi tüm iddialara karşı hala, son açıklaması da dahil, "ben psikoloğum" demiyor. yazıda bu ifadeye en yakın cümlesi "ingiltere’de psikolog unvanını kullanabildiğim bir eğitim tamamladım."

    ne demek bu şimdi? ben buradan ingiltere'de bir psikoloji bölümü mezunluğu, hatta yüksek lisansı var ve bu kendisine ingiltere'de psikolog deme hakkını veriyor anlamını çıkarıyorum. öyleyse bir kaç sorun var:

    - birincisi eğer mesele kendine sağda solda "psikolog" demekse, ingiltere'de de türkiye'de de bunu yapmanıza bildiğim kadarıyla kanuni bir engel yok. ancak danışan görmek, yani klinik psikologluk yapmak isterseniz ingiltere'de british psychological society tarafından akredite olmanız gerekir. azra hanım'ın iddiası biraz karışık. kendisi klinik psikolog değil. dolayısıyla akreditasyona ihtiyacım yok diyecektir. ama mezun olduğu bölüm bu durumda kendisine nasıl olup da ingiltere'de "psikolog ünvanı kullanma hakkı" veriyor da, bu hakka türkiye'de sahip olmadığını kabul ediyor anlamadım. fark nedir? yani aklıma gelen en mantıklı açıklama, ingiltere'den alınmış bir diploması var, bu türkiye'de geçerli değil, dolayısıyla kendisi psikolog ünvanını ingiltere'de kullanabileceğini düşünüyor.

    - ama bu teoriyi kabul etsek bile, sorun şu ki azra hanım ticari ve medyatik faaliyetlerini ingiltere'de gerçekleştirmiyor. türkiye'de yaşadığı dönemde de, ingiltere'ye taşındıktan sonra da türkçe konuşuyor, türkçe kitaplar yazıyor, türk televizyonlarının programlarına çıkıyor, kitapları türkiye'de satıyor vs. yani ticari faaliyetleri büyük oranda türkiye'de. ve bu faaliyetlerin bir kısmında da isminin altında "psikolog" yazıyor. azra hanım'ın "ingiltere'de psikolog ünvanı kullanabilirim" denemesi bu durumda nasıl geçerli anlamadım. bu kadar hassassa, ünvanını türkiye'de kullanamaması lazım değil mi? kendi ifadesi ile "ingiltere'de psikolog ünvanı kullanma hakkı veren eğitim", doğal olarak ona bu ünvanı ingiltere dışında kullanma hakkı vermiyor olmalı. ama kullanıyor?

    son yazısının kalanı da çeşitli suçlamalar, komplo teorileri, mağduriyet iddiaları ile dolu. onlar da kafa karıştırıcı ama üzerinde pek durmaya değecek somut bir şey yok. işin özeti şu:

    - boğaziçi üniversitesi'nde öğrencilik yaptığını iddia etti, ve bu doğru çıkmadı.
    - psikolog ünvanını türkiye'de kullandı, ancak türkiye'de bunu kullanmasını sağlayacak bir eğitimi yok.
    - ingiltere'de geçerli bir psikoloji diploması olup olmadığı hala belirsiz. olur da bu belge ortaya çıksa bile ilk iki madde değişmez.
    - bir insanın eğitim sicili bu kadar karışık neden olur anlamıyorum. "xx yılında abc bölümünden mezun oldum." ya da "xx yılında girdiğim abc bölümünü yarıda bıraktım" dersiniz biter. bundan öte ne olur bilemiyorum. mesela yavaş yavaş gözden uzaklaştırdığı ve kanada'da okuduğu bir "3. dünya ülkelerine yardım ekonomisi" vardı, o ne oldu? son yazısında hiç adı geçmiyor. internette ottowa üniversitesi'nde böyle bir bölümün bahsi yok. oradan mezun mu oldu? yarım mı bıraktı? hiç öyle bir şey yoktu ve boğaziçi üniversitesi gibi kendi dışında uydurulmuş bir yalan mıydı?

    edit: yer mantarı da entry'sinde zaten hikayenin liverpool üniversitesi kısmı ile ilgili sorunları açıkça belirtmiş. azra hanım'ın bu üniversiteden aldığı eğitim ile ilgili beni en çok "şaşırtan" kısmı, ne zaman eğitiminden bahsetse "pozitif psikolojinin biopsychosocial ekolünden gelen bir bölüm" diye şu biyopsikososyal ekolü ibaresini de eklemesi. hiç kimsenin mezun olduğu bölümü söylerken yanına hangi ekolden geldiğini ekleme ihtiyacını duymamıştım bugüne kadar o bir yana, iki senelik bir online eğitimin bir ekole mensup olması başka bir yana, biyopsikososyal diye bir ekolün azra hanım söyleyene kadar dile getirilmemiş olması başka bir yana... adından da anlaşılacağı gibi biyopsikososyal, olaylara biyoloji-psikoloji-sosyoloji yönleri ile toptan yaklaşmayı öneren bir "model", ama bundan ekol diye bahsedildiğinin örneğini ben açıkçası bulamadım. kaldı ki öyle bir ekol olsa bile, birleşenlerden sadece biri olan psikoloji eğitimi içinde biyoloji ve sosyoloji nasıl olacak ayrı bir soru. azra hanım bu ekoldense, aynı zamanda biyoloji (tıp?) ve sosyoloji eğitimi de olması gerekmez mi teorik olarak?
291 entry daha
hesabın var mı? giriş yap