• üst edit: burada yaşadığım durumu analiz ederken kendinizi benim yerime koymanızı, nişan günümde nasıl bir stres yaşadığımı tahayyül etmenizi rica ediyorum. siparişi internetten oluşturmadım çünkü, belirtmem gereken durumları telefonda daha rahat ifade edebileceğimi düşündüm. ancak vakit buldum da paylaşıyorum yaşadığım durumu.

    15 haziran salı günü, 19 haziran cumartesi günü olacak nişan organizasyonum için 6.6 kg(3 adet 2.2 kg lık standart tepsi)+1 kg olacak şekilde toplam 7.6 kg baklava siparişi vermek için koçak baklavayı aradım. aynı gün birkaç defa kendileri ile iletişime geçtim. bu görüşmelerin birinde yetkili kişi ile de konuşup siparişimi netleştirdim, ücreti eft olarak gönderdim, gerekli notları almalarını sağladım.
    16 haziran çarşamba günü teyit amaçlı yine aradım, herhangi bir sorun olmadığını, "zaten kurumsal bir markadan sipariş oluşturduğumu ve bunun için de içimi ferah tutmam gerektiğini" ifade ettiler.
    18 haziran cuma günü geldi. bugün siparişim, otobüs ile gaziantep'ten ankara'ya akşam saatlerinde yola çıkacaktı. bu arada baklava kargoları ya otobüs ile, ya da baklava için özel kargolarla gönderiliyor. neyse cuma günü kargo çıkmadan yine bir görüşme gerçekleştirdim. tam 4 dakika konuştum, yine ısrarla teyit aldım. şöyle sorun yok böyle sorun yok derken, siparişi otobüse verdiklerinde beni arayacak ve gerekli bilgileri vereceklerini söylediler. akşam saatlerinde gelen aramada siparişi otobüse teslim etmiş olduklarını yetkili kişi bana bildirdi. tekrar tekrar sordum, kaç tepsi verildi, kaç kg olarak otobüse verdiniz diye. bana aynen şunu söyledi yetkili şahıs: "efendim hiçbir sorun yok paketiniz eksiksiz verildi rahat olun." iyi tamam dedim. ertesi gün yani nişan günüm olan 19 haziran cumartesi sabahı 7.00'da gelen otobüsteki baklavaları almak için bagaj bölümüne gittim. muavin baktı baktı oradaki baklava tepsileri arasında benim ismimde sadece 1 kg'lık bir kutu var başka da hiçbir şey yok. şoför geldi konuya dahil oldu bulamadılar. ellerindeki notlara baktıklarında teslim aldıkları paketlerde benim ismime sadece 1 kg'lık paket bırakıldığı bilgisi vardı. saat sabah 7 civarı, nişanım saat 13.00'da. ne yapacağımı şaşırdım. bir ton işim gücüm var, ben baklava ile uğraşıyorum. saatlerce bu meseleyle vakit kaybettim.
    yetkiliyi aradım yok efendim kusura bakmayın, nasıl olmuş bilmem ne. derhal pastane pastane gezdim, apar topar bi baklava aldım. en iyisi olsun diyerek giriştiğim işte herhangi bir baklava alıp çıktım. yanlış anlaşılmasın baklava bu kadar da önemli değil kardeşim sen de ne diye ankara'dan almadın en başından demeyin. aslen gaziantepli olduğum için hep benden bi antep baklavası beklentisi oldu. bunu da karşılamak için hep iyisi olsun diye sözde iyi baklavacılardan almaya çalıştım.

    en iyisi olsun, özel bir gün ne de olsa diyerek güya en kaliteli markadan alalım dedim, rezil bir gün geçirdim.

    kg fiyatı 155 lira olan bu güya kurumsal baklavacıdan baklava sipariş edip de rezil olmak istemiyorsanız açın bu entry'yi okuyun. paranızla rezil olmayın.
    edit: para iademi 21 haziran pazartesi 10.00 gibi aldım. o kadar masrafımın içinde iki defa baklavaya para vermenin sıkıntısını da ayrıca yaşamış bulundum.

    zorunlu edit: defalarca aramama bahane bulanlar olmuş. işte güzel kardeşlerim bakın defalarca aramama rağmen bunları yaşadım bilmem anlatabiliyor muyum? "siparişim nasıl iyi mi aaa ne güzel aman iyi bakın" demek için aramadım tabii ki. birkaç defa teyit için arayın dediler. birinde eft gitti mi onun için aradım, bir diğerinde araç plakasını öğrenmek için aradım. ekşi ahalisini tanıdığım için üst edit olarak empati kurmalarını istediğim bazı yazarlar demek ki bu duygudan yoksun.

    edit2: hala bu kadar neden aradın diyen üstün zekalıları okuyorum. tanımadığım ya da daha önce iş yapmadığım bir insanla bi iş yaparken tabii ki üstüne düşeceğim. üstüne düşmekle ne kadar da haklı olduğum sonuçlarda kendini gösteriyor.

    edit3: şaka gibi eş dost da bana "üstüne çok düşmemişsin, daha sıkı tutman gerekirdi." demişti. burda da çok üstüne düşmüşsün diyorlar. ülke insanı çok garip.

    edit4: baklava zerre kadar umrumda değil. nişanlımın da zerre kadar umrunda değil. ancak çok şükür ki ikimiz de kendi emeklerimiz sonucunda ulaştığımız belli bir bütçeye sahibiz. bunun sonucunda da eş dost laf söz etmesin diye en iyisini almak durumdaydık. yoksa ben bilmiyor muyum glikozun kg fiyatının 155 tl etmeyeceğini. dipnot olarak söylemekte fayda var, nişanımda 1 tane bile baklava yemedim çünkü son derece sevmediğim bir tatlı. yani demem o ki aşırı sivri zekanızla yorum yaparken biraz mantıklı konuşun.

    edit5: bir hekim olarak tedavisi konusunda hassas, tabiri caizse "pimpirikli" hastalarıma karşı bir daha bana gelmesinler diye dişlerini mahvetmemin gerekli olduğunu öğreten sivri zekalı yazarlara teşekkürler.

    edit6: organizasyon aile arasında evde yapılan 18-20 kişilik bir toplantıdan ibaret. fazla baklavayı eşe, dosta, komşuya verdik. pandemi şartlarında tıbbi etik ve ahlak dersi vermeye çalışan asgari standarttaki zatların bilgisine.

    edit7: bu devirde nişan mı olurmuş, bu keko adetleri bırakınmış bilmem ne. eleman sanki stockholm'de yaşıyor. ülkede sen istemesen de bir şekilde bu gelenekler yapılıyor, ama büyük ama küçük. hayat boyu yaşadığınız eziklikleri klavye başında tolere edemezsiniz.
349 entry daha
hesabın var mı? giriş yap