6 entry daha
  • sankim biraz yanlış anlaşılmış ve eksik aktarılmış tarihi olay. özetle olay şöyle:

    memur maaşları hicri takvime göre verilirken, devlet geliri güneş yılına göre geliyor. bir güneş yılına ait ilk gelir nevruz'da. söz konusu 365 günlük mali yıl da 354 günlük hicri yıla göre adlandırılıyor 983, 984, 985... gibi. ancak, iki nevruz arasına tam bir hicri yıl denk gelince o yıl mali olarak atlanıyor, sıvış yılı deniyor. yani 986 sıvış yılıysa, maliye işlerinde o yılın ismiyle anılan bir mali yıl söz konusu olmuyor ve 985'den 987'ye atlıyor. kısaca, sıvış yılı böyle denk gelen yılları adlandırmada kullanılan bir tabir. yani padişah, sadrazam çıkıp da "bu yıl yoğ olm hadi siktirin gidin şimdi, seneye geçtik, geleceğe döndük" falan demiyor.

    fakat meselenin elbette mali bir yönü de var. bir mali yıla komple bir hicri yıl, yani sıvış yılı denk geldiğinde, o hicri yılın tüm giderlerini karşılamak icab ederken, ilave olarak önceki hicri yıldan kalan ya da gelecek hicri yılın ödemelerinin bir kısmını da yapmak gerek. bu da bütçe açığı olarak karşımıza çıkıyor haliyle. eğer açığı kapayacak birikim de yoksa sıvış yılı bildiğin sıçış yılına dönüşüyor. buna çare olarak da daha hafif sikke basarak paranın değerini düşürmüşler. düşen değer isyanlara sebep olmuş. isyanlar ekonomiyi daha da çökertmiş, sıvış yıllarının etkisi daha da katlanmış, daha fazla isyan çıkmış vs vs böyle bir kısır döngü olmuş işte.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap