• yıllardır okuyorum kendimi bildim bileli de okudum. ilkokulda lisede üniversitede yaşıtlarım gezer tozarken ben oturdum çalıştım. oks ygs lys üniversitede komiteler sözlü sınavlar tus önüme konulan her sınavı başarıyla geçtim. hep doktor olmak istedim. benim gözümde saygıdeğer insanlara faydalı olabileceğim kutsal bir meslekti. sonunda başardım. 1 yıllık acil hekimliği tecrübesi ardından istifa ettim. 1 yıl sabah 8 akşam 10 kütüphaneye gittim tusa hazırlandım nihayet uzmanlık eğitimine başladım. yaş 27 oldu.

    her daim güler yüzlü saygılı olmaya çalıştım. hastalara anneme babama kardeşlerime nasıl davranılmasını istiyorsam öyle davrandım. karşılığında hakarete uğradım sarhoş bir hastadan dayak yedim zeytin toplamak için rapor isteyen memura rapor yazmadım diye şikayet edildim savunmam istendi defalarca kez ölümle tehtit edildim mobinge uğradım ve bunları yaşarken çoğu zaman 2-3 saat uykuyla 36 saat nöbet tuttum. şikayet etmedim. bir allah razı olsun doktor bey denilmesi günümün güzel geçmesi için yeterliydi.

    ayda 8 nöbet tuttum 24 saat çalışıp ertesi gün mesaiye devam ettim. gece 1-2 saat uyuyabilirsem kendimi şanslı hissederdim.

    aylık aldığım maaş döner dahil 7.000 tl. babam polis 7.200 tl alıyor. kuzenim lise mezunu geçen sene sözleşmeli er oldu 8.500 tl alıyor. şükür aç ve açıkta değilim dedim devam ettim.

    pandemi dönemi geldi ilk başta yurtlarda otelde kaldım. süreç uzadıkça ailemi memlekete gönderdim tek başıma yaşamaya başladım. korona servisine görevlendirildim ya pozitifsem korkusuyla aylarca evden işe işten eve gittim geldim hiç bir arkadaşımla yüzyüze görüşemedim.

    mesleğimi çok sevdiğim için insanlara yardım etmekten büyük bir keyif aldığım için hep canımı dişime takıp çalıştım. her türlü zorluğa göğüs gerdim ta ki geçen haftaya kadar.

    bir ay önce opere olmuş kontrole gelmiş bir hastaya ultrason yaparken kapıdan içeri yaşlı bir teyze girdi. hanımefendi dışarı çıkın hasta müsait değil bekleyin çağıracağım dedim. yarım saattir bekliyorum bu nasıl hastane benim vergimle para alıyorsun bakacaksın hiç bir yere gitmiyorum dedi. dışarı çıkın yoksa güvenlik çağıracağım dedim. çağırırsan çağır allah hepinizin belasını versin dedi ve gitti. o ettiği beddua o kadar zoruma gitti o kadar kendimi kötü hissettim ki gözümden akan yaşları durduramadım. belki umursamamam gereken önemsiz bir sözdür bir çok insan için ama benim için bardağı taşıran son damlaydı. o an mesleğime kendime ülkeme insanlığa olan inancımı kaybettim. izin aldım memleketime evime döndüm. şimdiyse ne yapacağımı bilmeden günlerdir kendimi sorguluyorum. bu kadar emek ve çaba ne için?

    edit: bir çok destek mesajı aldım. teşekkür ederim. bir kaç şey hakkında açıklama yapma gereği duydum. yoğun mesai emeğin karşılığı olmayan ücret karşılaştığım kötü muamele bunların hepsi katlanılabilir. benim asıl korkum kötü bir insan olmak. hastaların şikayet ettiği yüzümüze bile bakmadı dedikleri doktor olmak.

    ne kadar mücadele etsem de sabır desem de yaşama enerjimi kaybediyorum. işimi layıkıyla en güzel şekilde yapmaya çalışıyorum fakat 2 saat uykuyla 36 saat çalışıp bu nasıl mümkün olabilir? küfür eden hakaret eden bir hastanın ardından bir sonraki hastaya güler yüzle geçmiş olsun şikayetiniz nedir nasıl diyebilirim? demeye çalışıyorum öncelikle iyi bir insan olmaya çalışıyorum fakat hayat enerjim bitiyor.

    yazar arkadaşlarla da bunu paylaşmak istedim. benim öncelikli derdim ne para ne makam ne de rahat bir hayat. sadece iyi bir insan olmak. bunu da iyi bir doktor olup insanlara yardım ederek gerçekleştirmeye çalışıyorum.

    benim gibi bir çok hekim arkadaşımda aynı durumda. hatta bir çok meslek grubu benzer sıkıntıları çekiyor. sabredelim katlanalım demektense çözüm bulmaya çalışalım. kötülüğü bitiremeyiz fakat iyilikleri çoğaltabiliriz.

    edit: desteklerini mesaj yoluyla ileten yazar arkadaşlara teşekkür ederim. iyi ki varsınız. elimden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum. bir çok yazar yurtdışında doktorluk yapmamı veya yol yakınken başka bir mesleğe geçmemi önermiş. cevap vermek istedim.

    ülkemi seviyorum. atatürk'ün "vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır." sözüne binayen işimi en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum. yanlışlar yanlışlıklar var biliyorum ve farkındayım. atalarımdan miras, gelecek nesillerden emanet aldığım ülkemi bırakıp terketmek istemiyorum. torunlarım güzel bir ülkede yaşasın bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmesin istiyorum. elimden gelen tek şey de doğru bir insan olup işimi düzgün yapmaya çalışmak. tüm derdim sıkıntımın sebebi de bu zaten.

    sorunların temelinin doktorluk mesleği olduğunu düşünmüyorum. sorun yaşadığımız şartlar ve bu şartlar her meslekten her sosyoekonomik gruptan insanı zorluyor. bu problemler aşılmadıkça da başka bir meslekte mutlu olacağıma layıkıyla yerine getirebileceğime inanmıyorum.
352 entry daha
hesabın var mı? giriş yap