6 entry daha
  • kadınların bir erkeğin hayatında yol açabileceği hasarın tahminî boyutuna dair bir film. çok eğlenerek izliyorsunuz ama bir yandan da beyninizin bir köşesi aşkın kadınlar tarafından kurgulanmış bir oyun olduğunu anlamanız için çalışıyor. bu filmin ardından kesinlikle buna inandım. kadınlar erkeklerin hayatına giriyor, etrafı diledikleri gibi dağıtıp/toparlayıp kendi hayatlarına geri çekiliyorlar. arada ağlayıp sızlanıyor, mutlu olup gülümsüyor, muhakkak ki keyif de alıyorlar. ama aslında ipler daima kadınların ellerinde. gitme vaktinin geldiğini fark ettiklerinde erkeklerden çok daha kolay dönüp gidebiliyorlar. çünkü bir kadın daima kendini sevecek birini bulacağından emindir. oysa bir erkek her zaman bunun tereddütü ile yaşar. sevmek kadınlar için ne kadar kolaysa, ayrılmak da erkekler için o kadar zordur. işte kadın-erkek arasındaki "bağlanma anlayışı"ndaki bu farklılık üzerine bir film bu. kız olmaktan tiksindiğim anlardan bol bol barındırıyor içinde. o kadar ki, kendimden utandım filmi izlerken. kromozonlarımın beynime bu kadar hunharca kazıdığı, bir hayata böylesine hükmetme içgüdüsünü söküp atmak istedim içimden. ama sonra biz kadınları bu kadar iktidar hırsıyla dolduranların da yine erkeklerin ta kendileri olduğunu düşünerek su serptim yüreciğime.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap