931 entry daha
  • seçemeyeceği özellikleri ile bir çocuk dünyaya getirip; onu, geçip giden yıllar ile birlikte belki de tercih hakkı olsaydı asla içinde bulunmak istemeyeceği bir yaşama hapsetmek nereden baksan akılsızca ve bencilce.

    siz ebeveynler; çocuk sevgisinden, aidiyetten bahsedersiniz. bir şeyi yokluktan var etmek, ve ona karşı koşulsuz bir sevgi beslemek sandığınız gibi bir erdem değil, kendinize meşguliyet bulma arayışının bir sonucudur. kendinize itiraf edemediğiniz gerçek ise var olmamış bir şeyi asla sevemeyeceğinizdir, siz bir insan ihtiyacı olan "sevmenin kendisini" doğurmak istemektesiniz. anne ve babaların, çocukları ne kadar vasıfsız, haydut, topluma zararlı bireyler olsalar bile her daim onları olumlamalarının sebebi budur. çocuk bir projedir, hem de başarısızlığı kolay kabul edilemeyecek kadar içsel bir projedir.

    kendi çocukluklarını yaşayamayan ve eskiye dönme arzusundaki insanlar o yıllara dair pişmanlıklarını yarattıkları çocuk üzerinden gidermeye çalışırlar; çocuk yapmanın gayesi bütünüyle tek bir plana bağlı olmasa da bazen içinde ukde kalmış bir enstrümanı öğrenmek, asla sahip olunamamış kalitede bir eğitim ile donatılmak, imkanlar el vermediği için satın alınamamış lüks giysileri nihayet giyebilmektir. dikkat edin, ebeveynler çoğu zaman çocuğa neyin yakışacağına ve onun için neyin iyi olduğuna kendileri karar vermek isterler, çocuğu asla dinlemezler. onlara kulak verme konusunda hassas ebeveynlerin ise geçmişinde bir yerlerde muhakkak intikam almak istedikleri bir "dinlenilmemiş olma" acısı vardır.

    bu bencillik beni mahvediyor, acıyorum, sefalet içerisinde dünyaya getirilen çocukları gördükçe içim parçalanıyor. bir ömür çalışıp, düzenin çarklarından sadece bir tanesi olmaktan öteye gidemeyecek başka bir köleyi daha sisteme armağan eden bu düşüncesiz varlıkların bencilliği beni öfke içerisinde bırakıyor.

    sadece maddi imkansızlıklar değil beni burnumdan solutan; ona iyi bir genetik miras armağan edemediğiniz için var oldukları süre boyunca taşımak zorunda olacakları ve bu hayatı tam kapasite deneyimlemelerinin önüne geçen; kısa boy, uzun burun, çirkin surat, asimetrik organlar, çarpık bacaklar, konuşma bozukluğu, çekingenlik, karamsar mizaç gibi özellikler de bencilliğinize hayret etmeme neden oluyor.

    schopenhauer'in de dediği gibi, bu dünyaya sadece acı çekmek için geliyoruz. bu dünyadaki acı, her zaman mutluluğa ağır basıyor. mutluluğu hatırlamak zor, acıyı unutmak ise çok daha zor. bu kaosun son bulması için yapılması gereken şey üreme iç güdüsüne karşı gelmek ve insan ırkının son bulmasını sağlamaktır. gelecek nesilleri acı, umutsuzluk ve kargaşadan kurtarmanın tek yolu budur.
159 entry daha
hesabın var mı? giriş yap