34 entry daha
  • james wan'ı çağımızın en iyi yönetmeni sayan kişilere berbat gelmesi oldukça normal.

    neyse, filme gelirsek:

    filmin bence en büyük kusuru ayakları yere basmayan ambalaj bir feminist jargonu benimsemesi.

    --- spoiler ---

    annette'nin doğumu ile birlikte ann'in turneleri dolayısıyla sorumluluğu artan henry karakterinin kötü bir karaktere dönüşmeye başlaması, işlerinin bozulması oldukça problemli bi izah gibi geliyor bana:

    carax'a göre henry nasıl bir karakter?

    ann'a inanılmaz aşık, sadece anlık bir öfkeyle onun ölmesine çok da gönüllü olmadan razı, boyun eğen, ölümü üzerine son derece pişman olan, arınma ve affedilme yaşamak isteyen bir karakter mi?

    yoksa

    başından beri aslında kötü olan (beraber ormanda yürüdükleri sahnede ann'e arkadan yaklaşırken onu boğazlıyormuş gibi yapıp sonra sarılıyor buradan çok da masum olmadığını anlıyoruz) hayatını zevke ve sevmekten çok sevilmeye kanalize etmiş bir kötü mü? filmin mantara bağladığı nokta burası.

    şimdi:

    çocuk doğduktan sonra henry'nin onunla ilgilenirken birden mahlasına dönüşerek ,maymun haliyle çocuğunun kucağında olduğu sahneyi nasıl değerlendirmeliyiz ya da annette'in hiç yanından ayırmadığı maymun peluşunu, babaya bağını koparmak istemeyen bir kız çocuğunun totemi olarak mı okumak lazım?

    bu bağlamda henry karakterini filmin türü gereği olan dramatik yapıdan koparıp epik tiyatro alanına geçercesine (karısının ölümündeki mesuliyeti dolayısıyla) onu tanrının maymunu olarak adlandırıp her kötülüğün mesulu ilan edip kısır ve eksik bir metinle izleyene buradan alman, çıkarman gereken feminist ödevler var, demek ne kadar mantıklı.

    bir insanı öldürmek evrensel bir kötülüktür tabii ki fakat burada gördüğümüz birbirine çok aşık olan iki insanın aralarındaki çatışmalar sonrası birinin hayatını kaybetmesi olduğundan anlatı ve anlatının türü gereği iyi ve kötüden bahsetmek kaçınılmaz. ancak ann'in özel arabasında turneye giderken analojik olarak henry ile aşkını temsil eden ormanın yanması üzerine (ki bu aşklarının bittiğini sembolize ediyor aslında) yattığı rüyada 6 kadının henry tarafından şiddet mağduru olduğunu görüyor. asıl soru şu: bu sahne rüya mı? yani henry'nin olduğu şey mi yoksa ann'in henry'nin olmasından korktuğu şey mi?

    bence yönetmene göre bu henry'nin olduğu şey ve bu sahnelerle ilintili olarak da cezaevine götürülme sahnesinde pankartlardaki hakim sloganlar feminizm üzerine.

    işte tam olarak da sorun burada başlıyor, karakterin çocuk doğduktan sonra kendini kaybetmesi anlamını yitiriyor. aslına bakarsanız bu sahnenin filmin söylemeye çalıştığı şeyle de çelişkisi mevcut. evin hanımı çalışırken çocuğa bakmayı beceremeyen, filmde eril kuvvetin sembolü olan muzu kendi eliyle sıkarak yok eden adama verilen sorumluluğun yerine getirilememesi üzerine oluşan gerilim feminist bir söylem midir? bu bağlamda aşık olduğunuz alfa karakter bir erkekten müşterek hayatın doğasında olan bir şeyi istememek mi lazım. eğer film hayır istemek lazım diyorsa filmin genelindeki kadın temsilinin belli belirsizliği nedendir? filmin tüm eksenini henry doldururken ann'in hikayedeki akış gereği öldürülen olması kadın temsili açısından problem teşkil etmiyor mu?

    örneğin: ann ile henry sevişirken çok dikkatli bir biçimde ann'in meme uçlarının gözükmemesini sağlayan carax neden anne olduktan sonra ann'in meme uçlarını bize göstermeyi tercih etmiştir? bu dolaylı yoldan anne olmaya bir övgü değil mi? ya da başka bi pencereden bakarsak çocuk doğuran bir annenin memesi işlevini mi değiştiriyor, seyircinin bu "ahlaksız" organdan sakınmasına gerek kalmıyor mu? filmde henry'nin götünü ve kaslarını doyasıya görürken ann'in böyle sahnelerde yer almaması, erotizme oynamamasından mı kaynaklanıyor yoksa carax'ın kendi kafasında yarattığı ve filmine yansıttığı kadın ve erkek eşittir ancak erkekler biraz daha eşittirden mi kaynaklanıyor.

    ha bu arada bence carax'a göre erkekler de eşit değil kendi aralarında. henry mchenry gibi alfa erkekler var hayatta bir de ad vermeye bile gerek olmayan accompanist betalar. bu betaları öldürmek hakdır cezanıza razı gelirseniz. cezanız da çocuğunuz tarafından kötülüğünüzün ilan edilmesi. bu durum bizi yine ilk soruya geri döndürüyor. heny mchenry'i iyi mi kötü mü? şahsen aslında ikisi de diyemiyorum çünkü herhangi bir konuda (bu filmde kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri) net bir mesaj verme gereği duyan ve çatışmaları buralar üzerinden kuran bir film taraftır ve tarafını belli etmek zorundadır. mutlak kötülük, nihilizm, kinizm gibi şeylere sığınarak elleri yukarı açıp dua etmek, hem teknik hem de etik olarak kusurludur.

    --- spoiler ---

    bunların dışında senaryosu kendisine ait olmayan, anadili dışında ve türün alışılagelmiş kalıplarını zorlayarak ancak bu kadar iyi bir film çekilebilirdi carax. oldukça başarılı.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap