8 entry daha
  • sofya ekspresi, tcdd'nin iki yurtdışı hattından biri. diğeri de bükreş ekspresi, ama o sadece yazın çalışıyor. şu an sadece sofya treni var yani. tren halkalı ile sofya merkez istasyonu arasında çalışıyor. aşağı yukarı 12 saat sürüyor. yol üzerinde birkaç yerde daha duruyor, ama bunlar kısa tabi. inip sigara içmek mümkün, ama öyle etrafa bakacak kadar durmuyor. arada başka duraklamalar da oluyor ama onlar genelde teknik sebeplerden. evet, o yol için biraz uzun süre, ama tren gece gidiyor, yani orucu uykuya tutturma durumu mevcut. buradan akşam biniliyor, orada sabah iniliyor. dönüşte oradan akşam biniliyor, burada sabah iniliyor. uyurken yol gitmiş oluyoruz yani, cruise gemileri gibi.

    2 çeşit koltuk var. yataklı ve kuşetli. kuşet hafifçe yatan koltuk demek. yataklı olursa kompartmanda 2 kişi olunuyor, kuşetlide 4 kişi. yataklı olan daha iyi tabi, bir de iki kişi olup kompartmanı kendine ayırınca şahane oluyor. bizim şansımıza, giderken kompartmanın kaloriferi bozuktu, dönüşte önce sağlamdı ama sonra komple elektrik kesildi ve haliyle durdu. ama tabi bu bize özgü bir şanssızlık, normalde olmaz. bizim gibi kış ortasında değilseniz zaten umurunuzda olmaz.

    kompartmanda lavabo, buzdolabı, priz, ayna, ufak bir masa mevcut. kaloriferin derecesi ayarlanabiliyor. battaniye de veriyorlar. tuvalet kompartmanda yok. her vagonda bir alaturka, bir de alafranga tuvalet var, bir tane de duş var. duş nasıldır bilmiyorum, kimse de kullanmak istemez herhalde ama mecbur kalınca kullanılabilir, var yani. tuvaletler temiz. o eski trenlerdeki deliğinden raylar gözüken tuvaletlerden değil, baya uçak tuvaleti gibi. tuvalet kağıdı ve kağıt havlu var. kompartmanlar da gayet temizdi. hijyenik bir sıkıntı yok yani. trende yemek vagonu yok, herhangi bir gıda satışı da yok. dolapta birer tane çubuk kraker ve minik meyve suyu var. atıştırmalık birşeyler götürmek şart. isteyen alkol de götürür, hazır buzdolabı filan da varken güzel rakı içilir trende.

    trene halkalı'dan binerken x-ray'den geçiliyor. bu sanırım tehlikeli birşey taşınmaması için. bilet ve pasaport kontrolü yapılıyor. tabi bu kontrol sadece bilet sahibiyle pasaport sahibi aynı mı diye. yani normal iç hat trenleri gibi herkes kafasına göre trene binemez, hatta yaklaşamaz. uluslararası bir durum var sonuçta, pasaport görmeden olmuyor.

    pasaport ve gümrük olayı biraz ilginç. giderken tren kapıkule'de duruyor. oradaki istasyon binası cumhuriyet'in ilk yıllarından kalma sanırım. soğuk, biçimsiz, sovyet kafasıyla yapılmış bir bina. yenilemeyi düşünmemişler. normalde bilet satılacak yerde pasaport kontrolü yapılıyor. herkes sıraya giriyor, köhne binanın içinde 70 yıllık demir parmaklık arkasında oturan bir polis memuru tek tek kontrol ediyor, hızlıca geçiriyor herkesi. kontrolden geçen trene biniyor ve yola devam ediliyor. bu olay 15 dakika filan sürüyor. sınırı geçince bu sefer bulgaristan'ın sınır istasyonunda duruluyor. burada bulgar polisi trene binip tek tek kompartmanlara bakıyor, herkesin pasaportlarını toplayıp gidiyor. tek tek detaylı kontrol edip geri getiriyorlar. bu olay bir saat filan sürüyor. biraz sıkıcı ama prosedür böyle.

    dönüşte bulgaristan tarafında olay yine aynı. tren duruyor, pasaportlar toplanıyor, bir saat sürüyor. sonra yine kapıkule. bu sefer birazcık farklı ama. çantalarla bavullarla iniliyor. pasaport kontrolü yine aynı, hızlı ve detaysız, ama sonra bagajlar x-ray'den geçiyor. tüm bunlar olurken polisler trene biniyor tek tek her kompartman aranıyor. bu arama bitince tekrar trene biniliyor ve yolculuk devam ediyor. dönüş peronunda kapıkule'de çok köhne ve çok küçük, tekel büfesi boyutlarında ve şeklinde bir duty free mağazası var, ama pek anlamı yok.

    burada dikkat çekmek istediğim bir nokta var. avrupa''nın en vasat ülkelerinden biri olan bulgaristan sınırdan girenlerin pasaportlarını dikkatle inceliyor. kim geliyor, neciymiş, sabıkalı mı, terörist mi, pasaportu gerçek mi, herşeye bakıyorlar. peki türk polisi girişte neye bakıyor? bavuldaki içkilere... pasaportlara "şöyle bir" bakarken bavullara kafayı takmaları bu yüzden. allah muhafaza, ya bulgaristan'dan ucuz içki alıp getiriyorsak? o zaman memleketimizin hali nice olur? terörist, sapık, katil filan olmamız önemli değil, zaten suriye'den afganistan'dan herkes rahat rahat geliyor. ama işte fazladan birkaç şişe içki getirilmesi milli güvenlik açısından ciddi tehlike. kafayı alkole takmış durumdalar, uyuşturucu kontrolü yok, koklayan köpek filan yok, tüm dertleri içki.

    kişi başı iki şişeye kadar izin veriliyor. fazlası problem olabilir. sigara zaten buralarda daha ucuz. diğer şeylerle zaten ilgilenmiyorlar.

    ben genel olarak beğendim tren olayını. ucuz (yataklı olarak kişi başı 72€ oluyor gidiş dönüş, uçaktan ucuz), merkezi yerden binme ve inme olayı güzel, nostaljik olması hoş. uyurken yol gidilmesi ve direkt sabah inip işine bakabilmek (ya da gezmeye başlayabilmek) güzel birşey. vizesi ya da yeşil pasaportu olana tavsiye ederim, en ucuz yoldan avrupa gezisi oluyor işte.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap