40 entry daha
  • birbirinin eşleniği olan insani duyguların birbiriyle savaştırılması ve hepsinin "ben de burada haklıyım" diyebilmesi için yazılmış gibi duran eser. filmin bütününe bakıldığında bariz olmasa da bir parça yahudi antisempatizanlığı var ancak yahudi shylock'un ırkçılık hakkında söyledikleri de dünyanın en doğru sözleri. shakespeare kalemiyle her iki tarafı da seslendirmiş.
    al pacino, hem dili hem de yaşandığı şartlar itibariyle tiyatral sunulması gereken rolü, zaten tiyatral olan kendi stiliyle çok iyi dengelemiş ve abartıdan uzak, tek kelimeyle mükemmel bir oyunculuk göstermiş. hem mağdur hem de mağrurluğunu yüzünde saklayabilmesi bunu göstermeye yetiyor.
    film, o yılların atmosferini çok iyi yansıtan nefis müzikleri, venedik’in harika mimarisi ve kıyafetleriyle de görsel açıdan gayet doyurucu. bununla beraber birkaç sahnede havuzda yüzen siyah kuğu görmek mümkün. her ne kadar hıristiyan inancının ağır bastığı diyaloglar olsa da tuhaf olan bir durumda şudur ki hıristiyanların yaşadığı yerlerde yahudiliğin simgelerinden olan yedili şamdanlar gözünüze sokuluyor. yapımcının intikamı olabilir belki.
    filmle alakasız bir durum ama moviemax’deki türkçe dublajında shylock’u seslendiren sezai aydın’ın da ne kadar büyük bir seslendirme sanatçısı olduğu görülüyor. özellikle ağlama ve bağırma sahnelerinde harika vurgularla dikkat çekip dublajın önemini düşünmeye celbediyor.

    --- spoiler ---
    başından beri sempati beslediğim yahudi shylock'un katı ve ödün vermez inadının kırıldığı son mahkeme sahnesi pek ikna edici durmadı. hem kanunlarda insan eti kesmek var hem de kan dahil edilmemiş ve yazılmamış diyerek imkansız bir ölçüm bekleniyor. davanda haklısın insan eti kes ama gereken ağırlıktan ne fazla ne de az olacak ve kan kanunda yazılı olmadığı için hiç damlamaması gerekiyor. bunun bir temsil ya da başka bir anlam taşıdığını sanmıyorum, son derece tuhaf ve anlamsız bulduğumu söyleyebilirim
    --- spoiler ---
48 entry daha
hesabın var mı? giriş yap