• --- spoiler ---
    marianne konuştukca sarı komidinin ağırlaştığı film.
    --- spoiler ---
  • norvecli ve genel olarak kuzey avrupali insanlarin en ekstrem hallerde ne denli medeni olabileceginin ornekleri ile dolu olan film.

    --- spoiler ---
    marianne adada ogretmenlik yapma bahanesiyle bizimkini boynuzlamaktadir. bizimki olaya el koymaya gider. marianne tor'la yemek yemektedir. normalde bu durumda (kavat olmadigini savunan) yurdum insanindan ne beklenir? rezalet cikartmasi, ortaligi dagitmasi, tor'la, marianne'la veya her ikisi ile kavgaya tutuşması. hayir, gayet kibar sekilde:

    bizimki: merhaba tor.
    tor: merhaba.
    b: tor, burada ne yapiyorsun?
    t: kartallari inceliyorum.
    b: tor, marianne ile başbaşa konuşabilir miyiz?
    t: tabi

    medeniyet budur iste!
    --- spoiler ---

    not: filmde esas oglanin ismi gecmiyor. oylesine silik ki, isminin bile bir onemi yok.
  • kadınların bir erkeğin hayatında yol açabileceği hasarın tahminî boyutuna dair bir film. çok eğlenerek izliyorsunuz ama bir yandan da beyninizin bir köşesi aşkın kadınlar tarafından kurgulanmış bir oyun olduğunu anlamanız için çalışıyor. bu filmin ardından kesinlikle buna inandım. kadınlar erkeklerin hayatına giriyor, etrafı diledikleri gibi dağıtıp/toparlayıp kendi hayatlarına geri çekiliyorlar. arada ağlayıp sızlanıyor, mutlu olup gülümsüyor, muhakkak ki keyif de alıyorlar. ama aslında ipler daima kadınların ellerinde. gitme vaktinin geldiğini fark ettiklerinde erkeklerden çok daha kolay dönüp gidebiliyorlar. çünkü bir kadın daima kendini sevecek birini bulacağından emindir. oysa bir erkek her zaman bunun tereddütü ile yaşar. sevmek kadınlar için ne kadar kolaysa, ayrılmak da erkekler için o kadar zordur. işte kadın-erkek arasındaki "bağlanma anlayışı"ndaki bu farklılık üzerine bir film bu. kız olmaktan tiksindiğim anlardan bol bol barındırıyor içinde. o kadar ki, kendimden utandım filmi izlerken. kromozonlarımın beynime bu kadar hunharca kazıdığı, bir hayata böylesine hükmetme içgüdüsünü söküp atmak istedim içimden. ama sonra biz kadınları bu kadar iktidar hırsıyla dolduranların da yine erkeklerin ta kendileri olduğunu düşünerek su serptim yüreciğime.
  • festivalin* en keyifli filmlerinden. kadıköydeki seansını sabahın 11’e koyduklarında ilk başlarda pek bi küfür yediler benden ama gidince gerçekten çok keyif verdi. öncelikle şunu söylemeyi belirtelim ki dagur kari filmleri sevenler kesinlikle bunu da severler. ben voksne mennesker’in mizahına çok benzettim. giderek iskandinav filmleri tutkunu olmaya başladım.

    --- spoiler ---
    peter stormare faktörü ve saunadaki adamların hep birlikte kadınlar hakkında yaptığı yorumlar en komik yerlerindendi. zaten stormare’nin oynadığı hiç bir rol kötü olmuyor.

    sarı dolabın esas adamın oturma odasına duruşu bir nevi metafor olsa gerek. sıradan, özelliksiz odaya bir anda renkli bir dolap konur. adamın hayatına marianne isimli eğlenceli bir kız girer gibi bir şey demek istemiş yönetmen. kavga ettiklerinde dolabı atmaya çalışır ama gücü yetmez. tıpkı marianne’yi hayatından çıkarmaya gücü yetmediği gibi.
    bir de bu iskandinavların paris tutkusunun sebebi nedir gerçekten çok merak etmekteyim. sürekli hikayelerinde illa bir yerden paris çıkıyor. romantizmi orda buluyor olsalar gerek.
    son olarak birşey daha söyleyecem ki filme dair yaptığım en ilginç gözlem olabilir: filmin başlarında marianne adamımıza hediye olarak frank zappa cd’si alır. frank zappa'nın müziği eğlenceli, hayat dolu olarak bilinir. tıpkı filmin işleyişi gibi. yani yönetmen filminin gidişatının nasıl olacağını zappa ile açıklamıştır.*
    --- spoiler ---
  • filmin kısa özeti bir ilişkide kadının erkeği nasıl manipüle edebildiğidir.

    --- spoiler ---

    filmin paris kesitindeki mirlinda olayı ise biraz fazla sürrealist geldi bana. fransa'da kızlar teklif ediyormuş, hem de ısrar da ediyorlarmış demek.. ya da (bkz: hayallerde yaşıyor bazı norveçliler)

    --- spoiler ---
  • vaktiniz bol ise ve yormayan bir film arayışındaysanız izlenebilecek film. senaryo orjinal, oyunculuklar iyi, özellikle marienne'i canlandıran hatun kendinden tiksintirtecek kadar iyi bir performans sergilemiş. ancak film göreceli olarak kısa süresi içerisinde çokça tekrara düşmüş ve amacından sapmış. finaliyle klişeye düşürmese daha iyiymiş sanırsam.
  • yasadıgı ılıskıyı "kadınca" sezgılere mahkum eden bır adamın trajı komık! seyrı...
  • tanışma sahnesinde dahi adını söylemeyen bir kahraman çevresinde dönen karikatürik, keyifli ve dahi leziz film. müzikleri güzel, sırıtmak yerine tamamlayıcı baharat özelliğini güzelce yerine getiriyor. evet.
  • hayatı bir kadın tarafından tamamen istila edilen bir adamın öyküsü. kadın bir ara yok olur sonra birden yine ortaya çıkar. bu süreçte kahramanımızın aklı iyice karışır. film alışageldiğimiz formatın oldukça dışında (bkz: amelie) çekilmiş keyifli bir norveç filmidir.

    ayrıca istanbul film festivali kapsamında gösterilecek filmlerden bir tanesidir.
hesabın var mı? giriş yap