151 entry daha
  • bazı filmler vardır ve bu filmler "pringles" ya da fast-food gibidir; mideye indirdikten sonra kalanları çöpe atarsınız ve bir saat sonra tüm yemeği unutursunuz.

    bazı filmler de bir evlilik yıldönümü yemeği gibidir, çaba, emek ve zamanlaması önemlidir. yemeğin kendinden çok, yemeğe atfedilen fikir önemlidir.

    bu da evlilik yıldönümü yemeğine benzeyen filmlerden. arka planda beyaz gürültü olsun diye izlenecek bir film değil.

    film, içinde bulunduğumuz sonu giderek yaklaşan hayatlarımıza cesur sorular yönelten filmlerden. ölüm bir gerçeklik ve bu gerçeklik çok rahatsız edici. eminim içinizde ölümden korkmadığını düşünenleriniz vardır fakat adını hatırlayamadığım bir yazar ya da bir şairin de dediği gibi; her ölüm erken ölümdür.

    ölümden herkes korkar. işte bu korkudan kaçınmak için hayatımız boyunca, kırılgan varlığımız ile dans ederiz. kendimizi ölümden ve ölüm fikrinden soyutlamak için her şeyi yaparız.

    bu filmde de başroldeki karakterlerin ölümle dansını izliyoruz; farklı danslar, farklı kaçınmalar, farklı yüzleşmeler.

    --- spoiler ---
    filmin sonunda bu dansı beraber yapabileceklerini kavrayan iki karakteri izliyoruz. film boyunca bu sorunla kendi başlarına yüzleşiyorlar; kadın karakter yani babette bu korkusunu yardım alarak gömmeye çalışırken, erkek karakter yani jack korkusunu gizlemeye çalışıyor. ikisi de ölümden cidden korkuyor ve bu iki karakter aslında izleyiciyi taklit ediyor; yani bizi. arka planda alakasız konular hakkında konuşan çocuklar tam bir beyaz gürültü; yani bir anlamda huzur verici küçük diyaloglar. çünkü insanları varoluşsal sorgulamalardan ve ölüm fikrinden uzaklaştıran her şey teskin edici bir ses gibi. odağımızı kırıyor ve iç sesimizi susturuyor. başlarına gelen ve ölüme en çok yaklaştıkları sahnelerde bile bu beyaz gürültü onları bir anlığına da olsa ölüm fikrinden uzaklaştırıyor ve rasyonel davranmaya itiyor. film mükemmel bir dansla bitiyor; bizi ölüm fikrinden uzaklaştıran, hızlı tüketim sayesinde üzerine fazla düşünmemize gerek kalmayan son derece yüzeysel ve beyaz gürültünün bol olduğu bir yerde yapılıyor üstelik bu dans: süpermarkette.
    (süpermarkete kasap reyonunun geleceğini tasvip etmeyen ve bunu iğneleyici bir biçimde söyleyen murray (siyahi öğretmen), aslında bize ölümü hatırlatan kasap ile süpermarketin hoş gitmeyeceğini söylemeye çalışıyor)

    az önce parantez içinde verdiğim küçük alegoriler filmde tonla var, ve eminim bir çoğunu da gözden kaçırdım. bir ara tekrar izlemem gerektiğini düşünüyorum.
    --- spoiler ---

    bu film, dediğim gibi emek ve zamanlama isteyen bir film. şu an sevmeseniz bile 10 sene sonra sevebilirsiniz; bu sizin varoluşsal sorgulamalara olan alakanıza göre değişebilir.

    ama siz siz olun, herkese bu filmi önermeyin. sonuçta evlilik yıldönümü yemeklerine herkes çağrılmaz.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap