172 entry daha
  • --- yorumsal spoiler ---

    adından da anlaşıldığı üzere ters yüz olmuş hayatları anlatıyor yazı tura. madalyonun iki yüzü ya da kılıcın iki ağzı da denilebilir. ben kılıcı tercih ediyorum; çünkü hayat kılıç gibi keskindir. acıtır, parçalar, kan akıtır.

    rıdvan'ın da cevher'in de karnına bir kılıç girmiştir ve giren kılıcın iki ağzı vardır. rıdvan'ın kılıcının bir ağzı uğruna bacağını kaybettiği vatan aşkıdır. bu aşkla, kurşunları ardı ardına sıktığı teröristle olan karşılaşmasını, maçta binbir çalımla vole çakmış bir futbolcunun coşkusuyla anlatır. kılıcın diğer ağzı keskindir. o da aşktır ama bir kürt kızına olan aşktır. terörist olan bir kürt kızına olan aşktır. dağda kurşunları kendi eliyle ardı ardına vücuduna boşalttığı terörist olan bir kürt kızına olan aşktır. kendini kaybedip mayınlara doğru koşmasına sebep olan, bacağını kaybettiren bir aşktır. kılıç karına, en çok acı veren yere girmiştir bir kere. bir adamın hayalleri bacaksız ve aşkı fersiz kalmıştır. ardından kan kaybı. rıdvan'ın yaşadığı sürekli bir kan kaybıdır. uğruna hayallerini verdiği insanlar tarafından dışlanması, sevdiği kızın en yakın arkadaşıyla kaçması, peşini bırakmayan ölülerin hayalleri, hayallerin ölüleri, pişmanlıklar seli.. anası pansuman yapmaya çalışsa da kan durmaz hiç. tedadüflerin hainliği sonucu bir adamın kafası ve bacağı kaybolmuştur ortadan. erkan can'a dert yanar rıdvan "eğer gitmeseydi devran emmi benim bir bacağım sakat kalmayacaktı" der. serzenişler kılıç karına girene dek havada asılı kalır. lise aşkının babasıdır devran. dağda vurduğu aşkının babasıdır. ilık ılık akan kan kırmızıya boyadıkça rıdvan'ın hayatını rıdvan erer.beynim uçtu gitti der, sakatım der, beni mazur göreceksin,affedeceksin, gaziyim ben, der. ama bunların hiçbiri insanların umurunda değildir. bedenler küçük insanların gözünde hayellerden ve yüreklerden daha önemlidir. nihayetinde rıdvan da bunu kabul eder. bir değeri yoksa aciz bedeninin, gideyim bari buralardan der. elif'in hayaline dalarak, yüzünde bir gülümsemeyle ağzına dayadığı silahın tetiğini çeker.

    sıra cevher'de. rıdvan'ın bacağını kaybettiği mayın patlamasında cevher'de sağ kulağını kaybeder. askerlik sonrası travmaları yaşarız cevher'le birlikte. insanlar üstümüze üstümüze gelir, görüşümüz bulanıklaşır, kalabalıkta afakanlar basar. e bu kafayla da çiçekçi dükkanı açmak isteyecek hali yok; tefeci tahsildarı olur cevher. sonra deprem...deprem sadece istanbul'u değil cevher'in hayatını da sallar, yıkar ve altüst eder. açmaya çalıştığı büfe yıkılır, amcası depremde ölür. ama en önemlisi türkoğlutürk, adam gibi adam cevher'in hem rum hem hristiyan, üstüne üstlük eşçinsel aynı babadan abisi ortaya çıkar. kabul edilemezdir bu cevher için. ötekidir abi. bir yabancıdır. öyle midir?

    filmde en çok sevdiğim anekdot cevher'in aynaya teoman'ın kafasını yaklaştırarak" neremiz benziyo lan bizim" demesinin ardından teoman'ın başka bir aynada cevher'i ruj sürdüğü dudaklarıyla şop diye öpüp, ruj bulaşmış dudaklarıyla cevher'i yine bir aynaya tutup bak ne kadar da benziyoruz demesidir. benzerler evet. aslında ikisi de yabancıdır. dolayısıyla birbirlerinin yakınıdr.

    teoman'ın çıkardığı her günah, kılıcı bir tur daha döndürür cevher'in karnında. cevher senelerce bilmeden teoman'ın oyuncaklarıyla oynamış, onun yaşadığı evde yaşamış. onun arkadaşlarıyla arkadaş olmuş, onun babasına baba demiştir. sonradan gelen cevher'dir aslında, teoman'dan ziyade. cevher bu yüzleşmelerin ardından kanadıkça kanar ama kaybettiği kan kadar da kan akıtır. onun çelişkileriyle başa çıkabilme yolu da budur. nefret ettiği ibnelikle suçladığı abisi için cinayet işlemesi cevher in bunalımlarının son noktasıdr. teoman'ı ters düz eden magandanın önce boğazını sonra sağ kulağını keser. kendisinin sağır olan sağ kulağının intikamını alır sanki. polisler üstüne yürürken "gaziyim ben, şş kelepçe olmaz, benim madalyam var" diye bağırır. ama o madalyanın iki yüzü vardır. diğer yüzü inandığı her şeyin zıt yönde yansımasıdır. sadece sağır değil aynı zamanda bu yansımayı göremeyecek kadar kördür tabi cevher.

    film buruk bir tad bıraktı bende. zaten erkan oğur'un kalp burkan nağmeleri başka türlüsünü olanaksız yapıyor. kenan imirzalıoğlu dahil oyunculuklar çok başarılıydı. hareketli kamera sayesinde filmin atmosferi direk hissediliyor. filmi genel olarak beğendim. ama bazı eleştirilerim var. sahne geçişlerini bazen gereksiz buldum mesela. bir sahneyi gösterirken, alakasız başka bir sahne girebiliyordu araya. rıdvan'ın hikayesini de hem daha gerçekçi, hem anlatımını daha güzel buldum.

    --- yorumsal spoiler ---
179 entry daha
hesabın var mı? giriş yap