17 entry daha
  • modern edebiyatın başyapıtlarındandır. ilk iki bölümde romanın kurgusunu anlamak mümkün değildir. hatta bu kitabı ele alan çoğu kişinin ilk iki bölümü bitirmeden kitabı okumaktan vazgeçmesi muhtemeldir. mamafih üç ve dördüncü bölümler okunup kitap bitirildiğinde etkisi uzun süre okuyucunun üzerinde kalacak dev bir eserin parçaları tamamlanmış olur.

    aynı olaylar farklı kişilerin bilinçlerinden anlatılır. burdaki amaç, gerçeğin insandan insana değişebileceği olgusunu işlemektir. tabi gerçek, kitaptaki karakterlere göre değişebileceği gibi okura göre de değişebilir. faulkner, 19. y.y. yazarları gibi bize kendi bakış açısını sunmaz, bizi 3 karakterin ve kendimizin bakış açısıyla baş başa bırakır.

    bir ailenin ve o ailedeki bireylerin bir çorap gibi sökülen, bir cam gibi parçalanan, dağılan yaşamları anlatılır. romanda sık sık okurun karşısına çıkan zihinsel özürlü kardeş benjamin'in ağlamaları, haykırmaları, çığlıkları yaşanan bütün trajediye, acının ağırlığına karşı bir tepki gibidir.

    bu romandan yola çıkarak yaşam hakkında genel bir yargıya varmak ya da yorum yapmak doğru değildir kanaatimce. insan vardır bu kitapta, insanlar, aptal insanlar, düşünen insanlar, günahkar insanlar, mantıklı insanlar, fedakar ve sıradan insanlar. ama hiçbiri, yıkılan bir düzenin, derinlere kök salmış bir trajedinin parçası olmaktan kurtulamazlar.

    bir yandan dile getirilmeyen, insan yüreğinde sıkışıp kalan duygular, bir yandan benjy'le beraber yüksek "ses"le haykırılan acılar, bir yandan jason'un "öfke"siyle ifade bulan tüm yaşananlar...
86 entry daha
hesabın var mı? giriş yap