29 entry daha
  • açılın ben çiftçiyim. hayvancıyız ama olsun ömrümüz bunun dibinde geçiyor.

    çoook uzun entry olacak çayınızı kahvenizi koyun. bunu okuduktan sonra çoluk çocuğunuza ne yedirirsiniz bilmem.

    ticari olarak çimleri, geniş yapraklı yabani otları ve odunsu bitkileri kontrol etmek için geniş spektrumlu, seçici olmayan, çıkış sonrası herbisit. olarak tanımlanır.

    piyasada agnoround, sonround, bestutax ve tabii ki roundup adıyla bulunan herbisitlerin etken hammaddesidir. glyphosate'ın yanında ve haricinde mesotrione ve nicosulfuron kullanımı da mevcuttur. aynı bokun laciverti demeyeceğim, onlar da şeffaf, onlar da kristal, onlar da kokusuz.

    bu glyphosate içeren ot ilaçları'nın formülü hep aynıdır. litreye 480 miligram glyphosate i.p.a. bu sondaki harfler isopropylamine ammonium, yani izoprofilamin tuz'u ifade eder. glyphosate-isopropylammonium'un moleküler formülü c6h17n2o5p şeklindedir.

    bestutax
    roundup

    şişe içindeki kalıntıyla temas bile ciddi kanserojen etki yaratabilir. bu ilacın atıldığı tarlaya 2 gün boyunca insan ve hayvan girmemesi önerilir. ciddi nörotoksik etkiye sahip bir kimyasaldır. 12 yaş altı çocuklarda beyin fonksiyonlarının gelişimine olumsuz etkileri kanıtlanmıştır, yüksek dozda maruz kalındığında otizm, felç vakalarında artış bu ilaç kaynaklı görülmektedir. hücre yapısını bozduğu, mitokondrial bozukluk yarattığı araştırmalarda görülmektedir. davranış bozukluğu ve motor fonksiyon eksikliğine yol açtığı da görülen sonuçlar arasındadır.

    araçtırmalar, eldiven kullanmadan ilaçlama yapan insanlardan alınan idrar örneklerinde 1 ila 233 ppb * glyphosate tespit edildiğini gösteriyor. ısrarla insanlar için kanserojen değildir dense de, 6 günlü sürede günde 15 ppm maruz kalındığında balıkları öldürebildiği kanıtlanmıştır.

    kaynak

    böcek, balık, arı, insan ve kemirgenlerde çeşitli araştırmalar yapılmış, tüm bu canlılarda olumsuz etkilere rastlanmıştır.

    kaynak

    tek veya çok yıllık doğadaki tek ve çift çenekli bitkiler (bkz: monokotil) (bkz: ödokotil) de dahil olmak üzere 150'den fazla yabani ot türünü öldürebilir. ticari bir başarı olarak pazarlanan seçici olmama özelliği faydalı/zararlı ayırmaksızın sistematiğini işletebildiği tüm bitkilerde etkili olmasını sağlar.

    uçucu olmayan, ham haliyle kristal yapıda, kokusuz bir kimyasaldır, fotokimyasal bozunmaya uğramaz ve havada kararlıdır. emilme ve bozunma yoluyla toprakta hızlı inaktivasyonu nedeniyle çevre için nispeten güvenli bir kimyasal bileşen olarak kabul edilmiştir. fakaaaaat,

    bu dozajlamanın ve uygulamanın doğru yapıldığı durumlar için geçerlidir. dozajlama ve uygulamadaki hatalar, güvenli sayılan bu durumu özellikle bizimki gibi uygulama hatası ve cahilliğin cirit attığı ülkelerde tam tersine çevirir. öyle ki, yeterince fazla yaprağa ve gövdeye uygulanırsa karaağaç, meşe gibi yaygın ve dayanıklı orman ağaçlarını bile 10-12 gün içerisinde öldürebilir. bunun yanında yarılanma süresi de uzundur.

    uygulamada seçiçi olmayan glyphosate üzerine sıkıldığı tüm bitkilere etki etmeye çalışır. bitkilerin yaprak kısımlarına uygulanan gliphosate, bitki içine dört farklı yoldan girebilir. yapraklar, yeşil dokular, kökler, gövde veya kökten veya gövdeden çıkan sürgünlerdir. bünyesine girdiği bitkide kökten yaprağa kadar yayılır. tüm bitkiyi esir alır.

    bitki seçmese de bitkiye girdikten sonra, öncelikle bitki içindeki aktif büyüme bölgelerini hedef alır ve hızla yerleşir. burada işte geniş spektrum ve çıkış sonrası denen pazarlama lafları devreye giriyor. yani filizlere ve kabuklaşmamış dallara saldırıyor ilaç. etki mekanizması, şimdi burada uzun uzadıya anlatamayacağım bitkinin büyüme enziminin aktivitesini bloke etmektir. bu enzime kısaca epsps denir. yeterince uzun süre enzim aktivitesi yapamayan bitki sentez zincirini tamamlayamaz hale gelir, uygulamadan sonraki 1-3 hafta içerisinde şartlar ne kadar iyi olursa olsun uçtan köke kadar ölür.

    çok dikkatli ve beyin fonksiyonların üst seviyede olan, ehil kişilerce kullanılması gereken, ülkemizde herhangi bir zirai ilaç bayisinden ekmek su alır gibi üç kuruş paraya alabileceğiniz bir zehirdir. ay ne güzel köy yeri diye gezerken gördüğünüz beyaz, geniş kapaklı 1 litrelik plastik şişeler istisnasız ot ilacı şişeleridir. sistematik bir ilaçtan öte, bir soykırım silahı da denebilir. dünyada bugüne kadar intihar olayları da dahil bu kimyasalı yutan 80 kişiden 79'u çeşitli şikayetlerle hastaneye kaldırılmış, 7 kişinin ölümü rapor edilmiştir.

    kaynak

    bırakın dozajlamayı, atık bertarafını vs. çoluk çocuk bununla oynar, suyla bir çalkalayıp ambalaj olarak kullanılır bu şişeler. kuzusuna bu şişede mama hazırlayan bile var. konu kuzulara gelmişken, üyeliğiniz varsa okumanız için kaynak.

    koyun metabolizması, genetiği, doğal seleksiyon, sağlıklı sürü yönetimi, yüksek verim üzerine oldukça fazla okuyorum. kısaca anlatayım,

    yonca ve diğer yem bitkileri tarlalarında kullanılan glyphosate'ın yonca bitkisi yoluyla koyunlara geçtiği, bünyelerinde glyphosate bulunan anaçlardan doğan yavruların böbreklerinde ve beyin zarında nefrotik etki yarattığı ve bu durumun kuzu ölümlerini arttırdığı, yaşayan hayvanlarda ise genetik bozuklukların devam ettiği kanıtlanmış.

    araştırmayı yapan uzmanlar, ilk başlarda gruptaki anaçların yavrularında yerelde kara hastalık olarak da bilinen halbuki bambaşka bir hastalık olan daft lamb diseaseadı verilen hastalık var diye düşünmüşler. perinatal ölüme sebebiyet veren bu hastalık yukarıda bahsettiğim nefroz ile benzer semptomlar gösterdiği için bu durumun anlaşılması ancak tedaviye yanıt alınamaması sonra anlaşılmış.

    sonrasında işin aslında genetik bozukluktan kaynaklandığı anlaşılmış. deneyler 22 anaç barındıran ufak bir sürü üzerinden yapılsa da sonuçlar korkutucu. koyunların insanlara da bulaşabilen zoonotik hastalıklar konusunda mimli olması, etinin ve sütünün, sakatatının yaygın tüketilmesi ülkemiz için bu durumu daha kritik bir sorun haline getiriyor.

    düşünün, tarladaki ayrık otuna ilaç atılıyor, bu ilaç ayrık otunun kökünden yoncaya geçiyor, yoncayı yiyen koyunda da kalıntı bulunuyor. etinde ve sütünde olmaması için mucize gerekli. bu mucizeyi de yine bayer firması monsanto üzerinden bizlere sunuyor. glyphosate'a karşı dirençli tohumlar. yani genetiği değiştirilmiş organizmalar. ne kadar başarılılar, doğru mu değil mi bilemiyorum, zira ticari bir ürün ile ilgili tarafsız araştırma bulmak sözkonusu firma bayer gibi monopol bir firma olunca zor.

    evet ben koyunculuk yapıyorum. türkiye'deki 3 ari sertifikalı koyun işletmesinden birinin sahibiyim. şu sıralar sinirliyim ve sürüyü sattım, setifikamı da iade ettim.

    layığıyla çiftçilik yapabildiğim günler bu ülkede yakın mı uzak mı, bunu kestirebildiğim zaman ya devam edeceğim ya tamam diyeceğim. ama şunu söyleyeyim, cahilli başa, cana, mala, ülkeye, her şeye bela.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap