130 entry daha
  • aslında hakkında yazacaklarımı bitirdim sanıyordum ama brezza hanımla mesajlaşırken bana gözümden kaçan bi şeyi hatırlattı ve filmini seyredene kadar hakkında son bi entry daha yazmam için bana ilham verdi. gerçi hep aynı şeyi yazıyorum aslında, anafikir hep aynı, dizideki dünya ile bizim yaşadığımız gerçekliğin kıyaslaması ve yaşadığımız dezavantajlar için içinde bulunduğumuz sosyal yapıya sitem. bu seferki de sanki çok farklı olmayacak gibi.

    konu bu sefer biraz klişe, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları ve bunun onların ilişki seçimlerine etkisi üzerine laflayacağım. öncelikle öyle amazonlar falan gibi istisnai oluşumları bi kenara atarsanız tüm dünya tarihinin birbirine benzer şekilde ataerkil olarak şekillendiğini görürüz. kadınların iş dünyasına dahil olmaları falan anca son yüzyılda gerçekleşmiş bi olay. amerika da aslında benzer bi tarihe sahip ve bugün için hala o ataerkil kalıntıları yaşıyor. bunu dizideki iki örnekte de görebiliyoruz. biri steve-miranda ilişkisinde, diğeri carrie-berger ilişkisinde.

    miranda steve ile tanıştığında steve paçoz bi barmen, miranda ise gelir düzeyi iyi bi avukat. başlangıçta ilişkileri sorunsuz giderken zamanla steve bunu sorun yapmaya başlıyor. hele miranda onun parası yetmeyen bi takım elbiseyi steve’e aldığında artık steve daha fazla dayanamıyor ve erkeklik gururuna bunu yediremediği için miranda’dan ayrılıyor. daha sonra tekrar birleştiklerinde ise steve nispeten daha iyi bi ekonomik düzeyde zaten.

    diğerinde berger carrie’nin kendisinden fazla kazanmasını, daha başarılı olmasını bi türlü hazmedemiyor. ve o da carrie’den ayrılıyor. dizideki amerikan erkekleri hala tarihsel erkek egemen tavırlardan tamamen kurtulmuş değiller ve sevgililerinin kendilerinden daha fazla kazanmalarını kendilerine yediremeyip onlardan ayrılma yoluna gidiyorlar.

    sonunda dizideki dünyayla bizim yaşadığımız yerin bi benzerliğini buldum gibi.. öyle sanın.

    şu iki örnekte ortak olan şey nedir. ikisinde de bu durumu sorun yapan erkekler. ne miranda ne carrie sevgililerinin daha başarısız olmalarını en ufak bi sorun haline getirmiyorlar. arkadaşlarıyla olan özel muhabbetlerinde onların daha başarılı olmaları isteğine dair, ya da daha güçlü ekonomik düzeylere sahip olmaları isteğine dair en ufak bi laf etmiyorlar. kadınlar sorun etmiyor, erkekler maço gururlarına yediremiyorlar bu durumu.

    hatta steve miranda’dan ayrılırken miranda ağlıyor ve steve’e, “beni başarılı olduğum için mi cezalandırıyorsun” diyor. miranda istemiyor steve’in ayrılmasını. bu ataerkil düşünce kalıntısının bu kadınlarda esamesi bile yok.

    işte bizimle farkı bu. bizim erkeklerin erkeklik gururları elbette ki daha üstte ama kadınlarımızda durum farklı mı sanki. tam tersine bizim kadınlarımızın bu erkek egemen fikirleri son derece benimsediği bi ülkede yaşıyoruz. kadınlarımız erkeklerin güçlü ekonomik düzeyleri olmasını o kadar önemsiyorlar ki, hatta bazen ilk sıraya bile bunu koyuyorlar. bu satırları, hayatında en az iki farklı insandan “brick, benim şöyle şöyle hayallerim var ama sen ……” şeklindeki cümleleri birebir duymuş bi züğürt olarak yazıyorum. bu ataerkil kalıntılar bende yok ama ne fayda, kızlarımızda varlar hala.

    ha bu arada genel bi kanı var toplumda, kadının zengin erkek seçmesi kötüleniyor. buraya kadar yazdıklarımdan benim de aynı fikirde olduğumu sanmışsınızdır belki. hayır, tam tersine bu durumu evrimsel gerçeklerle ilişkilendirip mantıklı bile buluyorum. şöyle ki,

    insan denen canlının diğer canlılarda olduğu gibi en büyük amacı varlığını sürdürmek ve neslini sağlıklı devam ettirmektir. bu içgüdü kadınlarda çok güçlüdür. bu yüzden erkek seçerken ondan alacağı genetik özellikler ve çocuklarının sağlıklı yetişeceği güvencesini arar. hayvanlarda bu, erkek hayvanın ne kadar güçlü olduğuyla sınırlıdır. bazı örümcek türlerinde dişiler, erkek örümceğin kendisine sinek avlayıp getirmesi üstüne erkekle çiftleşirler. bunun manası, erkeğin dişiye, ben iyi bi avcıyım, benden olacak yavruların da benim bu özelliğimi alacaklar demektir.

    o yüzden zengin bi adam o kişiden olacak çocukların sağlıklı yetişmesinin bi nevi garantisidir. bu yüzden kadınların paraya önem vermeleri aşağılanacak bi şey değildir. mantıklıdır ve geçerlidir. peki bu dizide neden böyle değil. neden miranda steve gibi bi çulsuzla beraber olmayı hiç sorun etmiyor. neden carrie berger’la ayrılmak istemiyor..

    cevabı biliyorsunuz, çünkü bu kadınların erkeklerin ekonomik güçlerine ihtiyaçları yok artık. çocuklarını kendi imkanlarıyla sağlıklı yetiştireceklerinin bilincinde olduktan sonra artık sevgili seçerken onun ekonomik gücüne bakmıyorlar. diğer kıstaslar ön plana alınıyor. genetik yapısı, vücudunun simetrisi, zekası (en kolay ölçüt espri gücü oluyor) vb.

    bu dizideki kadınlar bu evrimsel şartlanmayı kırmışlar işte. ve eğer karşılarına erkeklik gururunu yok etmiş, kendilerinden daha az kazanan biri çıkarsa mutlu bi beraberlik yapmalarının önünde hiç bi engel yok.

    işte bunun hayalini kuruyorum ben de. ekonomik bağımsızlıklarını kazanmış, bu sayede erkekleri onlara dayanacak para kaynakları olarak görmeden sevgili seçen kadınların olduğu bi dünya. ah ulan ah… sayısal kuponumu yatırayım bari. bu sosyal değişimin bizim ülkede olması hayal olduğuna göre son umudum sayısal mnkym…
579 entry daha
hesabın var mı? giriş yap