3162 entry daha
  • milli oyunumuz tapadır herhalde.

    sadece adana'da oynandığını öğrenince baya şaşırdım. başka yerlerde de oynanmışsa söyleyin ama bulamadım öyle bir şey.

    küçükken yazın güneşin altında uzak uzak mahallelere giderdik sırf tapa toplamak için. tapa dediğim de işte bildiğimiz gazoz / bira kapakları. bunları uzak uzak diyarlardan toplardık sonra da taşla bir güzel açıp kullanıma hazır hale getirirdik. efes, aroma, çamlıca, coca cola, pepsi, zaman bunları dakka olarak kullanmazdık çünkü fazlaca bulunabiliyordu hepsinden. dakkaları az bulunan tapalardan seçerdik. mesela kızılay ya da ne bileyim meysu gibi. dakka dediğimiz şey de oynarken diğer tapaları devirmek için kullandığımız bir araçtı sadece. halbuki işlevi daha önemliydi ama genellikle az bulunan bir markanın tapasıysa çok değerli olurdu. hele yolda tesadüfen bir miller mı buldun? abbbovvv! ha altın hazinesi bulmuşsun ha miller tapası hiç bir fark yok. biz tapaları iki türlü oynardık : birincisi işte bu bahsettiğim gibi dakkaları kullanarak diğer tapaları ters çevirmeye çalışırdık. ikincisinde de tapaları açık bir yere koyup sonra da terliklerimizle atış talimi yapardık. aynı disk atar gibi terlikleri uzaktan fırlatıp tapalara değdirmeye çalışırdık. ben bu ikincisinde daha iyiydim kesinlikle* kimin daha çok tapası varsa o büyük saygı görürdü mahallede. büyük bir poşet dolusu tapan varsa hükmün resmen bütün çocuklara geçerdi. ben öyle çok yutamazdım ne yalan söyleyeyim ama hep mahallelerden toplayıp sermayemi çıkartırdım. sabahın köründe kalkıp tapa toplamaya giderdik. bir keresinde benle beraber emek emek tapa toplayan bir arkadaşımın boş bir anına gelmesini fırsat bilip tapa dolu poşetini kaptığım gibi eve koşmuştum. * çocuk ne ağlamıştı bee. ama çok zor bulunan bir tapayı toplamıştı o yüzden hırs yapıp o poşeti ondan kapmıştım. çok küçüktü ama bu vahim olayı unuttuğunu hiç sanmıyorum*

    inanılmaz entrika dolu bir oyundu tapa oynamak. ortaklık denilen bir şey vardı. mahalledeki herhangi bir çocukla ortak olduğun zaman bütün topladığınız ve yuttuğunuz tapalar ikinizin ortak malı oluyordu. tabi ortaklık ikiden fazla kişiyle de olabiliyordu o ayrı bir konu. sırf daha çok tapa için herkes birbirinin ayağını kaydırmaya çalışıyordu. gizli ortaklıklar mı dersin?

    tükürülen, balgam çıkarılan yerlerden tapa topluyorduk. biliyorum hijyen hak getire ama şimdiki hangi dijital oyun tapa oynamanın verdiği zevki verebilir ki? hani herkes geçmişteki çocukluğunu taso oynamak olarak betimler genellikle ama tapa oynamanın verdiği zevki hiçbir oyun vermedi, veremez.

    bu tapayla beraber gülle oynamak, futbolcu kartları ve cipslerden çıkan marvel karakterli kaydırkazanlar ha bir de top trumps kartları süperdi. * ama en eğlencelisi tapaydı. ayrıca tapayı sadece yazın oynardık. her oyunun belli bir dönemi vardı.

    biricik bangladeş'imizin başkenti dakka'ya da selamlarımızı yollamış olalım.

    ayrıca koskoca sözlükte sadece şu entry'de bahsedilmiş tapadan.
    (bkz: #52224671)
2383 entry daha
hesabın var mı? giriş yap