5 entry daha
  • şimdi şöyle. ayla erduran' ın keman çaldığı gibi oynuyor sevil akı. iddialı rollerin oyuncusu olması, ya da oynadığı iddiasız rolleri iddialı hale getirmesi de bu yüzden. (bkz: bernarda alba nın evi) ayla erduran' ın en tipik özelliği icrasındaki coşkudur, tutkudur diyebilir miyiz. diyebiliriz. teknik kusursuzluğu dahi riske atarak içindeki bütün yanardağları patlatır. "çalmaktan" korkmaz. üstelik çok gösteriş yapamayacağı daha sade eserlerde dahi o enerjisini insan duyar alttan alta.

    sevil akı da öyle. oynamaktan korkmuyor. mehmene banu gibi gösterişli işlerinde, öz denetimi belli bir düzeyde tutuyor, oyununu kısıtlamıyor. onun yerine risk alıyor ve kendine, kendinde bulduğu cevhere inanarak oynuyor. ispanyol çingenesi bir kahya kadını oynarken bile onun herhangi bir kahya kadın olmadığını insan hissediyor.

    sevil akı' nın enerjisi, büyüsünün sahneden fersah fersah yayılışı mümkün değil durdurulamıyor.

    tespit ettim, paylaştım efendim.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap