114 entry daha
  • çok uzun bir zaman önce, galiba develer tellal, pireler berber idi; evde, can yoldaşım kedimle ağlamaklı bir ruh hali içinde otururken, elimde tv kumandası, kanal kanal geziyordum. bir yerde, kanalın adını bile hatırlamıyorum, bir kadın şarkı söylüyordu. hiç tanımıyordum, sfenks gibi kaldım.
    içimdeki "sus, otur oturduğun yerde!" dediğim çığlığım zincirlerinden kurtuldu, doya doya ağladım, şarkının ve sesin güzelliğinden mest oldum.
    neyse ki adını öğrendim. ben bir sürü şeye geç kaldım, geç tanıdım, geç öğrendim. olsun, ayıp değil; bunu kabul etmemek ayıp.
    ertesi gün bildiğim tüm mağazalara gidip ne kadar cd'si varsa topladım.

    o ses o nahif bedenden nasıl çıkıyor, bilmiyorum. güçlü bir sesi var; ses rengi de çok güzel ve sesi yaşlanmıyor; kendisi de yaşlanmıyor aslında, değişiyor.* kanadalı.. belki bu nedenle, ingilizce ve fransızcaya aynı derecede hakim fakat fransızca ona daha çok yakışıyor. tipi de fransız.
    o şarkı şuydu; je t'aime
    stüdyo kaydı

    "doğru, ayrılmanın başka yolları da vardı
    belki yardımcı olurdu bize birkaç bardağın kırılması
    bu acı sessizlikte seni affetmeye karar verdim
    çok sevmekten yapabileceğimiz hataları
    doğru içimdeki küçük kızın ihtiyacı vardı sana
    neredeyse bir anne gibi sarmalayıp koruyordun beni
    paylaşılmaması gereken o ruhu çaldım senden
    sözlerin rüyaların sonunda, haykıracağım
    seni seviyorum, seni seviyorum..."

    bu da başka bir konser kaydı
    şarkının tamamını konuklar söylüyor, hep bir ağızdan dev bir koro olarak.. lara fabian'ın gözleri doluyor.

    bir de adagio koyalım şuraya..
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap