17 entry daha
  • dar alanda gerilim yaratmak mı?

    roman polanski sinemasının yapı taşlarından olan "noz w wodzie (sudaki bıçak) " , yönetmenin polonya'da çektiği ilk ve tek film olma özelliğini taşıyor. bu ilk filmiyle tarzını hemen belli eden yönetmen, gerilim ve gizem unsurlarını ustaca kullanarak küçük bir başyapıt çıkarmayı başarıyor. film polonya'da pek ilgi görmesede batılı eleştirmenler tarafından göklere çıkartılırken; polanski, bize resmen ben geliyorum mesajını veriyor.

    sadece üç karakterle çekilmiş olan film, çok kısıtlı bir mekanda (teknede) geçiyor. bu büyük bir handikap olmasına rağmen polanski bu handikapı alfred hitchcock vari bir üslupla avantaja çevirmeyi başarıyor. zengin ve başarılı bir adamın bir öğrenci üstündeki güç gösterisini anlatan film giderek bir iktidar savaşına dönüşüyor. hatta bunu adamımız söze bile döküyor; "teknede iki erkek varsa birisi emir alır." şeklinde.

    filmin en büyük artılarından birisi olarak gördüğüm bıçak sahneleri; gerilimi çok üst seviyelere taşımayı başarırken, iki karakter arasındaki gerilimi de sembolize ederek biz seyircilere sinemanın ne demek olduğunu hatırlatıyor (bıçak sadece bir nesne değil yani). bize de, artık polanskiye şapka çıkartmak düşüyor. nitekim filmini de bıçak gibi bir sonla bitiren usta bizi yanıltmıyor.

    --- spoiler ---

    peki daha zeki olan hangisi sizce gösteriş ugruna egolarına yenik düşerek karısını çocuğa kaptıran adam mı, yoksa körpe ve aptal olarak nitelendirilen bizim çocuk mu? sanırım cevabı filmin sonunda saklı.

    - "bir yıldır karadaydı, ayakları yumuşamıştı. fark etmemişti."

    - "bir daha hiç denedi mi aynı şeyi?"

    - "bir daha görmedim o adamı."

    --- spoiler ---

    ne kadar ironik değil mi?
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap