148 entry daha
  • insan vücudunda en çok bulunan proteindir. en fazla sentezlendiği dönem bebekliktir, yaşla birlikte azalır. menapoz ve andropoz dönemlerinde neredeyse cilt kollajeni %50 oranında azalır. genç ve sağlıklı bir ciltte bu oranın %75 dolaylarında olması beklenir.

    kemikleri, kasları, dokuları bir arada tutan maddedir. deriye elastikiyet kazandırma, deriyi nemlendirme ve derinin sıkılığını sağlama gibi işlevleri vardır. bu nedenle tüm antiaging tedavilerin major konusudur. tedavi planı yaparken ya sentezi indüklenir ya da yıkımı engellenir. sentezinde katalizör olarak görev yapan bileşikler ve mineraller; askorbik asit, amino asitler, bakır ve çinkodur. bu nedenle alınan bir ürünün içerisinde bunların da olması beklenir ya da ek takviye yapılır.

    yukarıdaki bazı yazarlarımızın da bahsettiği gibi, kollajenin tipleri bulunur ve farklı dokularda yoğunlaşırlar. deri, saç ve tırnaklarda çoğunlukla tip 1, bir miktar da tip 3; eklemlerimizde tip 1 bulunur. bu nedenle bu ürünleri almak için eczaneye gittiğinizde kullanım amacınızı da belirtin ki, eczacınız içerik kontrolü yaparak size doğru ürünü önersin. ayrıca kollajenin molekül büyüklüğü çok büyük olduğu için ağızdan alındığında zor emilir, vücut büyük haldeki molekülü kullanamaz ve itrah eder. bu nedenle aldığınız ürün işe yarasın istiyorsanız, hidrolize (parçalanmış) kollajen kullanmalısınız. vücudun kullanabilmesi için bu molekülün 3000 dalton civarına düşürülmesi gerekir. böylece bu kollajen peptitler hedef dokulara daha kolay ulaşır ve işlevini yerine getirir.

    kollajen peptitler; sığır, domuz, tavuk ve balığın tendon, kemik ve derisinden elde edilir. ülkemizde en çok kullanılan sığır ve balık kollajenidir. bunların sindirimi ve biyoyararlanımı daha yüksektir, özellikle sığır kollajeni cildimizle daha uyumludur.

    entry'yi okurken “ ne para vereceğim, kelle-paça içerim, ben kollajenimi doğal yoldan alırım” dediğiniz noktada yanılırsınız; çünkü molekül çok büyük, kullanamazsınız. ayrıca kemik kaynatmayı bilmeyen halkımız, ağır metalli suyu dökmeden ve köpük temizliğini yapmadan kaynatma işlemine saatlerce devam ettiği için faydadan çok zarar görürsünüz. tabi bu arada bir de o hayvanın pestisit, antibiyotik ya da hormon yemediğininden de emin olmamız lazım.

    30'lu yaşlardan sonra, kürler halinde (yılda 1-2 kür) günlük en az 2,5 g olacak şekilde ( ortalama 5-6 g) ve içeriğinde yukarıda saydığımız kofaktörlerin de olduğu tip 1-3 kollajen alıp, antiaging amaçlı kullanabilirsiniz. bu preparatları cilt yenilenmesinin en aktif olduğu saatler olan gece saatlerinde almanızı öneririz.

    hamiş: bunlar sihirli değnek değil, içer içmez işe yaramaz. cilt yenilenme döngüsü takriben 3 haftadır. 3 hafta sonra etki etmeye başlar ve en az 2-3 cilt döngüsü kullanılmalıdır ki, aynada fark edebilesiniz. sevgiler...

    sorular üzerine edit:
    1- kanser yapar mı?
    hayır yapmaz; ancak bağ dokusu kanseri varsa kişide kullanmasını tavsiye etmeyiz çünkü bağ dokusunu destekleyeceği için prognozu kötüleştirebilir.

    2- gebelikte kullanılır mı?
    sonuçta vücudumuzda olan bir protein; ancak ilk trimestrede kesinlikle kullanılmaz. ileri dönemlerde de kullanılmasını tavsiye etmeyiz.

    3- doğum sonrasında kullanılır mı?
    evet, süte geçebilir; ancak bebeğe zararı yoktur. hatta doğum sonrası sezaryen izleri için endikedir.

    4- makro mu hidrolize mi?
    sonuçta ikisi de sindirilip hücre içinde aminoasitlerine ayrılacağından çok önemli olmasa da makromoleküller daha fazla sindirim işlemine uğrayacağından mide ağrısı yapabilir. hidrolizenin biyoyararlanımı daha iyidir, daha tercih edilendir.

    5- sıvı kollajen mi? kapsül, saşe kollajen mi?
    eczacılık açısından baktığımızda, sıvı preparatların stabilitesini yani raf ömrünü uzun tutabilmek için daha fazla koruyucu koyarız; bu nedenle kimyasal takıntınız varsa kapsül veya saşe tercih edebilirsiniz.

    6- günlük 10 g'ı aşmayın.

    7- sigara, otoimmün hastalık, yüksek şeker tüketimi kollajen seviyesini azaltır.

    8- kilo aldırır mı?
    preparatların içerisinde hyaluronik asit olduğu için su tutar; yağlanma artışı yapmaz ancak tutulan su miktarı arttığı için (istenilen etki) baskül değeri değişebilir.

    9- topikal kullanım?
    emilimi düşüktür, çok efektif olmaz. ürünleri de pahalıdır. bence topikaller f/p düşük ürünler. oral kullanılacak saşe olan ürünü içmeyip su veya sütte çözüp yüzünüze sürebilirsiniz mesela :)

    10- tansiyon hastalarında kullanım?
    su tuttuğundan kan basıncı artabilir. bu tip hastalar yarım doz kullanabilir.

    11- gençlerde yılda 1 kür, 35 yaş sonrası yılda 2 kür, ileri yaşlarda (postmenopozal) biraz daha artırılabilir.

    12- bilinen toksisitesi yok, hayvan gibi miktarlarda suyu bile içemezsiniz. efendi efendi 1-2 kür yeter. organları yorma!

    13- kürlerin süresine ve arasına hekim/eczacınızla karar verin.

    14- kollajenle resveratrol alımı, prolinli gıdalar (yumurta beyazı, lahana vs) dermal etkiyi artırır; daha güzel sonuç verir.

    15- eklem sağlığı için kollajenle birlikte glukozamin de tavsiye edilir; kombine formülasyonları tercih edin.

    16- fibrokistik memeye, myoma sahip kadınlarımız, böbrek yetmezliği olanlar ve mide kanamalı hastalar kullanmasın bu ürünleri!!! (garanticiyiz)

    15- basal laminayı yenileme özelliğinden dolayı covid sonrası akciğer yenilenmesi için denenebilir (?). neden olmasın...

    16- kollajen tüketenler su tüketimlerini artırsın; aksi halde dokulardaki suyu emeceğinden örneğin; migren atağınızı bile tetikleyebilir.

    17- erkekler beden kitle indeksi fazla olduğu için doz artırmaya kalkmasın, zaten günlük 10 g yüksek bir miktar.

    18- kolesterol üzerine etkileri?
    bununla ilgil çelişkili makaleler var. bazı makalelerde aterosklerotik plaklarda kollajen peptidlere (özellikle tip 2) rastlanılmış. ancak bazı çalışmalar ise diyete kollajen takviyesinin eklenmesinin postmenapozal kadınlarda kilo artışını azalttığı, kan lipid seviyelerini düşürdüğünü göstermiş. bir çalışmada da tip 1 kollajeni parçalayan enzimdeki artışın ateroz plak oluşum riskini artırdığı gösterilmiş. genel olarak kolesterol üzerine etkileri olumlu görülse de çalışmalar biraz çelişkili. ancak kişisel görüşüm de yılda 1 kür kullanmanın tek başına çok da kolesterol metabolizmasını olumsuz yönde etkilemeyeceği yönünde. karar sizin sevgili hiperlipidemikler.

    19- sedef ve egzemada kollajen işe yarar mı?
    yaradığına dair çalışmalar var. kollajenin su tutma kapasitesine bağlı olarak ve cilt elastikiyetini artırma özelliği sayesinde kalınlaşmış ve kurumuş cilt tabakalarının nemlenmesine faydası olacağı düşünülüyor. ayrıca kollajen parçalandığında ortaya çıkan aminoasitlerden birisi olan glisin vücut için glutatyon kaynağı olur ve vücut için antioksidan etki gösterir. malumunuz psoriasis ve seboreik dermatit otoimmun bağ dokusu hastalıkları arasında kabul edildiğinden antioksidan etkinin bu otoimmun savaşa olumlu etki edeceği düşünülmektedir. ama kesinlikle tek başına bu iki hastalık için yeterli değildir, sadece komplementer bir tedavi olarak düşünülebilir.

    edit: lütfen ama lütfen bana marka sormayın. canımı yiyin ama marka sormayın. valla şu entry'yi yazdım yazalı bunaldım yemin ediyorum. o kadar anlatıyoruz, sonra bir şekilde mesajlarda sinirimi zıplatmayı başarıyorsunuz. nasıl olsa gerzek influencerların tavsiye ettiği, kuvvetle muhtemel sahte olan ürünleri internetten alacaksınız. şu ekşi eczacınızı boşuna yormayın lütfen. ne siz beni yorun ne de ben sizi. o kadar laf anlattıktan sonra mermere mi anlattım ben diye bana düşündürmeyin, ne olur!

    edit 2: kolajene onkoloji ilacı muamelesi yapmayın. yaşım şu, kaç kür içmeliyim diye bana sormayın. gidin kolajeni alacağınız trendyol'a sorun. ha eczaneden alacaksanız zaten eczacınız seve seve kafanızdaki soru işaretlerinizi giderecektir.
139 entry daha
hesabın var mı? giriş yap