19 entry daha
  • annem için psikiyatrın altı ay önce koyduğu teşhis. on gün psikiyatri servisinde yatış ve halen devam etmekte olan ilaç tedavisi var. eğer bir majör depresyon hastasına refakat etmeniz gerekiyorsa, bilmeniz gerekenler şöyle;

    * eğer benim durumumda olduğu gibi çok yakınınızsa; ilk olarak sakin olmaya çalışın. bunu başarabilmek bir iki gününüzü alıyo ama sonra gözlerinizden yaş akmadan ona bakabilmeyi başarıyorsunuz.

    * kendilerini tamamıyla kapatıyor ya hastalar; "beni duymuyor, dinlemiyor" diye düşünmeyin, olabildiğince çok "dış uyaran" verin. konuşun bol bol. çok hastaymış gibi de davranmayın, hiçbir şeyi yokmuş gibi de. "bu bir hastalık anneciğim, kolunun kırılması gibi, nezle olman gibi, bu da geçecek canım benim, çok iyi olacaksın, hem bak ben küçükken hatırlar mısın düşüp dizimi parçalamıştım..... " diye devam eden konuşmalar yaptım yaklaşık iki gün boyunca, bıkmadan usanmadan. ve sonrasında annem hepsini duyduğunu ama cevap veremediğini söyledi. anlattığına göre kafasından film şeritleri geçmeye başlıyormuş. aynı anda onlarca görüntü yığılıyormuş, hepsini görmeye çalışırken hepsi de bulanıklaşıyor ve birbirine giriyormuş, onun anlatımı bu.

    * eğer hastane ortamında değilseniz mutlaka kendine zarar verebileceği şartları ortadan kaldırın. kesici aletler, ip vb. ve bir an bile boş bırakmayın çünkü genellikle herhangi birşeyden ya da her şeyden dolayı kendilerini suçlayıp, ölmem gerek diye düşünüyorlar. çok mu uzak ve inanılmaz geliyor bu size. uzak değil inanın, benim canım annem de yapmazdı bunları normalde. majör depresyon hastaları ne yazık ki bir süre normal davranış sergileme gücünü yitiriyorlar.

    * mümkün olduğunca teke tek iletişim kurmaya çalışın çünkü karşılarında birden fazla kişi olursa ipin ucunu hiç bulamıyorlar. hastalığın ilk on günü -tabi benim vakam için genel geçer süredir, genelleme yapamam- misafir kabul etmeyin.

    * birkaç ay sonra iyileşme belirtileri gösterdi diye ilaçlarını aksatmasına asla izin vermeyin, ruh ve beynin tamiri uzun sürüyor çünkü.

    * ve duygularını paylaşın, ona sevildiğini söyleyin. - o benim annem, babam, kardeşim canım tabi ki onu sevdiğimi biliyor- demeyin. bu illet insanın içinde biriken, söyleyemediği ve duymak isteyip duyamadığı şeylerin safrası. birikiyor, birikiyor ve sonunda beyin bunları kaldıramayınca şalteri indiriyor sanki. tıp dilindeki tam karşılığı bu mudur bilmiyorum ama, benim yaşadığımdan anladığım bu.

    * ve eğer genetik bağınız olan biri bu hastalıktan muzdaripse; kendinize dikkat edin. çünkü nesil kovuyor namussuz.

    sonuç olarak evlerden ıraktır. eşekten düşenin halinden, eşekten düşmüş anlar. düştüm ki ordan biliyorum. bizim memleketin deyimiyle "adınızı deliye, kıçınızı çalıya verin" ve içinizde hiçbir şeyi saklamayın.

    bir yıl sonra gelen bilgilendirme: ilaçlarını bu ay itibariyle bıraktırdı doktorumuz ve "bir daha görüşmeyeceğiz fatma hanım, güllerini görmeye gelirim ama" dedi. annem iyi ama hastalanmadan önceki haline dönmedi. çok derin bir iz bırakıyor bu meret ve sanırım geçmeyecek. diken üstünde ona karşı sözlerimiz, davranışlarımız. ama, gözlerinde gördüğüm "kayıp ruh" u bir daha görmemek için her şeyi yaparım.
515 entry daha
hesabın var mı? giriş yap