6 entry daha
  • mary wollstonecraft' 1700'lü yılların sonlarında kaleme aldığı kitabıdır.
    her annenin, her genç kızın, her kadının okuması gerektiğini düşündüğüm kitaptır.
    kitapta kadınların koketlikleriyle değil zekalarıyla, bilgileriyle, erdemleriyle toplumda var olması gerektiğinden, erkeklerin kadınları ve kız çocuklarını eğitimden yoksun bırakarak aslında bir kadınla cinsi birlikteliğin ötesinde akıllı dostluklarından kendini mahrum bırakmasından bahsediyor, kız çocukların bir çok fiziksel ve zihinsel beceriyi de kazanabilecekken aptallaştırılmaya ve kaslarının güçsüzleştirilmeye mecbur bırakılmasını eleştiriyor, ayrıca fransız ihtilalinin önemli isimlerinden biri olan jean jacques rousseau gibi bir adamın bu denli cinsiyetçi olduğunu bana gösteren kitaptır.

    kitaptan iki üç paragraf paylaşacağım..

    "erkeklerle onların kızları eşleri ve anneleri olarak bağlantılı olduklarından, kadınların ahlaki yapıları, bu yalın görevleri yerine getirme biçimleri ile değerlendirilebilir; ama sonuçta, tüm bu görevlerin amacı kendi yetilerini geliştirmek ve bilinçli bir şekilde erdemli olmanın saygınlığını kazanmak olmalıdır. bu yolu zevkli bir yola dönüştürmeye çalışabilir elbette, ama kadınlar da erkekler gibi unutmamalıdır ki, yaşam ölümsüz bir ruhu tatmin edecek kadar haz sunmaz."

    "öyle ki güzelliği süslemesi gereken en önemli üç özelliği saymam istense , hemen temizlik, yalınlık ve mesafeli durma derim. burada sözünü ettiğim mesafeliliği herhangi bir cinse özgü olması gereken bir özellik olarak görmüyorum elbette; bu özelliğin bulunması her iki cins açısından da eşit önemdedir. aslında bu özellik öylesine önemlidir ki, aynı çatı altında iki ya da üç kadın yaşıyorsa, ailenin erkek üyeleri en fazla içlerinden en temiz olana ve mesafeli olana saygı gösterecektir; bunları söylerken aşkı bütünüyle konu dışı bırakıyorum."

    "erkekler kölece itaatimiz yerine, akılcı arkadaşlığımızı tercih edip zincirlerimizi kırmamıza cömertçe yardım etselerdi, bizlerin daha dikkatli kız çocuklarına, daha duyarlı kız kardeşlere, daha sadık eşlere, daha akılcı annelere - kısaca daha iyi yurttaşlara - dönüşeceğimizi görürlerdi. o zaman onları daha gerçek bir sevgiyle severdik, çünkü kendimize saygı duymayı öğrenirdik. değerli bir adamın akılcı huzuru da eşinin aylakça yüzeyselliğiyle bozulup durmaz,..."
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap