4 entry daha
  • herhalde gerçekten içselleştirilip, hayatımıza nüfuz(?) etmesinden gelen bir görünmezliğe sahip ırkçılıktır. kabul edilmiş olduğu için, yaşama sinmiş olduğu için çok belirgin olmayan ırkçılıktır. ve yine yaşama sinmiş olduğu için karşı çıkıldığında sanki ırkçılığa değil de; bir yaşam tarzına, bir varlık sebebine karşı çıkılıyormuş gibi tepki alınır. "kürt ama dürüst bakkal, ermeni ama namuslu satıcı, çingene çocukları, laz, yahudi ama yahudi gibi değil" tarzındaki deyimler tabii ki anadolu'nun her yerinde büyük şehirlerdeki gibi görülmez ya da yeni yeni görülmeye başlanmıştır çünkü anadoludan farklılıklar güzelce silinmiştir. farklılıkların silinmesiyle yüzleşemeyen bir toplum, olmayan farklılıklara karşı ayrımcılık yapılmadığı için ırkçı değil diye tanımlanamaz. mevsimlik işçilerin şehirlere alınmayıp, şehir dışında çadırlarda kaldığı haberleri yine ve yeniden gazetelerde görülmeye başlamışken (gazete demişken, türkiye'de gazete başlıklarını okuyup ırkçılık yok demek mümkün mü gerçekten?) türk ırkçılığı yok denemez.

    orta asya türkleri dediğimiz bir grupla alakalı en güzel yanıtı bir kazak vermiş (arkadaşımdan duydum bunu) : siz neden bize orta asya türk'ü diyorsunuz? biz size anadolu kazak'ı diyor muyuz?
65 entry daha
hesabın var mı? giriş yap