8 entry daha
  • "senin mi hiçbir dileğin yok? sen mi hiçbir şey istemiyorsun? madenini, ihtiras, merkezine kadar pasa boğmuş... sakın onları sileyim deme; kül gibi dökülür, gidersin. sen, yalnız istiyorsun, istiyorsun... isteye isteye bu hâle geldin; ya isteye isteye kurtulacak, yahut duvarda bir böcek lekesi gibi silinip gideceksin. istiyorsun, hudutsuz istiyorsun; istemek için doğdun. bulamamak yüzünden de öleceksin. bir bulduğun zaman, bin istiyorsun. zaten bulduğun şeyin sence ne kıymeti var? sen bulunmayacak şeyi istiyorsun. dünyaların görmediği kadını, lisânların bilmediği cümleyi, kasaların almadığı serveti, başbuğların tatmadığı nüfuzu istiyorsun. bunlar yine hiçbir şey değil... sen bilmek istiyorsun; felâket orada ki, bilmek istiyorsun. en uzak maddenin en silik atomundan, en çelimsiz insanın en belirsiz hareketine kadar, eşya ve hâdiseleri saran kanunu bilmek istiyorsun. başı önünde, tevekkül ve teselli içinde akan insan zincirinin herhangi bir halkası olmaya razı değilsin. bu zincirin ilk ve son halkasını ele geçirmek, birbirine bitiştirmek istiyorsun. halbuki sıfır, sıfır!.. elinden hiçbir şey gelmiyor. zira hudutluya sığmıyor, hudutsuzu da dolduramıyorsun. böylece dolduramadığın hudutsuza karşılık, sığamadığın hudutlu, seni hükmü altına alıyor. uçmak dilerken, yürümeni şaşırıyorsun. krallara iradeni telkin etmek yerine, çöpçülerin nüfuzu altına giriyorsun. kasaların almadığı servet işte, şu konsolun gözündeki, üç günlük kuru francala kenarı... lisânların bilmediği cümle adına terkip ettiğin şeylerden, üç yaşındaki çocuklar bile mahcup... kirli yatak çarşafındaki sarımtırak lekeler şahit ki, yeryüzünün görmediği kadını bir ân zaptedemeyen bir hayâl, aşağı kattaki pörsük kokona vücudu önünde müflistir."
hesabın var mı? giriş yap