122 entry daha
  • bunyesinde inanilmaz hikayeler ve argumanlar barindiran, hakkaten cevab verilemeyen kitap. karin kasi yaptirir.

    bikac ornek;

    "bir def’asında da, bir parça ekmekden yüzseksen kişi yidi, ekmek yine de artdı. bir def’a da, bir parça ekmek ve pişmiş bir kuzu ile, yüzotuz kişiyi doyurdu. kalanını da deveye yükleyerek götürdüler."

    "çeşidli yerlerde resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” (mubârek parmaklarından su fışkırma) mu’cizesidir. o mubârek sudan içerek, bir kaç yüz sahâbî susuzluklarını giderdiler. hudeybiye günü ise, hâzır bulunup da, bu mubârek sudan içen eshâb-ı kirâm, bin kişiden ziyâde idi. ayrıca mataralarını da doldurmuş idiler. bu mu’cize, medîne çarşısında, buvat gazâsında, tebük gazâsında vedahâ pek çok yerlerde görülmüşdür. hattâ, hudeybiyede su, mubârek parmaklarından musluklardan akar gibi akdı. susuz olanlar içdikden sonra, hayvanlara dahî yetişmişdir. bunlar, çok sağlam rivâyetlerle, mu’temed [çok güvenilir] siyer âlimleri tarafından ittifâk [sözbirliği] ile bildirilmişdir."

    "(selâm ve şehâdet-i eşcâr) mu’cizesidir. resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” kendisinden mu’cize isteyen bir a’râbîye cevâb olarak, yolun kenârında bulunan bir ağacı çağırdı. ağaç köklerini toplayıp, sürüyerek resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna geldi ve peygamberliğine şehâdet etdikden sonra, yerine geri gitdi."

    "...bir def’a da, bir hurma ağacı peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” peygamberliğini tasdîk etmiş, sonra tekrâr eski yerine dönmüş idi."

    "medîne-i münevverede, mescid-i nebevî içinde dikili bir hurma kütüğü vardı. bu hurma kütüğü resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ayrılığından inlemeğe başladı. ya’nî kütükden ağlama sesi geliyordu. bütün cemâ’at işitdi. peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, yeni minberden inip hannâneye sarıldı, sesi kesildi. "

    "gözleri iyice görmez olmuş ve beyâzlaşmış bir ihtiyârın gözlerine, mubârek nefesleri ile üfleyince, derhâl şifâ bulup, o ihtiyâr kendi elbisesini diker oldu."

    "muhammed bin hâtib diyor ki, küçük idim. üstüme kaynar su döküldü. vücûdum yandı. babam resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” götürdü. mubârek elleri ile tükrüğünü yanan yerlere sürdü ve düâ buyurdu. hemen yanıklar iyi oldu."

    bana hersey life of brian'i hatirlatiyor.
172 entry daha
hesabın var mı? giriş yap