6 entry daha
  • bu çokluğun belirsizliği üstüne düşünüyodum. belirsizliğin bir fikrin başarısı için belli bir dozda gayet de işe yarayabileceğini... ne var ki bir rüya gördüm: rüyamda çokluk hürriyet'i takip eden yakışıklı bir delikanlıydı. hürriyet de uzun saçlı özgür bir köle, gökyüzünde süzülen bir fikir*... hayır çokluk kavramı normalde herhangi bir kadını takip ettiğinden değil. bari hürriyetin sembolü olarak olsun bir kadını takip ederken hayal etmek istediğimden heralde. gerçi biyopolitikadır falan fuko olsun negriler olsun nasıl kadınlardan bahsetmeden kuruyorlar hala dehşete kapılıyorum ama... neyse, fazla uzaklaşmayayım. zaten rüyamda bu takip çok tedirgin edici bir hal alıyor ve çokluğun belirsizliğine dair benim açımda yeni bir perde başlıyordu: çokluk belirsiz olduğu için sınır tanımıyor, sınır tanımadıkça da hürriyet için yakışıklılığı bir ironiden ibaret kalıyodu... duvarlardan geçiyo, gökyüzünde dolanıyo, su gibi, ateş gibi olmanın da ötesinde geziyodu. benim çıkardığım sonuç şöyle: çokluk hürriyette ısrar etsin ama yeri belirsiz eylemliliği hürriyetten rol çalmasın... fransız devriminden beri antropomorfist sembolizmin bu derecesi, pes vallahi!
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap