21 entry daha
  • ekim’in ilk 10 günü demek nobel demek.
    dün 2020 yılı nobel kimya ödüllerinin sahipleri açıklandı ve evimizde bayram havası var.

    şöyle bir sahne yaşadık:

    “aaa, nobel kimya ödülleri açıklanmış, genome editing ne demekse onu yapan kadınlar ödül almış, crispr filan yazıyor” diye gazetede okuduklarımı yüksek sesle kardeşime aktarıyordum. ödül sahibi bilim kadınlarının, yani emmanuelle charpentier ile jennifer doudna’nın adını duyan kardeşimin gözleri doldu bir anda.

    kulağa çok saçma geliyor, değil mi?

    ilk anda bana da anlamsız geldi.

    sonra kardeşim çok önemli bir şey anlattı:
    charpentier ve doudna crispr/cas9 çalışmalarına patent almak için ilgili kuruma başvurmaya hazırlanırlarken çalışmadan haberdar olan başka araştırmacılar kendi adlarına patent almış. bir genetikçi (moleküler biyolog), “women in science” tartışmaları konusunda çok hassas ve bu patent tartışmasından haberdar olan kardeşimde olayın koptuğu yer burası. belki duymuşsunuzdur, rosalind franklin dna’nın keşfini yapmış, ancak çalışmaları üç meslektaşı tarafından çalınmış. sonra bu üç kişi rosalind'in keşfiyle nobel almışlar. ve franklin’in hakkının yendiğini, dna’yı 'fotoğraflayarak' ortaya somut olarak çıkarabilen ilk kişi olduğunu, bu çalışmayı yaparken maruz kaldığı x-ray yüzünden kanser tedavisi görürken çalışma odasından notlarının araklandığını henüz çok yakın bir geçmişte öğrendik. crispr çalışmasının patenti konusunu franklin’in başına gelene benzeten kardeşim bunun üzerine aynen şöyle söyledi: “nobel o haksız patentin ..ına koymuş!”

    bu nedenle charpentier ve doudna’yı kutlarken nobel kimya ödülü komitesinin haklı duruşunu da vurgulamak ve franklin’i bir kez daha saygıyla anmak gerekiyor.

    ödülle ilgili sputnik haberi şurada
    patent tartışması konusunda doğrudan bir şey bulamadım, ama konunun yakınından geçen şöyle bir şey var
    rosalind franklin konusu

    edit:
    charpentier ve doudna kendi çalışmalarının patentini başkaları alınca mahkemeye başvurmuş ve davayı kaybetmişler (patent alan beyler mit'te kürsü ve alanda söz sahibi kişilermiş). nobel komitesi charpentier ve doudna'yı ödüllendirerek hem patenti hem de mahkeme kararını tanımadığını göstermiş oluyor ve araştırmanın asıl sahiplerini öne çıkarıyor. olayın en değerli yanı burası (araştırmacıların kadın olması konusu kardeşimin hassasiyeti. benim esas meselem akademik etik kısmı).

    nobel'in twitter adresinde charpentier'in çok hoş bir açıklaması var:
    "my wish is that this will provide a positive message to the young girls who would like to follow the path of science, and to show them that women in science can also have an impact through the research that they are performing."

    sonraki gün notu:
    konuyu herkesin anlayabileceği açıklıkla anlatan bir bilim insanının kendi instagram hesabındaki paylaşımını şuradan dinleyebilirsiniz.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap