90 entry daha
  • nobel ödüllü william golding'in sembollerle, göndermelerle dolu, okuduğum zamanlar beni oldukça etkilemiş olan kitabı. karakterlerin çocuk olması ve mercan adası*na olan benzerliği nedeniyle çocuk kitabı olarak görülebilmesine karşın, içinde barındırdığı derin anlam ve ince semboller yüzünden bu kitabı çocuk kitabı olarak saymak pek de doğru olmasa gerek..

    insanın içindeki kötülüğün simgesi, kitaba adını da vermiş olan sineklerin tanrısı, ucu sivriltilmiş bir kazığa takılmış olan bir domuz başıdır. (ibranicede şeytanın karşılığı olan ba'alzevuv, sineklerin tanrısı anlamına geldiğinden golding bu ismi vermiştir) kitap, insanın içindeki vahşiliği, kötülüğü, çocukların içinde de yetişkinler gibi hem iyi hem kötü özelliklerin bulunabileceğini ve uygun ortamda bu kötülüklerin baskın çıkabileceğini inanılmaz başarılı bir şekilde anlatır. ancak burada anlatılandan çıkarılması gereken de "bütün insanlar kötüdür." olmamalıdır. golding'in göstermeye çalıştığı, aslında her insanın içinde hem iyi, hem kötü özeliklerin bulunabileceği, bazı insanlarda bir tarafın daha ağır bastığıdır. kitapta da çoğu çocuğun kötü yanlarının ortaya çıkması, kötülüğün aslında karakterlerinde yerleşmiş olmasından değil, jack'i güçlü bulmalarından ve onun yanında bulunmak istemelerinden kaynaklanır.

    --- spoiler ---

    kitapta, her bir karakterin simgelediği bir şey vardır. insanın içinde bulunan id*, istek ve arzuların en önemli şeyler olduğu düşüncesi jack tarafından simgelenir. piggy*, yetişkin dünyasındaki düzeni ve kanunu, insanın kişiliğindeki süperegoyu, insanın toplumsal şartlara uymasını simgeler. piggy, uçaklar tarafından görülmek üzere yakılan ateşe çok önem verir, çünkü bu ateş aslında adada yetişkin dünyasındaki düzeni simgeleyen şeylerin başında gelir. ateş sönünce piggy bu yüzden yıkılır. ralph genel, bildiğimiz tipik insanın bir örneğidir. içinde iyi özellikler barındırır, ancak istek ve arzularına da yeterince gem vuramaz. roger, insanın içinde bulunan başkalarına zarar verme isteğini mükemmel bir şekilde simgelerken, ikizler sam ve eric, ahlaki destek için insanların duyduğu ihtiyaca gönderme yapar. bu iki karakter her şeyi birlikte yapar, biri bir şey yaptığında diğeri de onu taklit eder. simon ise isavari bir karakterdir, içinde saf bir temizlik vardır ve zaten sineklerin tanrısı'yla iletişime geçebilen tek çocuk da odur.

    ilk başta coral island'a benzer bir kitapla karşılaşılabileceği düşüncesi aslında normaldir. (zaten jack ve ralph isimlerini bu kitaptaki karakterlerden alır). çocuklar da adaya ilk düştüklerinde kendi durumlarını o kitaptakine benzetirler. kitabın sonunda gelen subay da adada neler olup bittiğinin farkında değildir ve çocukların coral island'daki gibi eğlenceli vakit geçirdiklerini bile düşünür:

    (...)
    ralph sustu.
    "ilkin hep beraberdik..."
    subay, ralph rahat konuşsun diye ona yardım etmek istedi:
    "biliyorum. çok hoştu herhalde. tıpkı mercan adası kitabı gibi."
    ralph sessizce subaya baktı. eskiden bu kumsalları saran o garip güzellik, hayalinde canlanıveriyor gibi oldu bir an. ama şimdi kuru bir odun parçası gibi kavrulmuştu bu ada. simon ölmüştü.. jack ise... ralph'ın gözlerinden yaşlar boşandı; hıçkıra hıçkıra, titreye titreye ağladı. buraya geleli ilk kez kendini koyuveriyor, ağlıyordu. duyduğu keder, tüm gövdesini ürpertti, sarstı, parçaladı sanki. ralph'ın sesi, adanın tutuşmuş yıkıntısı karşısında, kara dumanın altında yükseldi ralph'ın acısı, öteki çocuklara da geçti; onlar da titremeye, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladılar. ve çocukların arasında ralph, kirli bedeni, karmakarışık saçları, silinmemiş burnuyla, çocukluk döneminin bitmesine, insan yüreğinin karanlığına ve domuzcuk denilen o gerçek, o akıllı arkadaşın havalarda uçup ölmesine ağladı...

    --- spoiler ---

    bilmiyorum benim de ağladığımı söylememe gerek var mıdır?
303 entry daha
hesabın var mı? giriş yap