1 entry daha
  • "aydın olmak doktora cübbesini giymek, gösterişli bir kıyafet giymek yahut kolalı bir yaka ve modaya göre şapkayla dolaşmak değildir. aydınlar halkın beynidir. halk bizi eğitimimiz bittikten sonra iyi maaşlı bir işe girerek, akşamları lokantalarda oturmak veya sözde "okuma salonlarında" kağıt veya domino oynamak için yetiştirmedi. bu hayatı yaşayanlar aydın değil, aydın süprüntüleridir. aydın olarak sizlerin vazifesi halkın zekasını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmektir. halkın düşünme yeteneğini canlandırmak, işçileri, köylüleri ve toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları konusunda eğitmek! sizin göreviniz budur.

    halkın cehaleti, kabalığı, ayyaş ve ahlaksız hayat tarzı, hastalıkları ve fakirliği sizin utancınızdır, bu durumun suçlusu sizsiniz.

    nasıl halat yapıldığını bilirsiniz. önce liflerden ince iplikler hazırlanır, ardından bu iplikler bir araya getirilerek, sicim yapılır. birkaç sicimin bir araya getirilmesi sonucu büyük okyanus gemilerini rıhtıma bağlayan sağlam ve kalın halatlar ortaya çıkar. bizim işimiz de buna benzemektedir. etrafa saçılmış iyi niyet kırıntılarını bir araya getirerek birleştirmek suretiyle, seksen milyonluk halkımız için dev bir kültür ve eğitim hazinesi oluşturabiliriz."

    (bkz: grigory s. petrov)
    (bkz: beyaz zambaklar ülkesinde)

    not: (bkz: lord eddard stark) senin görevin değil, üstüne alınma...
hesabın var mı? giriş yap