2 entry daha
  • ülkemizde aslında sıklıkla uygulanmaya çalışılan bir şeydir. açıklayayım.

    toxic positivity (zararlı olumlu ruh hali) hayattaki acıları ve problemleri sürekli reddedip sürekli pozitiflere bakmaktır. dışarıdan kötü bir şey gibi görünmese de detaylara bakıldığında insanın kendisine verdiği zarar görülebilir.

    insanlar acı çeken, üzülen, kötü duyguları hissetmesi gereken bir varlıktır. iyi günlerin manasını kötü günler belirler. eğer kötü zamanlardan geçmezseniz, olgunlaşamazsınız. çünkü kötü olaylar sizi hayata hazırlıklı kılar.

    ülkemizde nasıl uygulanıyor? tek cümle:

    ''şükret haline, senden daha kötüleri var.''

    özellikle bu ülkede yüksek maaşlı mesleklerin maruz kaldığı ilginç bir mobbing şekli bu. paranız varsa mutlu olmalısınız çünkü şikayet etmek fakirlere aittir. doktorlardan örnek vereceğim çünkü en yakın olduğum dal bu.

    yıllar evvel halamla (sağlık sektöründe çalışıyor o da) konuşuyorum, tıp 2. sınıfım. o zamanlar da zorlanıyorum bayağı, çünkü dersler ağır, alışmamışım. zorlandığımı, biraz yorulduğumu söyledim. halamın cevabı ''e ne şikayet ediyorsun tıpı seçmeseydin o zaman!'' olmuştu. unutmayacağım bir andır. sınavlarımın zor olması, zorlanmam, o zamanlar atlatmaya çalıştığım (klinik) depresyon (epizodu) direkt kenara konulmuştu. şikayet etmem yasaklanmıştı. bunu ailem de ben 4. sınıfa geçene kadar devam ettirmişti, sonunda bir psikolojik çöküş yaşamam üzerine okuduğum yerin zorluğunu kabul etmişlerdi. bu sadece bir örnek, bundan sonra en az 2 ayda bir kere bunu yaşadım.

    ekşi sözlükte sürekli olan muhabbettir kardeşim şikayet edeceksen okumasaydın, paranı al sus tavrı doktorlara karşı, her bir sağlık başlığı altında en az 2 tane böyle entry görebilirsiniz. bunun sebebi zorlanan toksik pozitivitedir. sürekli şükretmelisiniz. probleminiz yok. probleminiz varsa sizden daha büyük problemler var. susmalısınız. susmazsanız kafanız ezilir.

    problemlerin güzel yönü nedir bilir misiniz? çözüldüklerinde dünyayı daha güzel yer yaparlar. çünkü problemler çözülmek için, kötü anlar yerlerini güzel anlara bırakmak için vardır.

    bu şükret kültürü yüzünden ülkemizde sosyal sorunların özellikle son birkaç yıl içinde çözülmediği düşüncesindeyim.

    bu yazdıklarım sürekli problemlerimizi ortaya koymalıyız, sürekli şikayet etmeliyiz hayat hakkında demek değil. güzel ve kötü anları birlikte anlatmalıyız.

    size kişisel bir şey söyleyeyim. mesleğimin bana kattığı o kadar şey var ki! aklınız almaz. bu mesleği icra ederken aşırı keyifliyim, çalışırken mutluyum, bir gün bana geldiğinizde teşekkürler komşu çocuğu, yüzümüze baktın bizimle ilgilendin dediğinizde günüm güzel oluyor, günün sonunda sizi aileme anlatıyorum; bakın birini mutlu ettim diye! pediatride iken bir çocuk bana el salladı giderken teşekkür ederim doktor abi dedi, gittim köşede ağladım korkan bir çocuğu mutlu ettim diye.

    ama bu güzel şeyler kötüleri yok etmiyor. intörn olarak covid bakmamız, ekipman eksikliği, hak ettiğimiz maaşı almamamız, 36 saatlik asistan nöbetleri, doktora şiddet. bunlar halı altına süpürülmemesi gereken konular. bunları dile getirdiğimizde ''şükret haline maaşını al sus'' denilmemeli. sorunlar bu dünyada çözülmek için var.

    edit:imla
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap